Amed Sağlık Platformu, Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi Semt Polikliniğinde sağlık emekçilerine yönelik gerçekleşen sözlü ve fiziki saldırıya ilişkin, Dağkapı Ağız ve Diş Sağlığı Semt Polikliniği önünde açıklama yaptı.

Açıklamayı Amed Sağlık Platformu adına Diş Hekimleri Odası Genel Sekreteri Mustafa Tümerdem okudu.

Diyarbakir Saglik Protesto

SAĞLIK POLİTİKALARININ SİSTEMATİK BİR SONUCU

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Dün Diyarbakır Yenişehir Semt Polikliniğinde bir hasta yakını, görevini yerine getiren diş hastanesi personellerimize sözlü hakaretlerde bulunmuş, olay çıkmasını engellemeye çalışan hastane güvenlik görevlilerimiz ise saldırıyı engellemeye çalışırken bıçaklı saldırıya uğramıştır. Bıçaklı saldırı neticesinde hastane güvenlik çalışanımız hayati tehlike arz etmeyecek şekilde yaralanmış ve tedavi altına alınmıştır. Temmuz ayında Diclekent Diş Sağlığı semt Polikliniğinde yaşanan pompalı silah ile tehdit olayı bugün bıçaklı saldırı olarak bir başka vahim olay olarak yaşanmıştır. Üstelik son yaşanan bıçaklı saldırıda güvenlik kameralarının çalışmaması sağlık emekçilerinin yaşamlarının ne kadar önemsendiğini göstermektedir. Sağlık sistemindeki çöküşün ve bu çöküşün bedelini ödeyen sağlık çalışanlarının karşı karşıya olduğu ölümcül tehlikenin bir kez daha altını çizmiştir. Bu saldırı sadece bireysel bir öfke patlaması değil, sağlık politikalarının sistematik bir sonucudur.

SAĞLIKTA ŞİDDET, BİR HALK SAĞLIĞI SORUNUDUR

Toplumun bütün alanlarına pandemi gibi yayılan, kimi zaman yaralanmalarla kimi zaman da ölümlerle sonuçlanan şiddet iklimi sağlık alanına da sirayet etmiştir. Neredeyse önlenmek istenmiyormuşçasına içinden çıkılmaz hale gelen sağlıkta şiddet, bir halk sağlığı sorunudur. Gücünü sağlıkta dönüşüm adı altında kışkırtılmış sağlık taleplerinden, sağlık emekçilerinin köle gibi gösterilmesinden, hastaların müşteri olarak görülmesinden, ‘giderlerse gitsinler’ gibi söylemlerle değersizleştirilen mesleklerimizden, siyasilerin ve idarecilerin sağlık emekçilerine yönelik olumsuz yaklaşımlarından, kullandıkları dil ve söylemlerden, liyakatsız yöneticilerin mobbinginden almaktadır. Yani 20 yılı aşkın süredir bu iktidarın uyguladığı, dayattığı sağlık politikalarının sonucunda oluşan ve acı veren bir durumdur sağlıkta şiddet.

YETKİLİLERİ YAŞAM HAKKIMIZIN KORUNMASI İÇİN GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ

Şiddeti doğuran, besleyerek büyüten sebepler ortadan kaldırılmadıkça hiçbir sağlık emekçisi güvende olmayacaktır. Hastane idareleri de çalışanın güvenliğini sağlamak zorundadır, tasarruf tedbirleri, malzeme eksikliği bahane edilmemeli ve sağlıktan tasarruf edilemeyeceği unutulmamalıdır. Yetkilileri bir an önce sağlık emekçilerine yönelik şiddetin önlenmesi konusunda işin kaynağına dönmeye, sağlıkta piyasacı değil halkçı politikaların uygulanması ve yaşam hakkımızın korunması için göreve çağırıyoruz.

ARTIK YALNIZCA ÇALIŞMA KOŞULLARIMIZ DEĞİL, HAYATLARIMIZ TEHDİT ALTINDA

Sağlıkta Şiddetin sona ermesi için toplumda hakim kılınan şiddet dilinden vazgeçilmesi, sağlık emekçilerini değersizleştiren söylemlerden ve sağlık politikalarından politikaların vazgeçilmelidir. MHRS randevu sistemindeki kaos, eksik personel politikaları ve hastalarla sağlık çalışanlarını karşı karşıya getiren uygulamalar derhal terk edilmelidir. Hastanelere kesici delici alet ve silahların girmesi engellenmelidir. Bir an önce caydırıcı ve etkin yasal değişiklikler hayata geçirilmelidir.

Biz sağlık emekçileri, şiddetin olağanlaştırılmasını, yaşamlarımızın hiçe sayılmasını kabul etmiyoruz! Artık yalnızca çalışma koşullarımız değil, hayatlarımız tehdit altında. Sağlık sisteminde köklü değişimler yapılmadığı sürece ne şiddet sona erecek ne de sağlık hizmetlerinin kalitesi yükselecektir.

Sağlıkta şiddete sebep olan politikalardan vazgeçilinceye ve şiddet son buluncaya kadar mücadelemiz devam edecektir.”