Diyarbakır’da, müşteri kıyafetleri bahane edilerek saldırıya uğrayan iki kafeden birinin ilk saldırıdan sonra kapatıldığı ortaya çıktı.
Diyarbakır’da merkez Sur ilçesinde 11 Temmuz’da Diyarbakır Suriçi'nde Karga Kafe ile aynı sokaktaki Hewş Kafe’ye silahlı saldırı düzenlendi. Saldırının gerçekleştiği Karga Kafenin CHP İstanbul Milletvekili Türkan Elçi’nin olduğu ve kız kardeşi tarafından işletildiği ortaya çıkmıştı.
Kafelere kadın müşterilerin kıyafetleri bahane edilerek saldırıyı gerçekleştirenler daha sonra tutuklanmış ve 1 ay cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakılmıştı. Bırakılan saldırganlar bir kez daha bu kez kapısında güvenlik önlemi alan polislerin olduğu Hewş Kafeye 3 gün önce yine saldırmıştı.
Kamuoyuna yeniden 2 kafenin saldırıya uğradığı haberleri yansıyınca, Türkan Elçi’ye ait olan kafenin ilk saldırıdan sonra kapatıldığı ve 3 gün önceki saldırının diğer kafeyi yapıldığı ortaya çıktı.
Diyarbakır’da özel yaşamı hedef alan saldırılar ne anlama geliyor, daha önce benzer saldırılar yaşanmış mıydı, bu soruların yanıtlarını Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, Dicle Üniversitesi Öğretim üyesi sosyolog Prof. Dr. Rüstem Erkan ve ROSA Kadın derneği Başkanı Suzan İşbilen ile konuştuk.
“BU TÜR SALDIRILARA BUGÜNE KADAR PEK RASTLAMADIK”
Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, bu tür saldırıların kabul edilebilir olmadığını, Diyarbakır’ın çok dilli, kültürlü ve farklı yaşam tarzlarının bir arada yaşadığı bir kent olduğunu ve bu tür saldırılara bugüne kadar pek rastlamadıklarını söyledi.
Özellikle “İsrail’in Filistin’e saldırısını protesto etme” bahanesi ile bazı kafelere yönelik saldırıların olduğunu, ardından bir parktaki dans etkinliğine de saldırıldığını söyleyen Eren, şöyle devam etti:
“BU CESARETİ NEREDEN ALIYORLAR?
“Son zamanlarda Diyarbakır’da farklı yaşam tarzları ve farklı düşünen insanlara yönelik saldırılar artıyor. Kolluk, zaman zaman gerekli tedbirleri aldıklarını söylüyor ama silah ve ses bombası ile mekânları basıp, bir ay sonra serbest bırakılan bu kişilerin aynı yerleri bir ay sonra basmanın cüretini göstermesi manidardır. Bu cesareti nereden alıyorlar? Yargının bu cezasızlık pratiğine mi güveniyorlar, yoksa kendilerine bir şey yapılmayacağı inancı mı var? Polisin yanında saldırma cesaretini gösteriyorlar. Alışık olduğumuz bir tarz ve yöntem değil. Kamu otoritesinin daha fazla önlem alması ve yargının caydırıcı cezalar ile bunları cezalandırması gerekiyor.”
“BİR ÇIKAR YOKSA KENTİN SOSYOLOJİSİNE MÜDAHALEDİR”
Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüstem Erkan ise, arkasında bir ticari rekabet veya bir mülk meselesi, ekonomik çıkar sağlamaya yönelik gizli bir nedeni yoksa bu tür saldırıların aslında kentin sosyolojisine bir müdahale olduğunu söyledi.
Erkan, “Bugün nasıl başörtüsü ya da başörtülülere dönük en küçük bir hareket toplumda tepki görüp, ‘nefret suçu’ kapsamında değerlendiriliyorsa, bu mekânlara gelenlerin kıyafetlerinden dolayı basına yansıyan bu eylemler gerçekleştiriliyorsa bunlar da bir nefret suçudur” dedi.
Diyarbakır’daki ROSA Kadın Derneği Başkanı Suzan İşbilen de, insanların özel yaşamına müdahalenin olmasını doğru bulmadıklarını, “Bunun engellenmesi hak ihlalidir. Bileşeni olduğumuz Kent Koruma ve Dayanışma Platformu olarak her zaman bu konudaki tepkilerimizi dile getiriyoruz. Sadece insanların demokratik haklarını dile getiren taleplerini savunmak ve bunu desteklemek gerekirken, bunu geriye götüren yaklaşımları doğru bulmuyoruz” dedi.
“KADININ SOKAĞA ÇIKMASINI ENGELLEMEYE ÇALIŞIYORLAR”
İşbilen, Diyarbakır’da huzuru ve güvenliği bozan bu tür saldırılar için tedbirler alınması gerektiğini düşündüklerini de söyledi, “Bu tür özel hayata müdahale olan saldırılar ile kadının sokağa çıkması engellenmek isteniyor. Zaten iktidarın kadını eve tıkayan bir yaklaşımı söz konusu. Kadının sosyal yaşama katılması, çalışması ve ayakları üzerinde durması engellenmek isteniyor. Diyarbakır’da ilk kez buna benzer saldırılar yaşanıyor. ‘Birkaç genç’ deniliyor ama bunun böyle olmadığını düşünüyoruz. Bunlar bu saldırıları kendi başlarına yapma cesaretini nereden buluyor? Saldırıyı yapanlar gelip aynı yere bir daha saldırıyor ve sadece adli kontrol işlemi ile serbest bırakılıyorlar” diye konuştu.