Evet, yanlış duymadınız; 21 daireli koca bir bina, neredeyse bir apartman dairesi fiyatına elden çıkarıldı.
Peki, bu parayla o semtte tek bir daire bile satın alınabilir mi? Satışı gerçekleştirenlere sormak lazım; 2 milyon 400 bin liraya, hem de yalnızca bir günlük ilanla, böylesine büyük bir binayı nasıl satabildiniz?
Bu bedelle aynı semtte tek bir daire bulmak bile neredeyse imkânsızken, bu fiyat, büyük bir usulsüzlüğün açık bir göstergesi değil midir?
İhalenin başlangıç tarihi 13 Ağustos saat 12.30 olarak duyurulurken, bitiş tarihi ise 14 Ağustos saat 12.30’du.
Sadece 24 saatlik bir ihale süresiyle böylesi bir değersizleştirme hangi acelecilikle gerçekleştirildi? Daha da ilginci, aynı mahalledeki eski Bağkur binasına ait arsanın ise 4 milyon 758 bin liradan ihaleye çıkarılmış olması.
Eski Emekli Sandığı binası, daire başı yalnızca 114 bin lira gibi komik bir bedelle satıldı.
Bu rakam, Diyarbakır’ın herhangi bir mahallesinde bir dairenin rayiç bedelinden bile düşük. Bu binanın gerçek değerini belirleyenlerin vicdanları sızladı mı, bilinmez ama halkın gözünde bu satış, devlet malının peşkeş çekilmesinden başka bir şey değil.
Bu ihale, devlet mülklerinin nasıl satıldığına dair ciddi soru işaretleri yaratıyor.