İstanbul Kent Üniversitesi'nden Erengül Arslantaş ve Ecem İnce Karaçeper'in yaptığı araştırmada, son yıllarda gastronomi alanındaki araştırmaların, insanlığın yeme alışkanlıklarının kökenlerine ışık tuttuğu ve bu araştırmaların odağında medeniyetlerin beşiği Mezopotamya'nın yer aldığı kaydedildi.
''Tarımın, kültürün ve kentleşmenin temellerinin atıldığı Mezopotamya, aynı zamanda gastronominin de doğum yeri olarak kabul ediliyor'' denilen araştırmada, neolitik döneme ait en eski bulguların bu coğrafyadan çıkmasının, mutfak kültürünün temellerinin burada atıldığını gösterdiği kaydedildi.
Araştırmada, ateşin keşfi ve tarımın gelişmesiyle birlikte Mezopotamya mutfağının, tüm dünya mutfaklarına ilham kaynağı olduğu belirtiliyor.
HİTİTLERDEN GÜNÜMÜZE LEZZET MİRASI
Arkeolojik kazılarda bulunan tabletler, Hititlerin beslenme alışkanlıkları ve mutfak kültürü hakkında önemli bilgiler sunduğu da kaydedilerek, bayram törenlerinde düzenlenen şölenler ve tanrılara sunulan kurbanların, Hitit mutfağının zenginliğini gözler önüne serdiği ifade ediliyor.
Çiğdem Bayramı'nda kralın sofrasında yemek yenilmesi, tanrılara çiğ et sunulması ve aşçıların hazırladığı özel yemeklerin, o dönemdeki mutfak kültürüne ışık tuttuğu da anlatılan araştırmada, ''Saray mutfakları, kral sofraları ve şölenler hakkında bilgiler ise çeşitli arkeolojik kazılardan ve yazılı kaynaklardan elde ediliyor'' deniliyor..
LEZZET MOZAİĞİ MEZOPOTAMYA MUTFAĞI
Araştırmada, Mezopotamya mutfağı denildiğinde, geniş bir coğrafyada ve zaman diliminde yaşamış birçok medeniyetin mutfak kültürünün akla geldiği de ifade edilerek, Sümerler, Akadlar, Babiller, Asurlular ve Hititler gibi birçok uygarlığın etkileşim içinde olduğu Mezoptamya mutfağının zengin bir lezzet mozaiği sunduğu kaydediliyor.
''Bereketli Hilal'' olarak adlandırılan Mezopotamya'nın verimli topraklarının, çeşitli tarım ürünlerinin yetişmesine olanak sağladığı ve bunun da mutfak kültürünün gelişmesine katkıda bulunduğu belirtilen araştırmada, Sümerce ve Akadça yazılan tabletlerde beslenme kültürüne dair önemli bilgilerin yer aldığı belirtiliyor.
YEMEĞİN SANAT HALİNE GELDİĞİ YER
Araştırmada, Mezopotamya mutfağının, dünya mutfaklarının neredeyse tamamının temelini oluşturduğu ve yemek pişirmenin sadece karın doyurmaktan çıkıp bir sanat haline gelmesinin temellerinin Mezopotamya'da atıldığı kaydediliyor.
Araştırmada, şu ifadelere yer veriliyor:
''Mezopotamya mutfağı, önce Çin ve Asya mutfağı olarak ikiye ayrılıyor. Çin mutfağı, Japon mutfağını etkilerken; Asya mutfağı, Mısır, Eski Yunan, Roma ve Fransız mutfağının temelini oluşturuyor. Eski Yunan mutfağı ise İngiliz, Kuzey Avrupa ve Kuzey Amerika mutfaklarına ilham kaynağı oluyor.
İlk yerleşik hayatın başladığı, verimli tarım arazilerinin bulunduğu ve mutfak araç-gereçlerinin geliştirildiği Mezopotamya, gerçek anlamda mutfakların beşiği olarak kabul ediliyor.''