DİYARBAKIR

Diyarbakır Kalesi'ni iki ünlü anlattı

Diyarbakır'ın tarihi surları, ünlü seyyahlar Nâsır-ı Husrev ve Evliya Çelebi'nin gözünden  anlatıldı.

Abone Ol

Diyarbakır'ın tarihi surları, ünlü seyyahlar Nâsır-ı Husrev ve Evliya Çelebi'nin gözünden  anlatıldı.

Diyarbakır'ın tarihi surları, hem Nâsır-ı Husrev hem de Evliya Çelebi gibi iki büyük seyyah tarafından övgüyle bahsedilen, eşsiz bir tarihi mirası temsil ediyor. 

Bu iki seyyahın anlatıları, Diyarbakır Kalesi'nin benzersizliğini ve büyüleyici yapısını gözler önüne seriyor.

NASIR-I HUSREV'İN İZLENİMLERİ

Yüzyılın önde gelen seyyahlarından Nâsır-ı Husrev, Sefername adlı eserinde Diyarbakır Kalesi'ne dair şu ifadeleri kullanıyor:

''Ben, dünyanın dört bucağında, Arap, Acem, Hind ve Türk memleketlerinde birçok şehirler ve kaleler gördüm. Fakat yeryüzünde hiçbir ülkede Amid şehrinin kalesine benzer bir kale ne gördüm, ne de başka bir yerde bunun gibi bir kale gördüm, diyeni duydum.''

Bu sözler, Diyarbakır’ın tarihi zenginliğini ve kalenin benzersizliğini vurguluyor. 

Nâsır-ı Husrev, kaleyi dünyanın dört bir yanındaki şehir ve kalelerle kıyaslıyor ve Diyarbakır Kalesi'nin eşsizliğini öne çıkarıyor.

Nâsır-ı Husrev, Belh'te doğup büyüyen, Selçuklu ve Gazneli saraylarında katip olarak görev yapmış ve daha sonra hac ibadetini gerçekleştirmek üzere yola çıkmış bir seyyah ve düşünürdür. 

Seyahatleri sırasında Diyarbakır'a da uğramış ve buranın tarihi yapılarından etkilenmiştir.

EVLİYA ÇELEBİ'NİN GÖZÜNDEN; DİYARBAKIR

Yüzyılın ünlü Osmanlı seyyahı Evliya Çelebi de Diyarbakır Kalesi'nin sağlamlığını ve ihtişamını eserinde detaylı bir şekilde anlatıyor. 

Seyahatname adlı eserinde, kalenin nehir tarafının felek kulesine boy uzatacak derecede yüksek olduğunu ve büyük Şat ırmağının küçücük bir ark gibi göründüğünü belirtiyor.

Evliya Çelebi, kalenin doğu tarafının cehennem çukuru gibi olduğundan hendek gerekli olmadığını, kuzey, güney ve batı taraflarında ise adeta ''Yecüc Seddi'' gibi burçların yer aldığını ifade ediyor. 

Kalenin, sert taşlardan yapıldığı ve yalçın kaya üzerinde bulunduğu için düşman tarafından kolayca ele geçirilemeyeceğini vurguluyor.

Diyarbakır’ın tarih kokan surları ve benzersiz yapıları, bu iki büyük seyyahın gözünden bir kez daha canlanıyor. 

Onların anlatıları, Diyarbakır Kalesi'nin zamana meydan okuyan ihtişamını ve eşsizliğini bizlere aktarıyor.