DİYARBAKIR

Ensarioğlu'dan seçim sonrası ilginç tespitler

Abone Ol

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, yerel seçimlerden sonra Türkiye siyasetiyle ilgili tespitlerde bulundu.

Parlamentoya bir dönem ara verdikten sonra 2023 seçimlerinde yeniden Diyarbakır Milletvekili seçilen Ensarioğlu, yerel seçim süreci ve sonrasından, Kürt sorunu, kayyum politikasına kadar siyaset gündemine ilişkin BBC Türkçe'nin sorularını yanıtladı.

Son dönemde ise Başak Demirtaş’ın DEM Parti İstanbul adaylığının tartışıldığı dönemde, “Başak Demirtaş aday olursa, İmamoğlu meselesi kapanmıştır” açıklamasıyla gündem olan Ensarioğlu, ''Birincisi CHP Genel Başkanı değişecek. İkincisi DEM Parti tabanında yeni yol ayrımı olacak. Üçüncüsü İYİ Parti dağılacak” dedi.

Ensarioğlu, CHP ile DEM Parti arasında “güçlü bir ittifak” kurulduğunu savunarak, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, “DEM Parti’nin stratejisi bize kaybettirmek” açıklamalarınının ise “numara” olduğunu söyledi.

2015’te sona eren Kürt sorununun çözüm sürecinde etkin rol alan ve hala da bu konuda kafa yoran isimlerden olan Galip Ensarioğlu, şöyle dedi:

''Demirtaş, siyasal liderlikten önderliğe adım atmak istedi, PKK boşa düşürdü. Bir kere Başak Demirtaş’ı aday göstermek demek, CHP ile DEM Parti’nin ittifakının bittiği anlamına gelirdi. İstanbul’da en fazla oy alacak kişi niyetini beyan ediyor. Ama siz onun niyetine rağmen Meral Danış Beştaş’ı aday gösteriyorsunuz. Bu tabii Kandil’in, Selahattin Demirtaş’a tavrıdır.

'DEMİRTAŞ ULUSAL LİDERLİĞE ADIM ATMAK İSTEDİ'

Selahattin Demirtaş siyasal liderlikten, ulusal önderliğe adım atmak istedi, Kandil bunu gördü, [Mustafa] Karasu açıklama yaptı ve bu oyunu Karasu bozdu. Selahattin Demirtaş’ın tavrı ve söylemleri, mahkemedeki ifadeleri aslında manifesto niteliğindeydi, yeni bir makas değişikliği değil, yeni bir siyaset stratejisiydi.

Aslında tabanın da dile getirdiği ve DEM çizgisini eleştirdiği, yani Kürtlerin oyunu alıp, Kürtler için hiçbir şey yapmayıp, marjinal Türk solu fantezilerine kurban ediyorsunuz Kürtlerin gücünü.

Ama Kürtler için de yaptığınız pazarlıkların hiçbir faydası yok, zarardan başka. Aslında bu gücü, Kürtlerin faydasına bir pazarlığa dönüştürebilirsiniz. Ama dönüştürmediniz. Ve bu konuda da kredinizi artık tüketiyorsunuz. 

Bak senin mitingine gelmiyorum, senin için cam çerçeve kırmıyorum dağa da adam göndermiyorum ama oyumu veriyorum. Ama artık canımı da sıkıyorsunuz. Ya kendinizi düzeltin, ya biz yavaş yavaş başka bir arayışa gireriz…

'DEM KREDİSİNİ TÜKETECEK'

Yani DEM’e oy veren Kürtlerin tercümesini yapıyorum… Bunu Selahattin gördü. Aslında geçmişte tam tersin yapan, eleştirilen şeyin uygulayıcısıydı. Ama dışarıdaki bu tepkiyi, talebi ve sıkıntıyı gördü. Yani bunların karşılanmaması halinde yeni bir yol ayrımı ve DEM çizgisi kredisini tüketecek, bunu gördü.

Bir de kendisine dair olumlu pozisyonu gördü dışarıda, sokakta. Bu ikisini değerlendirerek, siyasal liderlikten ulusal önderliğe sıçrama, aynı zamanda Kürtlerin taleplerini karşılayacak bir yeni siyasi manifesto. Ama yine PKK içindeki o hakim kanat boşa düşürdü Selahattin’i. Haddini bildirdi ve Başak’ı geri çekti. 

'Yine CHP ile siz ittifakı devam ettirin.' Çünkü PKK içindeki hakim kanat İran ile birlikte hareket eden, İran’ın aparatı haline gelmiş, ama aynı zamanda ideolojik olarak da marjinal Türk solunun zihniyetini taşıyan kanattır PKK içindeki hakim kanat.

'BEŞTAŞ CHP İLE PAZARLIK KOZUYDU'

Başak Demirtaş aday olsaydı da İstanbul’da Ekrem İmamoğlu kazansaydı…
Kazanamaz, kesinlikle kazanamaz. Olayın burayla ilgisi yok. Olay Kandil’le, Selahattin’in pozisyonuyla alakalıdır. Meral Beştaş, CHP ile bir pazarlık kozuydu. Samimi bir aday değil.

DEM Ankara’da aday göstererek CHP’ye hizmet etti. Ama tavşan aday olacak kadar da güçsüz bir aday değil, partinin etkin bir ismi…

Başak Demirtaş aday olsaydı geri çekilmezdi. Şimdi bilerek yine güçlü bir ismi sahaya sürüyor ama kendileri istediği zaman çekeceği bir isim sürüyor. Çekme de önemli değil, oy verme dese de vermezler.

'ANKARA'DA KÜRT SEÇMEN YAVAŞ'A TEPKİLİ'

Mesele şu; güçlü bir aday gösterip, pazarlığa razı ettiler neticede. Esenyurt Türkiye’nin en büyük ilçesidir, 50 tane ilden büyüktür. Esenyurt’u tıpış tıpış verdiler. Adayı geri çekti CHP yahu, bu olacak şey mi? Şimdi Ankara’da aday gösterdiler.

Baktığında aslında güçlü bir ittifak yok. Millet, DEM’in Ankara’dan aday gösterişinin CHP’ye zarar verdiğini zannediyor. Aslında tam tersi CHP’ye hizmet ediyor. Çünkü Ankara’daki Kürt seçmen, Mansur Yavaş’a tepkili, milliyetçi duruşuna ve söylemlerine tepkili. Dolayısıyla Ankara’da DEM aday göstermese, muhafazakar Kürtlerin AK Parti’ye oy verme ihtimali var.

Muhafazakar Kürtlerin AK Parti’ye oy verme ihtimalini ortadan kaldırmak için DEM aday gösterdi. Aslında DEM aday göstererek Ankara’da, CHP’ye hizmet etti.

Esenyurt, Mersin Akdeniz önemli. Burada güçlü bir ittifak oluştu, belediye meclis üyeliklerini de verdiler.''