Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, 8 yıllık kayyım yönetiminin ardından Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimine geçti. Kayyımlar, taşınmazların devri, altyapı, ulaşım gibi birçok sorunu geride bıraktı. Kayyımlar, kentin en önemli sorunu haline gelen su sorununu çözmek yerine, su kesintisi yoluna gitmeyi seçti. DEM Parti'nin belediye yönetimi devralmasıyla Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi (DİSKİ), son 9 ayda kent merkezinden kırsal mahallerine hem altyapı sorunlarını hem de halkın temiz su sorununa çözümler üretmek için birçok çalışmaya imza attı.
Belediye 9 aylık süreçte yağmur suyu toplama sistemleri, akıllı su ölçüm cihazları ve su kayıp-kaçaklarının önlenmesine yönelik dijital sistemler devreye alındı. Kent merkezinde 26 bin 32 metre, kırsal ilçelerde ise 53 bin 645 metre içme suyu hattı döşendi. Kent merkezinde 3 bin 650 metre, kırsal 13 ilçede ise 12 bin 285 metre atık su hattı döşendi. Kent genelinde toplamda 79 bin 677 metre içme suyu hattı ile 15 bin 935 metre atık su hattı döşendi.
241 BİN 613 ŞEBEKE TEMİZLENDİ
Yine kentte aşırı yağışlarda su taşkınlarına karşı da yeni yönetim tarafından Kadın Doğum Hastanesi Köprülü Kavşağı’nda altyapı sorununu çözüme kavuşturuldu. Çalışma kapsamında bin 713 metre betonarme boru, 34 muayene bacası, 135 yağmur suyu ızgarası, bin 275 metre yağmursuyu bağlantısı, 34 sfero döküm pik kapak yapıldı. Kent genelinde kanalizasyon ve içme suyu arızalarına yönelik de yapılan hummalı çalışmalar kapsamında toplamda 9 bin 486 metre içme suyu ile 4 bin 321 metre kanalizasyon arızası giderildi. Ayrıca 241 bin 613 metre kanalizasyon ve yağmur suyu şebekesi temizlendi.
YENİ İÇME SUYU KAYNAKLARI BULUNDU
Yaz aylarında en fazla su sonuna yönelik de Sur ilçesine bağlı yaklaşık 2 bin nüfuslu Karaçalı Mahallesi'nde 650 metre derinliğinde saniyede 25 litre verimliliğinde tespit edilen su, yapılan çalışmalarla su deposuna bağlantısı yapıldı. İçme suyu sorunun çözüme kavuşturmak için 550 metre derinliğinde, saniyede 45 litre su hacmine sahip içme suyu, Gözeli Su Havzası'na kazandırıldı.
Dicle Nehri'nin kirlenmesini önlemek ve halk sağlığını korumak için hazırlanan "Merkez Atıksu Arıtma Tesisi Giriş Yapısı İnşaatı Yapım İşi" yenileme projesinin ihalesi yapıldı, yüklenici firma ile sözleşme imzalandı. İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi'nde yapılan yenileme çalışmaları ile de Amed'in merkezinde 2040 yılına kadar atıksu sorunu yaşanmaması için önlemler alındı. Arıtma tesislerinde yapılan modernizasyon çalışmalarıyla 20 milyon 192 bin 890 metreküp atıksu arıtıldı.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (DİSKİ) Diyarbakır Genel Müdürü Mehmet Şerifoğlu, çalışmalarını ve projelerini, kayyımların 8 yılda kentin su sorununu çözmemesini değerlendirdi.
Şerifoğlu, kentteki su sorunun yaşanabileceğine dair 2016'da Belediyesi Eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı öngörüldüğünü, eşbaşkanların buna dair ihale başvurusu yaptığını, ancak kayyım atamasıyla birlikte ihalenin iptal edildiğine belirtti. Sorunun derinleşmesi üzerine kayyımların 2018'de ve 2022'de ihale açtığını, ancak sorunun çözülmediğini kaydeden Şerifoğlu, "Hem ödenek yetersizliğinden ötürü hem de yeteri kadar bu işe önem verilmediği için halen bitirilmemiş bir süreç var. Bu süreçte Devlet Su İşleri'nin (DSİ) yürüttüğü bir süreçtir. Aslında 2016 yılında başlayan ve düşünülen bu proje gerçekleştirilmiş olsaydı bugün belki Amed'de herhangi bir içme suyu sorunu yaşanmayacaktı. Ama kayyımla beraber o süreçte sıkıntıya uğradı" ifadelerini kullandı.
Sorunun çözümü için DSİ ile birlikte proje yaptıklarını dile getiren Şerifoğlu, Amed Merkez İçme Suyu 2'inci Etap İsale Hattı ve Terfi Merkezi İnşaatı İşi’nin sürdüğünü o iş tamamlanana kadar kent merkezinde “Modüler arıtma tesisi” ile bir çözüm bulduklarını ve 10 güne kadar ihale sürecinin başlayacağı bilgisini verdi. Şerifoğlu, bu yöntemle Amed’in 4-5 yıllık su sorunu çözecek bir proje geliştirmiş olacaklarının altını çizdi.
'TASARRUF TEDBİRLERİ ENGEL OLDU'
Soruna çözümü için sondaj ihalesi başlattıklarını, ancak ihale karara bağlanmadan "tasarruf tedbirleri" gerekçe gösterilerek ihalenin iptal edildiğini söyleyen Şerifoğlu, "Çünkü o süre içerisinde yapabileceğimiz bazı sondajlarla şehri biraz rahatlatabilirdik. Tabiî ikinci bir ihale süreci, ihale sürecinden sonraki yapacağımız işlemler, ihale sürecinin doğası gereği yaz aylarını artık kurtaramayacak durumdaydı. Haliyle yazın su problemi yaşandı. Daha önceki yıllarda da su üretimi sorunları vardı. 2-3 yıl önceyle kıyas yaptığımızda yüzde 12'den fazla su sağlamış olduk. Daha fazla su sağlamış olmamıza rağmen yine su sıkıntıları var. Daha önce Amed'de su kesintileri çeperlerden kesiliyordu. Biz de eşit bir yaşam şartı oluşturmak için şehir merkezinde de kesmeye başladık. Şehir merkezinde de su kesintileri yapılınca su sıkıntısı daha görünür hale geldi. Çözümlerimizi ortaya koyuyoruz, ama bunun için bir zamana ihtiyaç var. Amed'in içme su sorunu çözeceğiz" diye konuştu.
Tasarruf tedbirlerinin kendilerinin ciddi anlamda yavaşlattığını vurgulayan Şerifoğlu, "Yani bir araç, bir iş makinası satın alma hep bir izin sürecine tabi. Bir işin ihaleye çıkarılması için dahi bununla ilgili farklı kurumlardan bir sürü görüş almamız gerekiyor. Bu zaten yatırımın kendi başlama sürecini uzatıyor. Dolayısıyla aslında bizim yapmak istediğimiz bu projeleri istediğimiz hızda gerçekleştirememekle beraber bazılarını da uygulayamıyoruz" şeklinde konuştu.
'8 YILDIR KALICI BİR ALTYAPI YAPILMAMIŞ'
DİSKİ olarak önlerindeki 5 yıla dair Master Plan çalışması hazırlığı içerisinde olduklarını kaydeden Şerifoğlu, şöyle devam etti: "Amed'in en son Sûr rezervi 2003 yılında yapılmış. O dönemki nüfus ve bina kapasitesi ile şimdiki arasında ciddi bir fark ve artış var. Üstelik Amed'de şehir merkezine yakın köylere de isal hattı su veriliyor. Dolayısıyla kapasite 2 kat artmış olmasına rağmen su ihtiyacı aynı kalmış. Geldiğimiz günden beri özellikle 8 yıla baktığımızda yapılmış herhangi kalıcı bir altyapı yatırımı mevcut değil. Hep günübirlik planlar üzerinden yürümüş. Geleceğe dönük herhangi bir Master Plan çalışması, bir proje veya imalat düşünülmemiş. Sadece günü kurtarmaya dönük iş yapılmış. İşte yeni bir yerleşim alanı olduğunda bir öncekinin alt yapı bertaraf da bir önceki hatta bağlanmış. Bu arada şehir yüzde 40 büyümüş insan yüzde 40 artmış, ama altyapı kapasitesi aynı kalmış. Dolayısıyla bu ciddi bir yetersizlik, bunun aslında hepsini hesabını yapıyoruz. İhale çalışmalarımız da aslında başladı, şu anda sözleşme aşamasında olduğumuz bir iş var. Biz bu sorunları görüyoruz, onlara dair çözümlerin ne olduğunu da biliyoruz ve bir yerden de çözmeye çalışıyoruz."
SEL VE SU TAŞKINLARI
Özellikle kış aylarında altyapı sorunlarından kaynaklı yaşanan sel ve taşkınlara da değinen Şerifoğlu, şunları söyledi: "Su baskınları ile ilgili sorun biraz daha derin ve karmaşık, çünkü bunun imarla da ilgisi var, şehrin aslında bir şekilde büyümüş olması, imar alanlarının usulüne göre kullanılmamış olması ve yerleşim alanı olmayacak yerlerin yerleşim alanı olarak imar alanlara dahil edilmesi, bu sorunları daha da büyütür. Bununla ilgili de bizim Master Plan çerçevesinde yaptığımız yağmur suyu uzaklaştırma hatları mevcut. Bu sorunu da minimalize etmeye çalışıyoruz. Bunla ilgili çalışmalarımız var."
“ATIK SUYU DA İÇME SUYUNUN KULLANIMINA GÖRE ŞEKİLLENEN BİR DURUMDUR”
Suyun insanların en temel ihtiyacı olduğunu belirten Şerifoğlu, suyu kullanım konusunda bütün halkı duyarlı olmaya çağırdı. "Amed'de halen suyu çeşmeden içebilecek durumdayız, bunun kıymetini bilmemiz gerekiyor ve suyu ihtiyaç gereği kadar tüketmemiz gerekiyor" diyen Şerifoğlu, şunları kaydetti: "Bunun için içme suyunu bağ, bahçe için kullanılmamalı. Hatta belediyenin kendi çim alanları için kullanılması da doğru değildir. Atık suyu da içme suyunun kullanımına göre şekillenen bir durumdur. Siz ne kadar suyu kullanırsanız o kadar çok atacağınız oluşuyor. Aynı zamanda çevre temizliğinin de atık sulara etkisi var. Sokakta yürüyen insanın yere attığı bir çöp eğer ki yerde kalırsa bunun bir ızgara sisteminden yağmur suyu direniş hattına gitmesi ve orada birikmesi tıkanıklara neden olur. Bu da herhangi bir yağmur anında bir sel baskınına neden oluyor. Dolayısıyla insanların alışkanlıkları çok önemli, tüketim alışkanlığı özellikle bu bizim içme suyu ve atık su tesislerimiz açısından önemlidir."