Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti Grup Toplantısı'nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"Yeni bir başvuru olursa izini sağlarız"
Tunç, yaptığı açıklamada, DEM Parti'nin İmralı Heyeti'nden henüz Abdullah Öcalan ile üçüncü defa görüşme yapılması yönünde bir talebin olmadığını belirterek, "Yeni bir başvuru söz konusu olursa bunu da tabii ki değerlendirip bu konudaki izini sağlarız" ifadesini kullandı.
"Yargının gerçekleştirmiş olduğu soruşturmalar bunlar"
Gezi Parkı soruşturması kapsamında tutuklanan Ayşe Barım hakkında tahliye kararı veren Hakim Fatih Kapan hakkında soruşturma başlatılmasını yorumlayan Bakan Tunç, şunları kaydetti:
"Yargının gerçekleştirmiş olduğu soruşturmalar bunlar. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen bir soruşturma. Soruşturma kapsamı içerisinde verilen tutuklama ve tahliye kararları var. İtiraz üzerine verilen kararlar var. Yargı tamamen kendi mecrası içerisinde işler. Tutuklama kararına karşı itiraz bir üst mahkemeye yapılır. 4. yargı paketi ile dikey itirazı getirmiştik. Sulh Ceza Mahkemesi'nin tutuklama ya da salı verme kararlarına karşı, bir üst mahkemeye itiraz hakkını getirmiştik. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararlarına karşı da bir üst mahkeme ağır ceza mahkemesi. Dolayısıyla mevzuatımız çerçevesinde yargı, kararlarını verir. Bu kararlara itiraz da edilebilir. İtiraz üzerine görüş merci kararını verir. Kendi mecrası içerisinde süreç devam eder. Yargının gerçekleştirmiş olduğu soruşturmalar bunlar, hep beraber süreci takip edeceğiz."
"Yargıya müdahale anlamına gelebilecek bir durum ortaya çıkar"
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) tarafından yapılan açıklamaları işaret eden Bakan Tunç, şu ifadelere yer verdi:
"Devam eden soruşturma ve kovuşturmalar ile ilgili iş adamları derneğinin yargıyı etkilemeye, yargıyı yönlendirmeye, bu şekilde algılanacak bir açıklama yapmış olması hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmaz. Devam eden soruşturmalar ve kovuşturmalar var. Devam eden davaları sıralayarak, soruşturma devam eden davalarda 'suç vardır ya da yoktur' diyemeyiz. 'Ama bunlar doğru değildir' diye yorum yaptığınız zaman yargıya müdahale anlamına gelebilecek bir durum ortaya çıkar. Herkesin konuşmalarında dikkat etmesi gereken hususlar var."
"Hukuk güvenliğinin olmadığı yönünde kara propagandanın ekonomimize katkısı yok"
Bakan Tunç, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"TÜSİAD'ın yaptığı son açıklama 'Bu ülkede insan hakları temelli, demokratik hukuk devletinin tahkim edilmesi ve bu nedenle kalkınmanın bu şekilde sağlanacağına' yönelik bir beyanı oldu. Biz 22 yıldan bu yana Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bunun için çalıyoruz. Sayısız 'sessiz devrim' denilen reformlara imza attık. Hukuk devleti güvencesi bu derece tahkim edilmemiş olsaydı doğrudan sermaye yatırımı 80 yılda 15 milyar dolar iken, son 22 yılda 250 milyar dolar daha artarak 275 milyar dolara ulaşmazdı. İhracatımız 36 milyar dolardan 262 milyar dolara çıkmazdı. Bu ülkede hukuk güvenliği var. Bu tür hukuk güvenliğinin olmadığı yönünde kara propagandanın iş adamlarımıza, sanayicimize ve ekonomimize bir katkısı olmaz."