Gelişen teknolojinin öncülüğünü yapan ve dünyanın süper gücü olan Amerika, Diyarbakır karpuzuna yenik düştü.
İriliği, tadı ve rengiyle dünyaya ün salan Diyarbakır Karpuzu Amerika’nın da ilgisini çekince bu konuda çalışma başlatılmış. Çalışmalar kapsamında Amerika, Diyarbakır karpuzunun nasıl yetiştirildiği ile ilgili bilgileri toplamış ve tohumunu (çekirdeğini) ile birlikte Dicle Nehri kıyısından bir miktar da milli toprak almış.
Amerika'da Dicle Nehri gibi ortam oluşturulmuş ve çekirdekler ekilmiş. Çekirdek filizlenmiş, çiçek vermiş, dal budak olmuş, ancak karpuzu kabak gibi uzun acayip bir şekil almış. Ne şekli, ne rengi, ne de tadı Diyarbakır’daki gibi olmamış. Yaptıkları tüm çalışmalarla aynı irilik ve tadı elde edemeyince, bundan vazgeçilmiş.
TEKNOLOJİ DEVİNİN KARPUZA YENİLGİSİ
Teknoloji, bilim ve yayılma politikasıyla dünyaya meydan okuyan, Ay’a Mars’a kısacası uzaya giden ABD’nin Diyarbakır’daki gibi bir karpuzu yetiştirmemesi halk arasında dilden dile dolaşmış ve bu halk arasında ''ABD Diyarbakır Karpuzuna yenik düştü'' efsanesine dönüşmüş. Bu efsane dilden dile dolaşarak günümüze kadar gelmiş.
DİYARBAKIR KARPUZU YOK OLMA SÜRECİNE Mİ GİRDİ
Halk arasında Amerika'nın Diyarbakır Karpuzunu yetiştiremediği efsanesi dolaşırken, Diyarbakır Karpuzu'ndaki gelişmeler ise hiç de umut verici değil.
Festivaller nedeniyle ayakta tutulmaya çalışılan Diyarbakır Karpuzu, giderek küçülmeye başladı. Yapılan tüm çalışmalara rağmen eski iriliğine kavuşamayan karpuz iklim değişikliğine direniyor.
Ağırlığıyla geçmişte develerle taşınan, kılışlarla kesilen coğrafi işaret tescilli Diyarbakır karpuzu yaşanan iklim değişikliğinden olumsuz etkileniyor.
Erimli Muhtarı ve karpuz yetiştiricisi Ali Kaya, Karpuzların, bu yıl yaşanan aşırı sıcaklardan, gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkından olumsuz etkilendiğini söyledi.
Yaptıkları tüm özenli çalışmaya rağmen istedikleri sonucu alamadıklarını kaydeden Kaya, eski iri ve ağır karpuzları artık elde edemediklerini kaydetti.
Kaya, ''Her yıl köyümüzden 30 kilogram ve üstü yaklaşık 60 karpuz çıkıyordu. Bu yılki beklentimiz 15-20 karpuz. Eskiden olduğu gibi iri ve ağır karpuzu elde etmek için, umudumuzu yitirmeden çalışmalarımızı sürdürüyoruz'' dedi.
LOKMAN HEKİMİN KARPUZLA İLGİLİ SÖZLERİ
Haberimizi lokman hekimin Diyarbakır Karpuzuyla ilgili bir efsanesiyle tamamlayalım.
Lokman Hekim, peygamberlik mertebesine erişmiş, bütün dertlerin dermanını bilen bir hekimmiş. Bütün hastalıkların dermanını bilirmiş. Başını alır kırlara, dağlara çıkar dolaşırmış. Lokman Hekim dolaşırken, her ot, her çiçek, her nebat ona hangi derdin dermanı olduğunu söylermiş. O da buna göre, her hastalığın dermanını bulurmuş.
Günün birinde Lokman Hekim ölümsüzlüğün de dermanını bulma sevdasına kapılmış, kırları dolaşa, dolaşa, dağları aşa, aşa, diyar, diyar gezerek yolu Diyarbakır’a düşmüş. Urfa Kapısı’ndan içeri girmiş, zerzavatçılar (sebzeciler) meydanına gelmiş. Orada yığın, yığın, uzun, uzun patlıcanları görünce; ''Bu patlıcanları yiyen halk, nasıl oluyor da hasta olmuyorlar?'' diye hayret etmiş. Biraz daha yürümüş, karşısına dağlar gibi üst üste yığılı koca, koca karpuzları görünce ''Haaa..İlacını bulmuşlar'' demiş.