Diyarbakır'ın İran ordusu tarafından işgalini önlemek amacıyla İstanbul'a posta güvercini uçuruldu.
Şah İsmail ordusunun kuşattığı Diyarbakır, posta güverciniyle gönderilen yardım çağrısıyla işgal edilemedi.
Diyarbakır 1515 yılında Osmanlı topraklarına katılarak eyalet statüsünde yönetildi. Diyarbakır'ın Osmanlı topraklarına katılmasının hikayesi ise oldukça ilginç.
Çeşitli kaynaklara göre, Şah İsmail ve onun denetimindeki Karahan komutasında bulunan İran orduları, Diyarbakır Kalesi'ni kuşatınca, halk direniş gösterdi. Ancak, gıdanın tükenmesiyle direniş giderek zayıfladı.
POSTA GÜVERCİNİ İSTANBUL'A GÖNDERİLDİ
Gıda kıtlığı ile başlayan açlık direnişi zayıflatmaya başlayınca yardım amacıyla Diyarbakır Kalesi'nden posta güvercini uçuruldu.
Güvercin günler süren yolculuğuyla İstanbul'a ulaştı. Saraya ulaşan güvercine iliştirilen ''yardım'' çağrısı olumlu karşılandı.
ORDUYLA DİYARBAKIR'A GELDİ VE İLK VALİ OLDU
Posta güverciniyle gönderilen yardım çağrısına karşılık verilmesiyle Osmanlı Devleti Bıyıklı Mehmet Paşa'yı görevlendirdi. Bıyıklı Mehmet Paşa, komutasında büyük bir ordu ile İstanbul’dan Diyarbakır'a geldi.
Şah İsmail'in ordusunun çekilmesiyle Diyarbakır 10 Eylül 1515’de Osmanlı topraklarına katıldı.
Sadrazamlık (Başbakanlık) da yapan Bıyıklı Mehmet Paşa, Diyarbakır'ı aldıktan sonra Osmanlı'nın ilk valisi olarak burada 6 yıl görev yaptı.
UYGARLIKLAR KADAR ESKİ OLAN GÜVERCİN KÜLTÜRÜ
Dünyada yaşamın kesintiye uğramadan devam ettiği ender kentlerden biri olan Diyarbakır'ın güvercin kültürü de oldukça eskiye dayanıyor.
Uygarlıklar kadar eski olan güvercin kültürünün de eski olduğu kaydedilirken, Diyarbakır'ın bir güvercin başkenti olduğu ifade ediliyor. Eskiye göre azalsa da Diyarbakır’da hala güçlü bir güvercin kültürüne rastlanmaktadır.
GÜVERCİNLERİN EŞŞİZ EVE DÖNÜŞ YETENEKLERİ
Güvercinlerin eşsiz eve dönüş yeteneklerinin Roma döneminden beri biliniyor.
Posta güvercinleri, koku duyuları sayesinde hedeflerine tam ulaşabiliyor. Posta güvercinleri nereden salınırlarsa salınsınlar, barınaklarına geri dönebilme becerisine sahip.
KAYNAK: Diyarbakır Dicle Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yusuf Kenan Haspolat.