Diyarbakır tarihinde görev yapan Osmanlı valilerinden 2'si idam edilirken, 3'ü de sürgüne gönderildi.

Osmanlı döneminde, kadim şehir Diyarbakır'da görev yapan valilerin bir kısmı, halk üzerindeki zulümleri nedeniyle ağır cezalar aldı ve bazıları idam edildi.

1515'ten itibaren Osmanlı topraklarına katılan Diyarbakır, yüzyıllar boyunca önemli bir idari merkez oldu. Ancak, bu önemine rağmen şehir, zaman zaman kanlı olaylara sahne oldu. Özellikle valilerin halk üzerinde uyguladığı baskılar, isyanlara ve ağır sonuçlara yol açtı.

KEYFİ UYGULAMALAR

Tarihi kayıtlara göre, Diyarbakır'da görev yapan bazı valiler, halkı sömürdü, keyfi uygulamalarda bulundu ve hatta insanları öldürdü. Bu durum, halkın büyük tepkisini çekti ve sonunda valilerin cezalandırılmasına neden oldu.

VALİLERDEN 2'Sİ İDAM EDİLDİ

Baskıcı bir vali olarak bilinen Gevranlızade Mehmed Paşa'nın görev yaptığı süre boyunca ulemayı bile idam ettirmekten çekinmediği kaydedilirken, benzer şekilde, Hüsrev Paşa'nın da "vurucu" ve "lüzumsuz yere kan dökücü" olarak tanındığı, en küçük şüpheyle insanları öldürdüğü kaydediliyor.

Diyarbakır Salnamelerinde yer alan bilgilere göre, Diyarbakır'da 1822-1823 yılları arasında bir yıl görev yapan Osmanlı Valisi Gevranlızade Mehmed Paşa, görev için gittiği Bağdat'da kalede boğdurularak, Diyarbakır Valiliğinin yanı sıra Sadrazam (Başbakan) olarak da görev yapan Hüsrev Paşa da, azledilerek gönderildiği Tokat'ta 1932 yılında boynu vurdurularak idam edildi.
  
SÜRGÜNE GÖNDERİLEN VALİLER

Bazı valiler ise idam edilmek yerine sürgüne gönderildi. Zeynel Abidin Paşa, Hüseyin Paşa ve Ebul Bud Mehmed Paşa gibi valiler, halk üzerindeki baskıları ve kötü yönetim anlayışları nedeniyle görevlerinden alındı. Üç vali de ''halka eziyet etmek, hayat pahalılığını önleyememe ve vergiyi artırma'' nedenleriyle uzak yerlere sürgün edildi.

Kaynak: Prof. Kenan Haspolat