Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği (DKVD), kentte önemli bir çalışmaya imza attı.
DKVD'nin öncülüğünde 2022 yılından bu yana "Diyarbakır’ın Belgesel Kültürel Mirası: Süryani ve Keldani El Yazmalarının Korunması Projesi'' kapsamında, kentin iki önemli kilisesi olan Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi ve Mar Petyun Keldani Kilisesi kütüphanelerindeki ağırlıklı 17, 18 ve 19. yüzyıllarına ait el yazmaları ve matbu eserlerin koruma çalışmaları yapıldı.
Her iki kilisenin kütüphaneleri, söz konusu nadir eserleri koruyacak nitelikte düzenlendi, tüm eserler dijital ortama aktarıldı, kataloglandı ve künyeleri çıkarıldı.
DKVD Genel Koordinatörü Nevin Soyukaya'nın koordinatörlüğünde ve alanında uzman bir ekiple iki yılı aşkın süre titiz bir çalışma yürüten DKVD, Diyarbakır'da kentin çok kültürlü hafızasına ilişkin önemli bir çalışmaya imza atmış oldu.
Çalışma; DKVD'nin öncülüğünde, Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi Vakfı, Mar Petyun Keldani Kilisesi Vakfı'nın işbirliği, Gerda Henkel'in mali desteği ile gerçekleştirildi
Proje kapsamında ise iki kilise kütüphanelerinin tarihçesi üzerine DKVD Genel Koordinatörü Nevin Soyukaya ve sanat tarihçi Birgül Açıkyıldız'ın editörlüğünde "Diyarbakır’ın Belgesel Kültürel Mirası: Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi ve Mar Petyun Keldani Kilisesi Elyazmaları" kitabı hazırlandı.
KENTİN BELLEĞİNİ KORUMAK, GELECEĞE AKTARMAK
Diyarbakır’ın Belgesel Kültürel Mirası: Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi ve Mar Petyun Keldani Kilisesi Elyazmaları" kitabının tanıtımı ve projeye ilişkin çok sayıda davetlinin katılımıyla Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi'nde bir etkinlik düzenlendi.
DKVD Başkanı Pınar Can, etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada, köklü bir dernek olan DKVD'nin 1996’da kurulduğunu anımsattı.
Kentin hafızası ve kültürel mirası üzerine farkındalık yaratmak ve bu hafızayı gelecek nesillere aktarabilmeyi hedeflediklerini belirten Can, "Bugün finalini yaptığımız çalışma kentin belleğini korumak ve gelecek kuşaklara aktarmayı amaçladığımız bir çalışma oldu" dedi.
BİNLERCE YILDIR BİRLİKTE YAŞAMAYI BAŞARMIŞ KENT
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Doğan Hatun da birlikte yaşamanın onlarca medeniyetin bir mirası olduğunu belirtti.
Diyarbakır'ın, Suriçi'nin her sokağının tarih koktuğunu ifade eden Eş Başkan Hatun, şunları söyledi:
"İmkanlarımız doğrultusunda her taşını korumakla mükellef olduğumuzu biliyoruz. Korumaya da çalışacağız onun sözünü de veriyoruz. Maalesef birçok tarihi sokağımız kaderine terk edilmiş. Mevcut ne belediyenin ne de başka kurumların imkanı tek başına bunu ayağa kaldırmaya günümüz koşulları izin vermiyor. Ama bu şu manaya gelmesin. Yarın da böyle olacak diye. Elbette ki her taşına sahip çıkarak her taşını yerinde koruyarak, mevcut özgünlüğüyle kimin eli değmişse, hangi ruh buna dokunmuşsa bu şekilde korumak elzemdir.
Biz Büyükşehir Belediyesi olarak bir kez daha bunun sözünü veriyoruz. Her renk her farklılık bizim için bir zenginliktir. Her inanç bizim için kutsaldır ve birlikte yaşamayı bu kent, binlerce yıl nasıl becermişse bundan sonra da başarabileceğimiz inancıyla hepinizi saygıyla selamlıyorum."
"İNSANLIK DEĞERİNİ KORUMAK ÇOK ÖNEMLİDİR"
Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi Vakıf Yöneticisi Corc Coşkun Alis de vakıf olarak Süryani halkının anıtsal, dini, kültürel ve sanatsal eserlerini tanıtmayı ve bunların düzenli bakımlarını yapılıp gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde aktarılmasının asli görevlerinden biri olduğunu belirtti.
Atalarından miras kalan kültürün ve medeniyetin yansıması olan el yazısı kitapları gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde bırakabilmek için DKVD ile iş birliği yaptıklarını ifade eden Alis, "kilisemizin içerisinde kurulan çalışma alanında kitaplarımızın tamamı DKVD Genel Koordinatörü Nevin Hanım ve ekibi tarafından koruyucu önlemleri alınarak, dijital arşivleme işlemleri yapıldı. Çalışma, bölgemize, Diyarbakır'ımıza cemaatimize hayırlı olmasını diliyorum" dedi.
Keldani Katolik Kilisesi Başepiskopos vekili Deder Remzi Diril,
yapılan çalışmanın çok önemli ve değerli olduğunu söyledi.
Keldani ve Süryani cemaati olarak büyüklerinden kalan tarihi eserlerin korunması konusunda emeği geçenlere teşekkür eden Diril, "Sadece bizim doğu veya batı süryanileri eserlerimiz değil. Aynı zamanda da Diyarbakır'da yaşayan bütün halkın eseridir. Bu çalışmanın gelecek nesillere taşınması konusunda hem kitapların fiziki bakımı ve dijitalleştirilme konusunda herkese teşekkür etmek istiyorum. Kültürel mirasta, bir insanlık değerini korumak çok önemlidir" şeklinde konuştu.
Diyarbakır ve Mardin Kiliseleri Metropoliti Saliba Özmen, daha önce bir çok tarihi eseri koruyamadıkları için kaybettiklerini ifade ederek, "Çok şükür ki bu çalışmayla dijitalize edildi. Bütün kiliseler, tarihi eserler, hanlar, camiler hepimizin ortak paydasıdır. Bunları korumak, sahiplenmek, göz bebeğimiz gibi bakmak hepimizin görevidir" dedi.
YÜZYILLARIN PASINDAN, TOPRAĞINDAN...
DKVD Genel Koordinatörü Nevin Soyukaya da davetlileri selamlayarak, "Diyarbakır'ın Belgesel Mirası Süryani ve Keldani El Yazmaları'nın Korunması Projesi"ne ilişkin bilgi verdi.
Süryani ve Keldani cemaatinin yüzyıllardır bugüne akıttığı değerlerin, aynı zamanda Diyarbakır'ın da değeri olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Dolayısıyla, hepimizin hep birlikte sahip çıkması gereken değerdi. Bu nedenle adına Diyarbakır'ın belgesel mirası Süryani ve Keldani el yazmaları dedik. Proje kapsamında bütün kitapları dijitalleştirdik, ama aynı zamanda koruyucu önlemler aldık.
Hocamız Sabahattin Küçük'ün öncülüğünde konusunda uzman 5 kişilik ekiple kilisenin içerisinde bir geçici laboratuvar kurduk. Bütün kitaplar öncelikle büyük bir titizlikle yüzyılların kirinden, pasından, toprağından arındırıldı. Ve bundan sonra da ömürlerini uzatmak üzere önlemler alındı."
Kütüphanelerin de fiziki şartlarının iyileştirildiğini, el yazmalarının korunması için gerekli tüm fiziki ortamın hazırlandığını anlatan Soyukaya, "İklimlendirme cihazları dahil oldu. Çünkü Diyarbakır'ın yaz ve kış, gece, gündüz sıcaklık farkları organik eserlere zarar veriyordu. Stabil tutmak için bu önlemler alındı" dedi.
DİYARBAKIR'DA BİR İLK
Soyukaya, kilise vakıflarının da güneş ışınlarının ultraviyole etkisini azaltmak üzere ek önlemler aldığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
"Pencereleri kapattılar. Böylesine el birliğiyle bir çalışma yaptık. Biz buna biricik bir çalışma diye bakıyoruz. Biz 2022'de başladık, 2024'ün sonu bitiyor projemiz. Güzel bir çalışma yaptık. Ayrıca bizim için en önemli unsurlardan biri DKVD öncülüğünde bu çalışma yürütüldü. Ama Diyarbakır Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi ve Diyarbakır Mar Petyum Keldani Kilisesi'nin ortaklığında yürüttüğümüz bir çalışmaydı. Bence bu Diyarbakır'da bir ilkti. Böyle üç sivil toplum örgütü el ele verdi, güç birliği, işbirliği yaptı.
Diyarbakır'a ait çok değerli verileri koruyup ömürlerini uzatmak üzere bir takım önlemler aldı. Bir de dijitalleştirerek kent arşivine dahil ettik.
Dijitalleşirme aslında bir koruma önlemidir. Çünkü bundan sonra çalışacak olan araştırmacılar direkt kitaba el vurmayacaklar, dijital kayıtlar üzerinden çalışacaklar. Allah korusun. fiziki olarak kitaplara herhangi bir şey olursa en azından ilimizde dijital kayıtlar mevcut olmuş olacak."
Soyukaya, çalışmada emeği geçenleri tek tek tanıtarak teşekkür etti.
Daha sonra da proje süresince yapılan çalışmaların anlatıldığı belgesel gösterimi yapıldı.