Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Doğan Hatun,  "Anadili öğrenimi sadece evlerde değil, okullarda da olmalıdır" dedi.

Eş Başkan Doğan Hatun,  Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı'nın, 21 Şubat Ana Dil Günü etkinlikleri kapsamında  Surp Giragos Kilisesi’nde düzenlenen “Diyarbakırlı Mıgırdiç Dikranyan ve Ermeni Harfli Kürtçe Metinler” paneline katıldı.

Hatun, açılışta yaptığı konuşmada,  Diyarbakır'ın bir Kürt şehri olduğunu ama aynı zamanda çok dilli bir kent olduğuna dikkat çekerek, "Biz çok dilliliği yaşatacağız. Kültürümüz ve bu kentteki tarihi yapıtlar bu çoğulculuğun en bariz örnekleri. Bu bize bir miras olarak kaldı" dedi. 

“Binlerce yıllık bir geçmişe sahip bu mirası bin yıllarca ileriye taşımak bizim boynumuzun borcudur” diyen  Eş Başkan Hatun, Migirdiç Dikranyan’ın Ermeni harflerle Kürtçe yazdığı eseri bu bilinçle yazdığını ve bu kültürü bir miras olarak aktardığını söyledi.
Dikranyan’ın oluşturduğu bu mirasa sahip çıkıp gelecek nesillere taşımak gerektiğinin altını çizen Hatun, bu kentin çok dilli kültürünü büyütüp dünyaya yaymayı hedeflediklerini belirtti.

I M G 20250208 W A0012

"NEDEN DİLLERİMİZ YOK OLMAK ÜZERE"

Belediye olarak çeşitli dillerde kurs açtıklarını aktaran Hatun, şöyle konuştu: “Özellikle yok olma riski taşıyan Süryanice ile Zazacayı korumak, geliştirmek önemli. Tarih bize bu sorumluluğu yüklüyor. Uzun süren asimilasyon politikasını kırmak için bu çokdililiğe sahip çıkmalıyız. Anadili öğrenimi sadece evlerde değil, okullarda da olmalıdır. Neden dilerimiz yok olmakla yüz yüze? Bunu iyi düşünmeliyiz. Anneler yüzlerce yıl bu dili bu seviyeye getirdiler biz de bu yükü almalıyız.”

Sur Belediyesi Eş Başkanı Adnan Örhan, Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Zeynep Yaş, sivil toplum örgütü temsilcileri ve dil bilimcilerin katıldığı panelde, Abdurrahman Yiğitalp, Artun Gebenlioğlu, İrfan Çağatay, Serhat Bozkurt ve Tahir Baykuşak da birer konuşma yaptı.
Entelektüel bir din adamı olan Mıgırdiç Dikranyan’ın Diyarbakır’ın bir evladı olduğu, 1866’da yayınlanan bu metinlerin günümüz Diyarbakır Krütçesiyle yazıldığına dikkat çekildi.
 Bilgi Üniversitesi’ndeki akademisyenlerin biraraya gelerek ortaya çıkarttığı bu eserin kolektif bir çalışmanın ürünü olduğu ve aslında alfabeler, diller ve kolektif kimlikleri içerdiği anlatıldı. 

Editör: MERAL ÖZDEMİR