59 ilden 170 firmanın katıldığı fuar, Diyarbakır'ın zengin mutfak kültürünü gözler önüne serdi. Eh, ne de olsa medeniyetlerin beşiği Mezopotamya'nın kalbinde atıyor bu şehrin nabzı!
Düşünsenize, 9000 yıldır yaşamın kesintiye uğramadığı bir şehirden bahsediyoruz. Verimli toprakları, cömert güneşi ile Diyarbakır, tarih boyunca nice medeniyete ev sahipliği yapmış.
Bu zenginlik, şehrin mutfağına da yansımış tabii.
Diyarbakır deyince aklınıza sadece kebaplar, lahmacunlar gelmesin. Burası meyve ve etin muhteşem bir uyumla buluştuğu bir diyar. Misal, "meftûne" dedikleri bir yemek var ki, Ermenilerden miras kalmış. Et ve ayvanın muhteşem birleşimi...Bir de "zadig çöreği" var, bayramlarda yapılan... İran'ın "helvası", Arapların "katıklı dolması"... Hepsi Diyarbakır sofralarında yerini bulmuş.
Yedi çeşit karpuz yetiştiğini biliyor muydunuz? Pembe, Ferik Paşa, kara, alaca... Hangisini saysam ki? 55 çeşit yemeği tescillenmiş durumda. Daha ne olsun!
Bu zenginliğin kıymetini bilmek lazım. Diyarbakır mutfağı sadece Türkiye'ye değil, tüm dünyaya tanıtılacak bir hazine. Gastronomi turizminin göz bebeği olmalı.
Öyleyse ne duruyoruz? Haydi, hep birlikte Diyarbakır'ın tarik kokan sokaklarına, surlarına, lezzet dolu sofralarına doğru yola çıkalım!
Ne dersiniz?