8 yıllık kayyım yönetiminin ardından büyük bir tahribat devralan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi hizmetlerini sürdürüyor.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Doğan Hatun, devraldıkları enkazın boyutlarını ve gelinen noktada yapılan hizmetleri Evrensel gazetesinden Elif Ekin Saltık’a değerlendirdi.
Eşbaşkan Hatun 8 ay boyunca yapılan hizmetlere ilişkin şunları söyledi:
“Öncelikle büyük oranda birimlerin daire başkanlarını, müdürleri değiştirdik. Bir seçim beyannamemiz vardı zaten, odak grup toplantılarımızı yaptık, 7 ilçenin seçim döneminde bize gelen sorunlarını not almıştık, öngörülerimiz de vardı, tabii bir de halkın ihtiyaçları… Ortaya bir şey çıktı. 2025 yılı bütçemizi belirledik. 2016 yılı ile birlikte yarım kalan işlerimiz vardı, onların hepsini tekrar ele aldığımız bir dönem oldu. Dil müdürlüğümüz vardı, kültür alanımız vardı, kayyım buraları komple bertaraf etmişti, bunları yeniden şekillendirdik. Zorlanıyoruz da açıkçası, nitelikli insan kaynağı kalmamış. 8 yıla dönüp baktığımızda ciddi tahribat var. Temel sorun da insan tahribatı, yoksa bir kanalizasyon borusunu tamir etmek çok zor değil. Ancak bir insanı o perspektife getirmek uzun soluklu bir şey. 8 yıl boyunca bu kamu kurumunun kamuya hizmet etmemek üzerine örgütlenmiş bir hali vardı.
“16 MİLYAR BİR BÜTÇE ÖN GÖRÜYORUZ”
5 bine yakın insan çalışıyor belediyede. Toplumsal cinsiyetten tutun temel mesleki eğitimlere kadar kurum içi mesleki eğitimlere hız verdik. Bu 8 ayda gözle görür bir toparlama yaşadık. Belediyenin partilerden bağımsız temel hizmetleri var, içme suyu getirme, çöp toplama, kanalizasyon hizmeti, yol yapma vb. Bunlar yapılmak zorunda, hiç hizmet yapılmamış, var olanı bile koruyamamışlar. Üstüne bir de deprem yaşandı. Diyarbakır’da bir afet koordinasyonu merkezi yok mesela. Afet Daire Başkanlığı açılmış ancak faal bir durum yok. Bölgenin en büyük kenti, herkesin yolunun düştüğü bir kent bura, deprem bölgesiyiz ve bununla ilgili hızlı bir aksiyon geliştirebileceğimiz yapı kurmamız gerekiyordu. Şimdi afet koordinasyonu merkezi kurma projesi çizdiriyoruz, bitme aşamasında. Bir bütçe de ayırdık. Ayrıca sadece deprem için değil, diğer doğal afetler için de bir hazırlık aşamasına girdik. Engelli Daire Başkanlığımızı kurduk. Kadın Politikaları Daire Başkanlığımız var. Daha önce sanki bambaşka bir ideolojiye bürünmüş, kadının özgür yaşamının içerisinde bir birey olarak görmeyen bir yapı ve biz bunu tamamıyla eledik. Yine sosyal hizmetler bütçemizi, kültür bütçemizi artırdık. 2025 yılı bütçesini planlarken tüm bu alanlar açısından adil bir bütçe ayarlamaya çalıştık. 16 milyar bir bütçe ön görüyoruz. 2023’te 12 milyarlık bir bütçe. Öngörülmüş, gerçekleşen 9 milyar kadar olmuş. Bu yıl 16 milyarı zorlayacağız.”
“55 milyonu aşkın bir bütçe ayırdık”
Eşbaşkan Hatun halkın yaşadığı yoksulluğa vurgu yaprak şunları ifade etti: “Müthiş bir yoksulluk, işsizlik var. İlçelerde kalkınma projeleriyle hızlı bir üretim süreci yürütmeye çalışıyoruz. Ekonomik krizle mücadele edebilecek yapıları hızlı yapıp pratiğe döküyoruz. Sosyal kartı devreye soktuk, bir kereye mahsus 12 bin aileye aile başı bin lira katkı sunduk. Gıda desteğimiz sürüyor. Engellilere sandalye, beyaz baston ve benzeri cihazları veriyoruz. Bu sene Diyarbakır’da üniversiteyi yeni kazanmış 3 bin 662 genç için bir dönem boyunca 3 taksit şeklinde toplamda 55 milyonu aşkın bir bütçe ayırdık. Ulaşımla ilgili ciddi sorunlarımız var, 14 yeni otobüs aldık. Aslında bizim talebimiz 82 otobüstü, ancak hurdaya çıkan 14 otobüsümüz kadar talep edebildik. İtfaiye araçlarımız eksikti, onları tamamlıyoruz. Tarımsal yangınlar, anız yangınları oluyor, birkaç yerde müfreze kurmak istiyoruz. TOKİ’nin deprem konutları yaptığı Oğlaklı Mahallesi’nde bir itfaiye birimi kurmak zorundayız.”
"BÜYÜKŞEHİRE İŞ BAŞVURUSU 30 BİN KİŞİYİ AŞMIŞ DURUMDA"
Diyarbakır’da açılan Halk lokantalarına yoğun talep olduğunu dile getiren Hatun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu ana kadar iki halk lokantası açtık. Üçüncüsünü de Sur’da açacağız. Lokantalara gidin bakın, halk ne kadar yoksul, görünüyor. Çok büyük talep var. Olağanüstü bir durumda 5 bin kişiye yemek çıkaracak aşevi kurduk, her şeyiyle hazır durumda şu an. Halk lokantalarına bu aşevinden yemek çıkıyor. 800 kişilik yemek çıkıyor şimdi. Yine halk ekmek fırını kuracağız. İnsanların açlığına yoksulluğuna dokunmaya çalışıyoruz. Yoksulluk had safhada burada. İş başvurusu 30 bin kişiyi aşmış durumda. Ki bu sadece Büyükşehir’e yapılan başvuru sayısı, ilçe belediyelerimiz de böyle. Utanan, sıkılan, başvurmayan da en az o kadar vardır. Sosyal yardımlar için de ciddi bir başvuru var.”
"İLERİ TEKNOLOJİYİ SİNYAL KESİCİ NEDENİYLE KULLANAMIYORUZ"
Kent ulaşımına dair konuşan Hatun, şöyle devam etti: “Raylı sisteme dair sayısız görüşmeler yaptık, direkt hayata geçirebilmek için. Geçen hafta Çin’den bir ekip geldi. Raylı sistem Osman Baydemir döneminden gelen bir hikaye. Hiçbir şekilde devlet, Ulaştırma, Hazine Bakanlıkları garantörlük vermiyor ve hiçbir belediyenin bunu tek başına yapabilecek bütçesi yok. Dış borçlanma üzerinden 2040 yılı ulaşım ana planımız var. Kayyım döneminde durak planları üzerinde güncellemeler yapılmış, Cumhurbaşkanlığı stratejik yatırım planlaması içerisine yer almış. Biz de ilgili yatırım birimleriyle görüştük, yeniden bir fiyat revizyonu yaptık, onaylattık. Şu an kaynak arayışındayız. Eksik olan başka bir şey de belediyenin içerisinde projeyi yönetebilecek yetkinlikte bir ekibimiz yok. Bu alanda yetkin birkaç kişiyi istihdam edebilmek için arayışımız var. Artık bu konuda da çok ileri bir teknoloji var, şoförsüz, elektrikli sistemler. Ancak burada sinyal kesiciden kaynaklı o araçları kullanma şansımız yok. Bugün akıllı durak sistemini hayata geçirdik, sinyal kesiciler nedeniyle sistemi birbirine entegre edemiyoruz. Araçlar kamu kurumlarının olduğu yerlerden geçtiğinde sıkıntı yaşanıyor. İleri teknoloji ile akıllı kentler yaratmak, teknolojiyi doğru kullanmak isterken bu tür engeller nedeniyle kimi şeyleri de kolaylıkla hayata geçiremiyoruz.”
“Biz daha kurumlardaki bütün arkadaşlarımızın adını bilmiyoruz”
Kayyım dönemindeki usulsüzlükleri soruşturduklarını ifade eden Hatun, son olarak şunları söyledi: “Tespit ettiğimiz bütün usulsüz işler hakkında soruşturma açtık, açmaya da devam ediyoruz. İnanıyorum ki 2 yıl sonra daha da somut şeyler çıkacak ortaya. Şimdi kendi iç mekanizmamız, soruşturma mekanizmamız, iç denetimimiz var, teftiş grubumuz var. Defalarca müfettiş talep ettik ayrıca usulsüz işler, yetki dışında kullanılan yetkiler ortada. Örneğin bir bina bir daire başkanının keyfine göre TÜGVA’ya verilmiş. Kayyımın dahi bilgisi yok. Yetkisi dışında yetki kullanmış. Kamu malına zarar, görevi kötüye kullanma ne dersen var. Bakanlıkların, müdürlüklerin bütçeleri olmasına rağmen belediyenin bütçesiyle yapılar devredilmiş. Bu rantın, talanın karşısında duracak ne bir savcı ne bir hakim ne bir Sayıştay denetçisi ne de İçişlerine bağlı bir müfettiş var. Gelen müfettiş de bizim geldiğimiz 2 ayın denetimini yapıyor. Biz daha kurumlardaki bütün arkadaşlarımızın adını bilmiyoruz.”