DİYARBAKIR

Diyarbakır'dan Konya ve Bağdat'a altın işlemeli kapılar

Konya'daki Mevlana ve Bağdat'daki İmamı Azam Türbelerinin altın ve gümüş, işlemeli kapıları Diyarbakır ustalarının eseri.

Abone Ol


Diyarbakır salnamelerinde ve çeşitli kaynaklarda yer alan bilgilere göre, tarih boyunca kuyumculuğuyla ün salan Diyarbakır, Konya'daki Mevlana Türbesi’nin ikinci kapısı ve Bağdat'taki İmam-ı Azam Türbesi'nin altın ve gümüş işlemeli kapısıyla şanını döneminin ötesine taşıdı. 

''DİYARBAKIR FARK YARATIYORDU''

Evliya Çelebi, ''Kuyumcuları, gümüş kap-kacak yapmada ve altını işlemekte benzersizdir'' dediği Diyarbakır'ın, kuyumculuk alanındaki ustalığıyla sadece Anadolu’da değil, tüm Ortadoğu'da fark yarattığını belirtiyor.

KUYUMCULUK MERKEZİ

Hasan Paşa’nın başlattığı Kuyumcular Çarşısı’na, Ulu Cami’ye doğru bir kol uzatılarak Ketenciler Çarşısı'nın da eklendiği belirtilen belgelerde, bu büyük yapının inşasının 7 yılda tamamlandığı ve açılışında kuyumcuların reisi olarak Ahmet Çelebi'nin atandığı kaydediliyor.

ALTINDAN YAPILAN BEZEMELER

Ahmet Çelebi’nin liderliğinde Kuyumcular Çarşısı’nda olağanüstü eserler yaratıldığı ifade edilerek, ''Yaprak damarları, yemış kabukları ve içlerini değerli taşlarla bezeyen iki büyük bahçe betimlemesi, sanat tarihine geçti. Bu eşsiz çalışmalardan biri Bağdat'a götürüldü ve büyük hayranlık uyandırdı'' deniliyor.

MEVLANA VE İMAM-I AZAM TÜRBELERİ

Diyarbakırlı ustaların el işçiliğinin sadece Ketenciler Çarşısı ile sınırlı kalmadığı belirtilerek, şu ifadelere yer veriliyor:

''Mevlana Celaleddin Rumi'nin türbesindeki gümüşten yapılmış ikinci kapı, Ahmet Çelebi’nin benzersiz işçiliğinin bir eseriydi. Aynı şekilde, Bağdat'taki İmam-ı Azam Türbesi'nin altın ve gümüş kapısı ile avize, şamdan ve kandilleri de Diyarbakır'da üretildi.''

DÜNYA KUYUMCULUĞUNUN MERKEZİ

Döneminin elmas işlemeciliğindeki şöhreti, Diyarbakır'ı dünya sahnesine taşıdı. Tarihçiler, Hasan Paşa Hanı’ndan dünya çapında pırlanta gönderildiğini yazar. 

''Sultan Abdülaziz zamanında bir Diyarbakırlı kuyumcu, pırlanta üzerine sultanın tuğrasını işleyerek İstanbul'a takdim etmiştir'' denilerek, bu geleneğin, Hasan Paşa Hanı’nı elmas işlemeciliğinde bir öncü yaptığı anlatılıyor.

ATATÜRK'E ŞEYH'TEN ZAFER HEDİYESİ

Belgelerde, Diyarbakır’ın kuyumculuğunun, devlet büyüklerinin dahi dikkatini çektiği yer alıyor.

''Sakarya Zaferi’ni tebrik etmek için Şeyh Sünusi Hazretleri, Mustafa Kemal Paşa'ya Diyarbakır'da üretimi tamamlanmış, inci, elmas, zümrüt ve yakutlarla süslenmiş şaşırtıcı bir kılıç hediye etmiştir'' denilerek, kılıcın kabzasındaki işçiliğin, Diyarbakır'ın kuyumculuktaki zirvesini temsil etiği belirtiliyor.