MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Malazgirt Zaferi’nin 953’üncü yılı ile Büyük Taarruz ve 30 Ağustos Başkomutanlık Muharebesi zaferlerine ilişkin yazılı açıklamada bulundu.
“CHP’nin Türk tarihine bakışı haçlı emellerinin bakışıyla neredeyse bire bir aynıdır”
Bahçeli, Malazgirt Zaferi ile Büyük Taarruz’u rekabete tutuşturmanın, Türk tarihinin iki şerefli sayfasını karalamanın, Muş ile Afyonkarahisar arasına nifak saçmanın şerefli, sorumlu ve vicdanlı bir tavır olmadığını ifade ederek, “CHP yöneticileri ile birlikte candaş, yandaş ve fondaş zillet medyası deyim yerindeyse zıvanadan çıkmış, hezeyandan hezeyana sürüklenmeye başlamışlardır. Cumhuru ve Cumhuriyet’i ayrıştırma partisine dönüşen CHP’nin Türk tarihine bakışı haçlı emellerinin bakışıyla neredeyse bire bir aynıdır. 26 Ağustos’ta Malazgirt Zaferi’ne rakip olarak Büyük Taarruz’u göstermek, iki taraflı cephe oluşturmak tarihe, millete ve milli mukadderata vahim bir saygısızlık ve saldırganlıktır” ifadelerine yer verdi.
“Elbette Türk milleti bu oyuna gelmeyecektir”
Açıklamasında, bölücülüğün, CHP siyasetine iyice sindiğini ve sirayet ettiğini kaydeden Bahçeli, “Esasen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün eserlerine, emanetlerine ve erdemli mücadelesine hakaretamiz davranan, bunun da ötesinde savaş açan karanlık odağın hamisi bugünkü CHP yönetimidir. Ecdadımız arasına fitne yaymaya kalkışmak hafıza ve haysiyet kaybı yaşayan işbirlikçi ve ilkesiz güruhun dış güdümlü operasyonudur. Elbette Türk milleti bu oyuna gelmeyecektir” ifadelerini kullandı.
“DEM’lenen CHP’nin siyasi pozu ve pozisyonu yüksek düzeyli tehdittir”
Malazgirt Zaferi’nde Anadolu’nun kapılarını açan ile Büyük Taarruz’u başlatıp müstevlileri Dumlupınar’da yerle yeksan eden iradenin aynı olduğunu ve bu iradenin Türk milletine mahsus olduğunun altını çizen Bahçeli, “Tarihimizi karıştırmak ve yaşanmış hadiseleri saptırmak ancak ve ancak güncellenmiş Bizans senaryosu, Türk ve İslam düşmanlarının alçak kurgusu olarak adlandırılacaktır. DEM’lenen CHP’nin siyasi pozu ve pozisyonu yüksek düzeyli tehdittir. Gelişmelerin başkaca bir izah ve ifade tarzı maalesef çok zordur” dedi.
Açıklamasında, “953 yıl önce Anadolu’nun Müslüman Türk milletinin vatanı olmasını hala hazmedemeyen iç ve dış düşman çevrelerin, devşirdikleri kuklalarla üzerimize gelmeleri, milli hassasiyetlerimizi tahriş etmeleri gün geçtikçe şiddetlenmektedir” ifadelerine yer veren Bahçeli, şöyle devam etti:
“Sultan Alparslan’ın sancağını inançla tutan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden sevdayla yürüyen aziz milletimiz bu şiddeti göğüslemeye, yörüngesi kaymış taşeronların heveslerini kursaklarında bırakmaya hiç kuşkusuz mahir ve muktedirdir.”
Gösterilen fedakarlığın, yüksek şuurun ve şehitlerin feragatinin bir toprağa vatan unvanı veren unsurlar olduğunu belirten Bahçeli, bu fedakârlık bilincinin ve bu feragat kültürünün büyük Türk milletinde fazlasıyla merbut ve mevcut olduğunu kaydetti.
Anadolu coğrafyasının adalete susamışlığının, huzur ve kardeşliğe muhtaçlığının Malazgirt Zaferi’yle son bulduğunu ifade eden Bahçeli, 30 Ağustos Dumlupınar Zaferi’yle de bu durumun teyit edildiğini bildirdi.
“Türk milleti elde ettiği zaferleri alın terinin son zerresine kadar hak etmiş muzaffer bir millettir”
Her büyük zaferin layık olmayanlar için ağır bir yük olduğunu belirterek açıklamasına devam eden Bahçeli, “Nitekim CHP ve DEM’lenen ortakları için tarihi zaferlerimiz yük olarak değerlendirilmekte, bu yüzden tahribine niyet edilmektedir. Türk milleti elde ettiği zaferleri kanının son damlasına, alın terinin son zerresine kadar hak etmiş muzaffer bir millettir. Bu nedenle hem tarih yapmış, hem de tarih yazmıştır” ifadelerine yer verdi.
“Malazgirt Zaferi ve Büyük Taarruz birbirini tamamlayan iki ayrı milat olmuştur”
Bahçeli, Türk milletinin fetihle birlikte kutlu varlığına bir daha kapanmamak üzere bir istikbal sayfası araladığını vurgulayarak, “30 Ağustos 1922 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları işgali reddederek tarihimizin şanlı zaferlerine yenisini eklemişler, Türk milletinin gücünü sınamaya cüret edenlere tarihi bir ders vermişlerdir. Malazgirt Zaferi’yle birlikte Büyük Taarruz; Türk milletinin var olma azminin yüreklerde çınarlaştığı birbirini tamamlayan iki ayrı milat olmuş ve tarihteki ayrıcalıklı yerlerini almışlardır. Ne büyük bir tevafuktur ki, Anadolu’yu vatan yapan muhteşem zaferle, bu tarihten tam 851 yıl sonra aynı gün başlayan ve 30 Ağustos’ta zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz son yurdumuzu karanlıktan aydınlığa taşıyan, Anka Kuşu’nu küllerinden doğuran, Türk tarihini birbirine bağlayan muazzez nitelikli kader ve kavşak eşikleridir” ifadelerini kullandı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşayacağını, Türk ve Türkiye Yüzyılı destanının yazılacağını ve Türk vatanının sonsuza kadar var olacağını ifade eden Bahçeli, Sultan Alparslan’ı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve şehitleri şükranla yad ettiğinin altını çizdi.