Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadına yönelik şiddet, iş hayatındaki ayrımcılık ve daha pek çok sorun, kadınların hayatını kuşatan görünmez duvarlar gibi. İstatistikler ise bu acı gerçeği rakamlarla somutlaştırıyor.
Kadın cinayetleri, Türkiye'nin en acı gerçeklerinden biri. 2023 yılında, Türkiye'de 315 kadın cinayeti işlendi. Bu rakamlar, her gün en az bir kadının, sadece kadın olduğu için hayatını kaybettiğini gösteriyor. Kadın cinayetlerinin ardında yatan nedenler ise oldukça karmaşık. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadına yönelik şiddetin normalleştirilmesi, cezasızlık ve yetersiz yasal düzenlemeler, bu nedenlerin başında geliyor.
Kadınların iş hayatındaki yeri de iç açıcı değil.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2023 yılında kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 35,9. Bu oran, erkeklerde ise yüzde 71,8. Kadınlar, iş hayatında cam tavanlarla karşılaşıyor, terfi almakta zorlanıyor ve erkeklerle eşit ücret alamıyor. Ayrıca, kadınların büyük bir kısmı, kayıt dışı sektörlerde çalışmak zorunda kalıyor.
Kadınlar, hala toplumsal cinsiyet rollerine sıkıştırılıyor, ev işleri ve çocuk bakımı gibi sorumluluklar kadınların omuzlarına yükleniyor. Kadınların kamusal alandaki varlığı ise hala sorgulanıyor. Bu zihniyet, kadına yönelik şiddetin ve ayrımcılığın temelini oluşturuyor.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen, Türkiye'de kadınların mücadelesi devam ediyor. Kadın örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve bireysel aktivistler, kadın hakları için mücadele ediyor, farkındalık yaratıyor ve çözüm önerileri sunuyor. Ayrıca, son yıllarda kadınların eğitim seviyesi yükseliyor, iş hayatındaki varlığı artıyor ve siyasette daha fazla temsil ediliyor.
Sonuç olarak; Türkiye'de kadın olmak, zorlu bir mücadele olsa da umutsuzluğa kapılmak için bir neden yok. Kadınların azmi, kararlılığı ve dayanışması, bu mücadeleyi kazanacağının en büyük kanıtı. Ancak, devletin, sivil toplumun ve her bir bireyin sorumluluk alması, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı birlikte mücadele etmesi gerekiyor. Unutmayalım ki, kadınların güçlenmesi, toplumun güçlenmesi demektir.