Nazmi Kahraman 

Yönetime başkaldıranların sürgün yeri olarak sıklıkla kullanılan ''Fizan'a kadar yolun var'' kelimesinin nereden geldiğini çoğu kimse bilmez.

Bugün birçok kişi, öfke anlarında "Fizana kadar yolun var" ifadesini kullanıyor. Peki, bu tarihi ifade nereden geliyor? 

Osmanlı döneminde sürgünlerin gönderildiği Fizan, uzak coğrafi konumuyla dikkat çekerken, günümüzde ise hala bilinmezliğini koruyan bir yer olarak varlığını sürdürüyor.

Fizan, Osmanlı Padişahı 2.Abdulhamid döneminde, itaat etmeyen, jöntürklerinin yanı sıra  kargaşa yaratan devlet görevlileri ve sivillerin sürgün edildiği bir yer. Günümüzde halen bazı kişiler, birbirlerine kızdıkları zaman, ''Fizana kadar yolun var", "seni fizana göndereceğim" diye söylenir.

FİZAN'A KADAR GİTMEK SÖZÜ NEREDEN GELİYOR?

Libya'nın güneybatısında bulunan Fizan, sert kara iklimi ve tarihi sürgünlerle öne çıkıyor. Hurma tarlaları, vahalar ve kuyu suyu ile yapılan tarımıyla bilinen Fizan, Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamid döneminde yaşanan sürgünlerle özdeşleşen bir yer.

Birçok kişinin Fizan'a kadar gitmek sözünü kullandığı bilinmektedir. Bu sözü kullanan kişilerden birçoğu bu sözün neden söylendiğini bilmemektedir. Ayrıca bu sözü duyan kişilerin de önemli bir kısmının söz hakkında bir fikri yoktur. Oysaki bu söz rastgele söylenmiş bir söz değildir. Çünkü bu sözün söylenmesinin bir anlamı bulunmaktadır.

Kanem İmparatorluğu13. ve 14. yüzyıllar arasında Fizan'ı ele geçirdi. Bu imparatorluk Fizan üzerinde uzun bir süre hakimiyet kursa da bu hakimiyet daha sonra kaybolmuştur. 17. yüzyıla gelindiğinde Osmanlı İmparatorluğu bu bölgeyi ele geçirmiştir.

FİZAN'A SÜRGÜN EDİLMEK NEREDEN ÇIKTI

Fizan, uzaklığı ve ıssızlığıyla bir sembol olmuştur. Bu yüzden Fizan'a sürülmek deyimi doğmuştur. Osmanlı döneminde padişahın veya üst kademe yöneticilerin bunu bir tehdit unsuru olarak kullandığı söylenir. Bu durum da Fizan'ın sıklıkla kullanılmasına yol açtı. 

Yani birçok kişinin sıklıkla kullandığı Fizan'a gitmek, seni Fizan'a gönderirim, fizana kadar yolun var sözü buradan çıkmıştır.

Editör: EYYUP KAÇAR