Özellikle kamu kaynaklarının doğru ve etkin kullanımı açısından son derece önemli olan bu durum, bir skandalın ötesine geçiyor; temelde sistemdeki denetim ve yönetim mekanizmalarının yetersizliğini de gözler önüne seriyor.
BİLSEM (Bilim ve Sanat Merkezleri) uygulama testlerinin sınav kapsamında olmadığına dair Milli Eğitim Bakanlığı'nın net bir görüşü olmasına rağmen, Diyarbakır'daki bazı yetkililerin bu gerçeği göz ardı ederek ek ders ücreti talep etmeleri, hem mevzuata hem de kamu vicdanına aykırı bir durumun ortaya çıkmasına sebep oldu.
Üstelik, bu skandalın sadece bir kez değil, birden fazla kez yaşandığı ve yetkililerin aynı hataları tekrarladığı da ortaya çıktı.
Şikayetler üzerine Milli Eğitim Bakanlığı Diyarbakır’a 2 Başmüfettiş gönderdi.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın başmüfettişler göndererek harekete geçmesi olumlu bir adım olsa da, bu tarz olayların önceden önlenmesi ve gerektiğinde hızlı ve etkin müdahale edilmesi için daha sağlam bir denetim mekanizmasının oluşturulması gereklidir.
Skandalın boyutları henüz tam olarak ortaya çıkmış değil.
Diyarbakır Milli Eğitim Müdürünün, tek bir günde hem BİLSEM uygulama testlerinde hem de motorlu taşıt sürücü kursu direksiyon sınavında görevli olarak belirlenmesi ise ayrı bir skandal.
Bu durum, görev dağılımında ciddi bir plansızlığın ve belirsizliğin olduğunu göstermektedir.
Ayrıca, böylesi kritik görevlerin aynı kişiye tek bir günde verilmesi, görevin ciddiyeti açısından da sorgulanması gereken bir durum.
Bu skandalın sadece Diyarbakır ile sınırlı olmadığı da unutulmamalı. Diyarbakır'daki bu skandal, eğitim sistemindeki yönetim ve denetim eksikliklerini bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Bu tür olayların tekrarlanmaması ve kamu kaynaklarının doğru şekilde kullanılması için daha etkin bir yönetim anlayışı ve denetim mekanizmalarının hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Aksi halde, benzer skandalların yaşanma ihtimali her zaman devam edecektir.