Diyarbakır'da, Ermeni Psikoposun İranlıların istilasından kurtardığı kiliseden geriye yıkık duvar kaldı.
Dinlerin ve dillerin kenti olan Diyarbakır tarih boyunca bir çok medeniyet için cazip bir kent olmuştur.
Çeşitli kaynaklarda yer alan bilgilere göre, Diyarbakır'da geçmiş yıklarda 30'a yakın kilisenin olduğu belirtilirken, bu kiliselerden sadece bir kaçı ayakta kalabildi. Bazı kiliseler tamamen yok olurken, bazılarının da kalıntıları kaldı.
Kalıntıları kalan kiliselerden biri de Diyarbakır'ın Güneyinde yer alan Kırklar Dağı'ndaki Ermeni Kilisesi.
YIKILMASIN DİYE YÜKLÜCE ALTIN GÜMÜŞ VERDİ
Amid Metropoliti Mar Yuhanna Suar Kırklar Dağı'nda M.S. 484 yılında kilise yaptırdı.
Kilisenin faaliyete geçmesinden bir süre sonra M.S. 503 yılında İran kralı Kubad Amid'i (Diyarbakır) istila eder.
Şehir İranlılar tarafından yıkılıp yıkılmaya başlanır. Kiliseyi kurtarmak için harekete geçen Ermeni Piskoposu Surp Enün, rüşvetler vdererek bin bir zorlukla Kral Kubad'a ulaşır. Kral Kubad'a yalvarıp yakaran ve yüküce altın ve gümüş veren psikopos, kiliseye dokunmamasını ister.
Psikoposun isteğinin kabul edilmesiyle yakılıp, yıkılan Amid'de sadece Ermeni Kilisesi ayakta kalır.
İSTİLADAN KURTULDU AMA ZAMANA YENİK DÜŞTÜ
İstilada dokunulmayan ve ayakta kalan Kırklar Dağı'ndaki kilise, 1700'lü yılın sonuna kadar ibadete devam etti. Ancak sonraki yıllarda çeşitli sebeplerle gayrimüslimlerin kenti terk etmesiyle bir çok yapı gibi bu kilise de kaderine terk edilerek bakımsızlıktan yıkılmaya başladı.
On gözlü köprüyü geçince Silvan yolunun güneyinde kalan Kırklar Dağı'ndaki Ermeni Kilisesi'nden günümüze kadar sadece yıkık bir duvar kaldı.