Güneydoğu’nun neredeyse en sıcak kenti Diyarbakır. Şaka bir yana çocuklar için kentte soluklandıkları tek yer tarihi Sur İlçesi’ndeki Anzele Suyu. Dar sokakları denize çıkmasa da bu kentin, Karacadağ’ın eteklerinden şehre kadar ulaşan ve uzun yıllar içme suyu olarak kullanılan Hamravat suyuna çıkıyor. Ve burası son yıllarda çocukların vazgeçemediği doğal bir havuz haline geldi.
Haziran, temmuz ve ağustos aylarında neredeyse günün her saati dolu olan Anzele’ye o nedenle Diyarbakır Plajı diyoruz. Çünkü çocuklar bir yandan buz gibi suda serinlerken, yorulduklarında ise, suyun kenarındaki beton alanda veya ağaçların altındaki yeşillikler de şezlonglara uzanırcasına dinlenmenin keyfini çıkarıyor.
Bir çok anne ve baba da çocuklarıyla birlikte Anzele’nin yolunu tutuyor. Çocuklar, yüzmenin keyfini çıkarırken, aileler de sohbet edip, dedikodunun dibine vuruyor.
Görüştüğümüz bir çok aile, yüzme havuzlarının yetersizliği ve pahallılığından söz ediyor. Tam da aslında burada yerel yönetimlerin önemi ortaya çıkıyor. Diyarbakır gibi sıcak kentlerde belki de en öncelikli hizmet çocuklar ve yetişkinler için yapılacak yüzme havuzları olmalı.
Seçimler öncesi, dar gelirli ve dezavantajlı ailelerin siyasilerden talep edeceği öncelikleri olmalı. Mesela havuz talebi fena bir fikir değil. Peki aileler bunu istiyor mu ? Hiç sanmıyoruz, akıllarına bile geldiğini düşünmüyoruz. Aslında belediyeler de bu tür hizmetleri vatandaş istemeden yapmalı.
Mesela belediyeler bu tür havuzların girişine “girmek tehlikeli ve yasaktır” tabelaları asmak yerine, bu yerleri çocuklar için daha cazip hale getirebilir. Sosyal belediyeciliğin görevlerinden biri de bu değil mi? Peki neden direk kentte yaşayan vatandaşlara dokunacak bu tür çalışmalar hep arka plana itiliyor?
Artık vatandaş seçimlerde siyasilerden ne isteyeceği konusunda bilinçli olmalı, adaylar da halkın taleplerine öncelik vermeli.
Diyarbakır gibi sıcak kentlerde yaşayanların başlıca önceliği hayatlarına direk dokunacak hizmetleri talep etmeleri olmalıdır. Bunu istemekte en doğal haklarıdır.
Sahi Anzele suyunun kenarına tıpkı plajlardaki gibi yerel yönetimler eliyle şezlonglar dizilse, zaten tüm engellemelere rağmen her yıl burada yüzen çocuklara daha iyi koşullar sağlansa kötü mü olur ?
Ne dersiniz ?