Son günlerde yine rakamlar havada uçuşmaya başladı. Rakamların seramonisi desek yerinde olur.
Asgari ücretin belirlenmesi amacıyla görüşmeler, açıklamalar yoğunlaştı. Farklı kesimlerden farklı farklı arakamlar geliyor. Asgari ücretli farklı, ekonomistler farklı, işçi temsilcileri, vatandaşlar, anket yapanların ortaya attığı bu rakamlar kafa karıştırıcı. Hükümet kanadından ise henüz bir rakam tellafuz edilmedi.
Bu kadar rakamın ortaya atılmasına, insanların kafalarının bu kadar karıştırılmasına gerek varmı? Eğer bir yerde bu kadar kafa karıştıracak durum söz konusuysa, buradan bir şey çıkmaz. Neyin, ne olduğunun bilinmesine rağmen, yaşananlar, adeta çözümün çözümsüzlüğü...
Türkiye'deki yaşam koşulları belli. Bir kişinin normal standartta yaşayabilmesi için gerekli ücretin ne olduğunu belirlemek zor değil.
Bu işin basit bir matematiği, basit bir kuralı var.
Gerçek anlamda dar gelirli kesimi rahatlacak bir zam yapılması isteniyorsa fiyatlarda gerçek anlamda yaşanan artışlara bakılması yeterli olacaktır. Özellikle yaşam için gerekli temel gıda maddelerinden tutun da diğer ürünlerdeki artışların, ne kadar artığını şeffaf bir şekilde ortaya koyarsanız vereceğiniz ücret zammını da belirlersiniz.
Geçen yıldan bugüne kadar gıda ve diğer ürünlerde ne kadar artış olmuşsa, verilecek zam da b u kadar olmalıdır. Ancaki temel gıda maddeleri ve diğer ürünlerde yaşanan artışın çok altında ücret zammını verirseniz, o zaman sorun çözülmez, devam eder.
Tabi ücretlere çok iyi bir zam verilse dahi geçim sıkıntısı yeniden başlayacaktır. Çünkü, fiyatlarda sürekli yaşanan artışları durdurmanız, enflasyonu düşürmeniz lazım. Yoksa yüksek ücret zammı verilse dahi bu kısa süreli bir çözüm olacaktır.
Ekonominin dikiş tutmaz bir görünümden kurtarılması gerekir.
Soruna köklü çözüm bulunmadıkça bu ücret zammı artışları da günü birlik tedbirlerden öteye gitmeyecektir.