Herhangi bir sağlık kurumunun adının böylesi iddialarla anılması elbette üzücü, ancak burada sorun daha da derinleşiyor.
CİMER’e yapılan bir şikayetle ortaya çıkan son usulsüzlük, hastane yönetiminin denetim ve şeffaflık konusundaki yetersizliklerini gözler önüne serdi.
Bu durum, duyarlı bir vatandaşın olayı yetkililere bildirmesiyle açığa çıkmasaydı, hastanede dönen dolaplardan kimsenin haberi olmayacaktı.
Bu olay, akıllara ciddi bir soruyu getiriyor; Acaba benzer usulsüzlükler hastanenin diğer birimlerinde de yaşanıyor mu?
Bu sorunun cevabını aramak, sadece Gazi Yaşargil Hastanesi için değil, Diyarbakır’daki diğer sağlık kurumları için de elzem.
Böylesi bir kuşku, halkın sağlık hizmetlerine olan güvenini zedeliyor.
Hastaneye adını veren Gazi Yaşargil, tıp dünyasında “Yüzyılın Cerrahı” olarak kabul edilen ve dünya çapında saygı gören bir isim.
Onun adını taşıyan bir hastanenin bu tür lekelerle anılması, yalnızca kuruma değil, bu büyük isme de zarar veriyor.
Gazi Yaşargil, "Kürtler süt dayım" diyerek bölge insanına olan sevgisini dile getirirken, Diyarbakır’da onun adını taşıyan bir hastanenin usulsüzlüklerle anılması kabul edilemez bir durum.
Peki, bu lekeyi silmenin yolu nedir?
Hastane yönetimi, öncelikle tüm ihalelerin şeffaf bir şekilde yapılmasını sağlamalıdır.
Geçmişte yapılan tüm ihaleler ve işlemler detaylı bir şekilde incelenmeli, herhangi bir şaibeli durum karşısında derhal gerekli adımları atılmalıdır.
Ayrıca, bu incelemelerin sonuçları da kamuoyuyla paylaşılmalı, böylece halkın güveni yeniden tesis edilmelidir.
Gazi Yaşargil Hastanesi, usulsüzlük iddialarıyla değil, sağlık alanında gösterdiği başarılarla adından söz ettirmelidir.
Unutulmamalıdır ki, sağlık hizmetleri bir toplumun en temel ihtiyaçlarındandır.
Diyarbakır gibi tarihi ve kültürel açıdan zengin bir şehirde, sağlık kurumlarının halkın güvenini kazanmış olması, şehir için büyük bir kazançtır.
Gazi Yaşargil Hastanesi, bu güveni yeniden kazanmalı ve sağlık hizmetlerinde örnek bir kurum olarak anılmalıdır.