İRFAN GÖZEN
Diyarbakır'ın Ergani ilçesi, tarih boyunca medeniyetlerin gözdesi olmuş bir hazineyi barındırıyor: Bakır. İlk insanların yerleşik hayata geçtiği Çayönü'nde 10 bin yıl önce işlenen bakır, bugün bile önemini koruyor.
Peki, bu kadim miras nasıl oldu da 5 dev şirketin ortaklığında modern bir endüstriye dönüştü?
ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla birlikte, Diyarbakır'ın zengin bakır yatakları da ekonomik kalkınmanın hedefinde yer aldı. 1924 yılında, Fransız, İngiliz, Alman ve Avusturyalı 5 dev şirketin bir araya gelerek oluşturduğu konsorsiyum, Ergani Bakır T.A.Ş.'yi kurdu. Amaç, bu değerli madeni modern yöntemlerle işleyerek ülke ekonomisine kazandırmaktı.
1938 yılında tamamlanan fabrika, sadece bakır üretmekle kalmadı; aynı zamanda bölgeye modern dünyanın kapılarını araladı. Tren, elektrik ve telefon gibi yenilikler, yerel ekonomiyi ve sosyal hayatı canlandırdı. Binlerce işçiye istihdam sağlayan fabrika, Diyarbakır'ın çehresini değiştirdi.
DEMİRYOLUYLA GELEN KALKINMA
Fabrikanın inşası, bölgenin engebeli yapısı ve demiryolu eksikliği nedeniyle zorlu bir süreçti. Ancak 1935 yılında demiryolunun tamamlanmasıyla tüm engeller aşıldı ve 1939 yılında fabrika ilk üretimini gerçekleştirdi. İlk yıl elde edilen 4.233 ton bakır, büyük bir başarıydı.
DEVİR VE HÜZÜNLÜ SON
1945 yılında Etibank'a devredilen fabrika, yıllar içinde özelleştirme sürecine girdi. Ne yazık ki bakımsızlık ve değerli malzemelerin satışı, fabrikanın kullanılmaz hale gelmesine neden oldu.
Ergani Bakır İşletmesi'nin hikayesi, sadece ekonomik kalkınma ve toplumsal gelişimin değil, aynı zamanda uluslararası işbirliğinin de önemli bir örneği.
Bu başarı öyküsü, Diyarbakır'ın toprağındaki 10 bin yıllık bakır mirasının modern dünyaya uzanan yolculuğunu gözler önüne seriyor.