Yıllardır sağlık sistemimizin kangrenleşmiş yarası olan bu illegal uygulama, ne yazık ki hala uygulanıyor. Üstelik bu kez, Dicle Üniversitesi Hastaneleri başta olmak üzere bazı devlet hastanelerinde, profesör ve doçentlerin de aralarında bulunduğu 8 doktor hakkında soruşturma açılmasıyla gündeme geldi.
Bıçak parası, hem hastanın hem de doktorun yasal olmadığını bildiği halde, çaresizliğin ve vicdansızlığın gölgesinde el altından yürütülen bir sömürü düzenidir. Hasta yakınları, sevdiklerinin sağlığına kavuşması için, ''ya ameliyat olmayıp sağlığına kavuşamazsa'' korkusuyla istenen parayı ödemek zorunda kalıyor.
Doktorlar ise, kutsal mesleklerini hiçe sayarak, hastaların umutlarını ve sağlıklarını metalaştırıyor. Tabi tüm doktorlar için bunu söylemek haksızlık olur.
Dicle Üniversitesi'nden bir kaynak, bu karanlık sistemin nasıl işlediğini gözler önüne seriyor. Doktorlar, hastalardan ''danışma bürosu'' adı altında açtıkları yerlerde 50 ile 150 bin lira arasında değişen miktarlarda para alıyor.
Ameliyatlar devlet hastanesinde, devletin imkanlarıyla gerçekleştiriliyor; ancak doktorlar aldıkları kayıt dışı paraları cebe indiriyor. Üstelik bu parayı veremeyen hastalar, ameliyat için 1-2 yıl sonraya gün veriliyor. Çaresiz kalan hasta yakınları ise, bazen hayvanlarını, bazen de tarlalarını satarak bu parayı denkleştirmeye çalışıyor.
Bu durum, sağlık sistemimizin ne kadar çarpık ve adaletsiz olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. İnsanların sağlık hakkı, maddi durumlarına göre belirleniyor. Parası olan, hızlı ve kaliteli sağlık hizmetine ulaşıyor; parası olmayan ise çaresizce beklemek zorunda kalıyor.
Peki bu kangrenleşmiş yaraya nasıl bir çözüm bulunabilir?
Şeffaflık ve Denetim: Hastanelerde şeffaflığın artırılması ve denetimlerin sıklaştırılması, kayıt dışı uygulamaların önüne geçebilir. İlk aklıma gelen bir kaç çözüm önerisi...
Doktorların etik kurallara uymasının sıkı bir şekilde takip edilmesi ve yaptırımların uygulanması caydırıcı olabilir.
Hasta haklarının daha etkin bir şekilde korunması ve hasta yakınlarının bilinçlendirilmesi, bu tür suiistimallerin azalmasına yardımcı olabilir.
Bıçak parası alan doktorlara yönelik cezai yaptırımların artırılması, bu suçu işleyenleri caydırabilir.
Unutulmamalıdır ki sağlık, herkesin hakkıdır. Bu hakkın maddi güce göre şekillenmesine izin verilmemelidir.
Bıçak parası gibi uygulamalar, sadece sağlık sistemimize değil, tüm topluma zarar verir. Bu sorunun çözümü için hepimize görev düşüyor.