İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’in Semih Çelik tarafından vahşice katledilmesinin ardından kamuoyunda tartışmalar sürerken, Ebubekir Sofuoğlu’nun Uzuner hakkında yaptığı açıklamalar yoğun tepki topladı. Sofuoğlu’nun “İslam hassasiyetiyle yetiştirilseydi, katille tanışmazdı” yorumu toplumda geniş bir tartışmaya neden oldu.
EBUBEKİR SOFUOĞLU’NUN AÇIKLAMALARI BÜYÜK TEPKİ TOPLADI
Sakarya Üniversitesi öğretim üyesi olan Ebubekir Sofuoğlu, daha önce üniversiteler için “fuhuş yuvası” ifadesini kullanarak tepki çekmişti. Bu kez, katledilen İkbal Uzuner hakkında yaptığı “İslam hassasiyetiyle yetiştirilseydi, kendisine namahrem olan bu katille tanışmazdı ve şu an hayatta olacaktı” şeklindeki sözleri ile yeniden gündeme geldi.
Sofuoğlu, açıklamalarında cinayetin asıl nedeninin toplumsal yapı ve ahlak eksikliği olduğunu savundu. Cinayetler karşısında sadece katillere ceza verilmesinin yeterli olmadığını söyleyen Sofuoğlu, “bataklığın kurutulması” gerektiğini belirtti. “Eğer İslami hassasiyetlerle yetiştirilseydi, bu tür acı olaylarla karşılaşmayacaktık” şeklindeki yorumlarıyla sosyal medya ve kamuoyunda büyük bir tepkiye yol açtı.
“ŞEYTANİ KANUNLAR MASUMLARI KORUYAMIYOR”
Sofuoğlu, açıklamalarında batıdan ithal edilen yasaların da masumları koruyamadığını iddia etti. “Şeytan kanunları” olarak nitelediği bu yasaların, toplumdaki ahlaki çöküşün sebebi olduğunu savunan Sofuoğlu, toplumun İslam ahlakına uygun şekilde yönetilmesi gerektiğini dile getirdi. Sofuoğlu, bu sözleriyle de kamuoyunda sert eleştirilerin hedefi oldu.
TOPLUMSAL TEPKİLER VE TARTIŞMALAR
Ebubekir Sofuoğlu'nun açıklamaları özellikle sosyal medyada büyük bir tepkiyle karşılandı. Birçok kullanıcı, Sofuoğlu’nun sözlerinin cinayeti meşrulaştırmaya çalıştığını savunurken, akademisyenin bu yorumlarının kadına yönelik şiddeti hafife aldığını iddia etti. Ancak Sofuoğlu, bu eleştirilere karşı kendini savunarak açıklamalarında herhangi bir yanlış anlaşılma olmadığını ve toplumsal çözüm önerisi sunduğunu belirtti.
Sofuoğlu, “Bu yapı, katilleri üretiyor” diyerek cinayetlerin ardındaki sistemsel sorunlara işaret etti ve toplumsal ahlak yapısının yeniden inşa edilmesi gerektiğini vurguladı.