Diyarbakır'da çamaşır makinesinin olmadığı yıllarda kadınlar, çamaşırları Anzele'de yıkardı.

Diyarbakır’da çamaşır makinelerinin olmadığı yıllar, kadınların hayatında önemli bir yer tutan temizlik ritüellerine sahne oluyordu. 

O dönemde evlerdeki temizlik işleri sadece rutin değil, aynı zamanda toplumsal bir etkinlikti. Kadınlar, çamaşırlarını yıkamak için Anzele, Arbedaş veya Dicle Nehri’nin kenarına gider, elleriyle çamaşırları çitileyip, tahta tokaçlarla kiri çıkana kadar döverlerdi. 

Kazanlarda kaynatılan sular, en zor lekeleri bile temizler, beyaz çamaşırlar açık havada kurutulurdu.

Evlerin içinde ayakkabıyla dolaşmak hoş karşılanmaz, bu sayede odalar fazla kirlenmezdi. 

TEMİZLİK VE SOSYALLEŞME

Sabah çayı sonrası temizlik başlar, odalar süpürülür, toz alınır, örtüler silkelenirdi. Yatak ve yorganların yıkanması, kışlık temizliklerin olmazsa olmazıydı. 

Kilimler ve keçeler yıkanır, dip köşelerin tozu alınırdı. Bayramlar ve özel günler içinse ekstra özen gösterilir, ev her zaman temiz tutulmaya çalışılırdı.

Bu ritüeller, çamaşır makinelerinin olmadığı dönemde Diyarbakır kadınlarının bir araya geldiği, sosyalleştiği ve dayanışma gösterdiği anılara dönüşüyordu. 

Temizlik sadece evin değil, aynı zamanda ruhun da temizliği olarak kabul ediliyordu.

Diyarbakır Belediyesi, CEMR'i imzaladı Diyarbakır Belediyesi, CEMR'i imzaladı

KAYNAK: Prof. Kenan Yusuf Haspolat

Editör: EYYUP KAÇAR