Sanatçı Güneştekin, basın mensuplarına yaptığı bilgilendirmede Kayıp Alfabe'nin aynı zamanda Türkiye'nin en büyük sergisi olma özelliğini de taşıdığını belirterek, Diyarbakır'ın tarihi Keçi Burcu'nda 16 Ekim 2021’deki serginin birçok risk ve zorluğu barındırıdığını anımsattı.

126

NEWYORK TİMES MUHABİRİ İNANAMADI

O serginin açılışından sonra da farklı kesimlerden gelen yoğun tepkilere ve eleştirilere rağmen, günlük 16-17 bin kişinin ziyaretiyle büyük bir ilgi gördüğünü vurgulayan Güneştekin, ''Bu, dünyada pek sık rastlanan bir durum değildi. Hatta New York Times’tan bir muhabir bu sergiyi görmek için geldiğinde, ziyaretçi sayısına inanamadı. 'Hafta sonuna denk gelmiştir' dedi. Ancak Cumartesi günü gelmişti ve bu ilgi, sadece hafta sonlarına özgü değildi. Normalde pazartesi günleri  sergi salonları kapalı olu  fakat yoğun ilgi nedeniyle pazartesi günleri de açık tutuldu ve yoğun ilgi dolayısıyla akşam saat 18.00 yerine 20.00’de kapandı..'' dedi.

125

DİYARBAKIR SERGİSİNE İLK TEPKİ İÇİŞLERİ BAKANINDAN GELDİ

Diyarbakır’dan gelen gazetecilerin o sergiyi yakından takip ettiğini işaret eden Ahmet Güneştekin, şöyle konuştu:

 ''Yoğun ilgiye rağmen, protestolar ve eleştiriler eksik olmadı. İlginçtir ki, sergiye ilk tepki ülkenin İçişleri Bakanı’ndan geldi. Üç gün boyunca televizyon ekranlarında sergiyi hedef aldı. Çünkü bu sergi, ezber bozan bir yüzleşmeydi. Sanatçı, bu ülkede yanlış giden şeyleri açıkça dile getiren önemli eserler sunmuştu. Elbette birilerini rahatsız etti. Fakat ironik olan, tamamen zıt görüşlere sahip kesimler bile bu tepki kervanına katıldı.Ancak halk tam tersini yaptı; yüz binlerce insan sergiye akın etti. Sonunda, sergiyi kapatma kararı alındı. Maalesef, bu ülkede kültür ve sanat politikası demokratik bir zemine oturtulmuş olsaydı, böyle bir şey yaşanmazdı. Dünyanın her yerinde kültür bağımsızdır, sanat dokunulmazdır. Sanatçı, toplumun vicdanıyla hareket eden cesur bireylerden oluşur.’'

124

SANAT CESUR İNSANLARIN EYLEMİDİR

Bugün bu dokunulmazlıkların tehlike altında olduğunu belirten Güneştekin, '' Elbette. milyonlarca insanın seçtiği siyasi liderlerin bir sabah evlerinden alınabildiği bir ülkede yaşıyoruz. Örneğin, Sayın Ekrem İmamoğlu’nun neredeyse yüzde 70 oyla seçildi. Bu tür baskılar, demokrasi, hukuk ve adalet sisteminin tam olarak yerleşmediği, kültürün demokratikleşmediği her dönemde karşılaşılan bir durumdur. Ancak baskılardan veya gelebilecek tepkilerden korkularak sanat yapılmaz. Bu, sanatın ve sanatçının doğasına tamamen aykırıdır. Sanat, cesur insanların eylemidir. Sanatçı, herkesten farklı düşünen, olaylara farklı bakabilen bir bireydir.’’ diye konuştu.

Ser-1

TANIKLIK ETTİĞİNİZ DÖNEM SORUMLU KILAR

Ahmet Güneştekin, sergiyi gezecek olanların farklı kültürlerden esinlenilmiş eserler, söylenceler ve mitlerden oluşan birçok çalışmayı göreceğini dile getirerek, şunları söyledi:

'Bu eserler politik bir mesaj taşımıyor gibi görünebilir. Elbette bu tür eserler üreterek hayatınıza konfor içinde devam edebilirsiniz. Eserleriniz satılır, uluslararası koleksiyonlara girer, dünyanın çeşitli yerlerinde sergilenir ve sorunsuz bir yaşam sürebilirsiniz.Fakat tanıklık ettiğiniz dönemler sizi sorumlu kılar. Bugün 58 yaşındayım; 12 Eylül darbesini görerek büyüdüm. Sonrasında insan katliamlarından faili meçhul cinayetlere, köy baskınlarından sürgünlere ve zorunlu göçlere kadar birçok olaya tanıklık ettim. Bir sanatçı olarak bu tanıklıkları, kendi araçlarım yoluyla sanatla buluşturmak ve gelecek nesillere birer belge olarak aktarmak benim sorumluluğum.''

Ser2-2

SANATÇI ACILAR KARŞISINDA SESSİZ KALAMAZ

“Kayıp Alfabe” sergisinin iismini, faili meçhul cinayetlerde kaybeden insanlardan aldıklarını işaret eden Güneştekin, şöyle devam etti:

''Sergide, bu insanların isimlerinden bir dünya, bir şehir, bir kamusal alan yaratılıyor. Bugün hâlâ kemikleri bulunmamış, ailelerinin yıllardır aradığı insanlar var. Bu insanlar için anneler, eşler, kardeşler ve dostlar 1033 haftadır yaz-kış demeden meydanlarda adalet arıyor. Çoğu anne hayatını kaybetti, ama mücadele halen devam ediyor. Böyle bir ülkede sanatçı nasıl konfor alanında kalabilir? Sanatçı, bu acıların karşısında sessiz kalamaz, utanır. Ve bu utanç, onu harekete geçirir. Ben de bu tanıklıkları sanat yoluyla ifade etmekle yükümlüyüm. Bu benim hem insanlık hem de sanatçı olarak görevim.

Açılışa, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu,  HDP Milletvekili Sırrı Sakık, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, sanatçılat Mahsun Kırmızıgül ve Mehmet Aslantuğ ile iş insanı Aydın Doğan da katıldı.

Editör: ÖZGÜR AYAYDIN