Kültür&Sanat

Cumhurbaşkanının mesajı ve Mardin’de turizm sektörü

Son yapılan kabine toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın özellikle Turizm sektörü üzerine söylediklerini bir turizmci olarak oldukça önemli buluyorum.

Abone Ol

Haber: Muhsin Esen/Ceo Nocturnal Travel

Kartalkaya faciasına atıfta bulunarak; “Turizm sektörümüzün de mücadele konusunda artık elini değil, tüm vücudunu taşın altına koyması gerekiyor. Her yıl daha çok turist ağırlayıp daha fazla para kazanırken güvenliğe, konfora ve hizmete daha az yatırım yapamazsınız. İnsan hayatına ve onuruna gerekli değeri vermeyen bir anlayışın turizm sektöründe asla başarı şansı yoktur. Sektörün sağlıklı büyüyebilmesi için çürükleri ayıklaması tercihten öte zaruret haline almıştır. Bolu Kartalkaya faciasından turizmcilerimizin de gereken dersi çıkaracaklarını inanıyorum.” Umarım gereken dersi çıkarmışızdır. Keşke dersten önce gereken önlemleri almış olsaydık. Ve umarım gereken dersi çıkarmayanlara da yeni bir ders gelmeden önce derhal gerekli müdahaleler yapılır ki başka canlar yanmasın. Buradaki Turizm sektöründe başarı vurgusunu da ayrıca önemsiyorum çünkü Mardin şehri olarak Turizm sektöründe henüz gerekli bilgi ve deneyime ulaşamadığımız ortada. Bilgi ve deneyim eksikliğinin yanında pek çok alt ve üst Yapı problemi ile de karşı karşıyayız. Ve bu problemlerden biri de şehir merkezinde, Köy Deresi mevkii boyunca o güzelim vadiye iğrenç kokular saçarak akan kanalizasyon suyudur.  Peki, sadece kötü koku mudur bu atık suyun verdiği zarar, hayır elbette. Bu atık suyun taşıdığı patojen mikroorganizmalar çevreye ve o çevredeki insanlara ciddi şekilde zarar vermektedir. Bu sular, kolera, tifo, hepatit A veya dizanteri gibi birçok bulaşıcı hastalığa neden olan patojenler içerir. Ayrıca toprağa da büyük zarar verir kanalizasyon suları, toprağa sızdığında, toprağın verimliliğini azaltır ve tarım arazilerine zarar verir.

"Medeniyetler şehri Mardin" diyoruz şehrimizi anlatırken, acaba Mardin’in bu çağ dışı resminden (atık suyundan) de bahsedebiliyor muyuz misafirlerimize. Yoksa şöyle mi düşünüyoruz; "nasıl olsa görülen bir yerde değil", Mardin turuna gelen birinin orda ne işi olur ki”. Yanılıyoruz. Çok yanılıyoruz. Turizm şehri olmaktan bahsediyoruz. Daha böylesi bir soruna çözüm bulamamış bir turizm şehri! Temizlik ve hijyen turizm yoksa bile bir şehirde olması gereken öğeler değil midir zaten? Gerçek anlamda bir turizm şehri olabilmesi için bu şehrin, en başta Mardin’deki seyahat acenteleri, Mardin otelleri ve şehirde turizmle ilgili her kişi, kurum ve kuruluşun böylesi bir sorunun çözümü için ortak bir ses yükseltmesi gerekmez mi? Peki asıl ironi ne biliyor musunuz? Yeraltı kanalizasyon hattı... Evet, bakmayın atık suyun yer üstünde gittiğine; aslında yeraltında modern bir kanalizasyon hattı var. Bayağı bol sıfırla mal edilen bu kanalizasyon hattı muhtemelen süs olsun diye yapılmadı. İnsanın aklına Yılmaz Erdoğan’ın Vizontele filminden bir sahne geliyor. Hani araçlarının aküsünün çalındığını gören Şafak Sezer şöyle diyordu ya: “kaputu açmışlar bir de aküyü çalmışlar, e kaputu açtınız bari aküyü çalmayın, aküyü çalmamış olsalar hani…” Ben de soruyorum: madem kanalizasyon sistemini yaptınız bu pis suyu yönlendirin sisteme, ama yok yönlendirmeyecektiyseniz eğer, neden bu sisteme cebimizden bir dünya para ödedik? Muhtemelen çok basit bir müdahale ile Mardin, bu utanç verici manzaradan kurtulabilir. Bir an önce müdahale edilmesi umudu ile. Sayın Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi; “İnsan hayatına ve onuruna gerekli değeri vermeyen bir anlayışın turizm sektöründe asla başarı şansı yoktur.”