DİYARBAKIR

 Ensarioğlu'ndan Akşener'e yanıt

Abone Ol

Eyyup Kaçar

İyi Parti ile yollarını ayıran İstanbul Milletvekili Salim Ensarioğlu, Akşener'in şahsına yönelik ithamlarda bulunduğunu söyledi.

Bir süre önce İyi Parti ile yollarını ayıran İstanbul Milletvekili Salim  Ensarioğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Genel Başkan Meral Akşener’in Uşak’ta şahsına yönelik ithamlarda bulunduğunu savunarak, yıllarca birlikte siyaset yaptıklarını ve ailesini ailesi olarak gördüğünü söyledi.

''HAYRETLER İÇİNDE DİNLEDİM''

Akşener’in Uşak'ta kendisine yönelik yaptığı konuşmayı, parti yönetiminde yer alan ve partinin 6 yıllık geçmişinde hiçbir bedel ödememiş, ama kendi hegemonyalarını artırmaya çalışan bir zihniyetin söylemleri olarak 
değerlendirdiğini ifade eden Ensarioğlu, ''Uşak’taki şahsıma yönelik yaptığı açıklamaları, hayretler içerisinde ve üzüntüyle dinledim'' dedi.

''ASLI VARKEN, KİMSE TAKLİDİN PEŞİNDE GİTMEZ''

Ensarioğlu, uzunca bir süredir partiyi merkeze oturtmanın mücadelesini verirken, kendi içlerindeki aşırı söylemlere kulak tıkadıklarını kaydedderek, şöyle dedi:

''Milliyetçi bir partide yer almak isteseydim MHP’de yer alırdım. Ha keza MHP; Milliyetçilik üzerine politik kimliğini inşa eden, liderliğini Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı ve bu alanı tek başına domine eden bir partidir. İYİ Parti 
3. Olağan Kongresinden sonra merkezden uzaklaşarak Milliyetçilik yarışına girmiştir. Ancak bilinmelidir ki; aslı varken kimse taklidin peşinden gitmeyecektir.

3. Kongre sonrası partideki aşırı sağın hakimiyeti; merkez sağ yörüngesinden çıkıldığı ve merkeze dair tutuma sahip olanların partide sindirilmesi veya sindirilemeyenlerin ihraç edilmesi üzerinden bir vizyon çizmiştir. Siyonistlerin 
Gazze’de işledikleri savaş suçlarına karşı Devletimizin refleks göstermesi için verdiğim soru önergelerinden ikincisi grup başkanvekilliği onayından geçmediği için Ticaret Bakanlığına yöneltilememiştir.''

ŞEYH SAİD ÇATLAĞI 

Ensarioğlu, tarafına uygulanan ambargonun şahsından öte, merkez sağ çizgisine uygulanan bir ambargo olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

''Şeyh Said efendiye dönük yapılan hakaretlere cevap oluşumdaki beyanlarım ilk kez tarafımca dile geliyormuş gibi değerlendirilmesini de hayretle izledim. Zira ben Doğru Yol Partisi döneminde de, Bakanlık yaptığım dönemde de ve İYİ parti içerisinde aktif olduğum süre içerisinde de Şeyh Said efendiye dönük gayri ahlaki tüm yaklaşım ve ifadelerin karşısında durdum.

DYP de siyaset yaparken ve bakanlık dönemlerimde; adına ne derseniz deyin Kürt sorununu şiddet sarmalından çıkarabilmek, insanlarımızın akan kanının 
durdurulması için dönemin koşullarında Kürt sorununun çözümüne yönelik hazırladığım ve bugünkü tartışmaların da yer aldığı raporları 9. Cumhurbaşkanımız merhum Sayın Süleyman Demirel’e ve dönemin başbakanı merhum Sayın Necmettin Erbakan’a ve Başbakan Yardımcımız; Sayın Tansu Çiller’e sunmam günlerce yazılı basınımızda yazılıp çizilmiştir. 

Ayrıca Şeyh Said Efendi için kamuoyu ile paylaştığım ilk açıklamamda, 'daha önce de defalarca dile getirdiğim üzere’ İfadesini de belirtmiştim. İYİ Parti’nin Ortadoğu politikalarından sorumlu genel başkan yardımcısı iken Aralık 2022’de ‘Kayıp Bedenler’ başlığı ile genel merkeze sunduğum raporu, Bediüzzaman Said Nursi, Şeyh Said, Seyid Rıza ve diğerlerinin naaşlarının ailelerine tesliminin geçmişteki acıları bir nebze de olsa dindirip ülke barışına katkı sunacağı inancı ile vermiştim. 'Hafıza Barışı' tabirim tam da buna isabet eden özet bir ifade niteliğindedir.''

DİSİPLİNE SEVK EDİLME OLAYI

Ensarioğlu, geçmiştede defalarca dile getirdiği talepleri bugün dile getirince disipline sevk edildiğini kaydederek, şunları söyledi:

''B talepler o günlerde tepkisel bir yaklaşıma sebep olmazken, Ne hikmetse bugünlerde disipline sevkimin gerekçesi olmuştur. Bu da 3.Kongreden sonra oluşan yeni yönetimdeki zihniyetin merkez sağ yörüngesinden savrulmasının ispatlarından biridir. 

Merkez parti farklı görüşleri ve hassasiyetleri içerisinde barındırır. Ancak, yeni yönetimde hegemonyayı oluşturan zihniyetin, farklı görüşlere ve hassasiyetlere tek bir cevabı var; o da disipline sevk olmuştur.

Kaldı ki Kürşat Zorlu parti sözcülüğü konumuna getirilirken sayın genel başkan tarafından bana gönderilip, Doğu ve Güneydoğu politikaları ve Kürt seçmenin hassasiyeti ile ilgili şahsım ile istişare edilmeden bir açıklama yapılmayacağı ve politika belirlenmeyeceği tarafıma iletilmişti. Ancak 3. Kongre sonrasında yapılan açıklamalarda özellikle de Şeyh Said efendi ile ilgili gündemde şahsımla hiçbir istişare ve bilgi akışı olmamıştır. 

Bütün bunların ışığında ilkeli siyasetten asla taviz vermeyeceğimi değerli kamuoyunun bilmesini ister, saygılarımı 
sunarım.''