Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam’da düzenlenen ‘AK Parti Yerel Yönetimler İstişare ve Değerlendirme’ Toplantısına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 1 yılda 10 ay arayla 3 seçim geçirdiklerini belirtti. Seçim döneminde belediye başkanlarıyla çeşitli vesilelerle elbette bir araya geldiklerini hatırlatan Erdoğan,” Ancak AK Parti'nin adeta alameti farikası olan geniş katılımlı istişare ve değerlendirme toplantılarımızı seçimler sebebiyle gerçekleştiremedik. Geçen ay başında yine burada Kızılcahamam ilk etapta partimizin eski yeni kurmay kadrosuyla ve milletvekilleriyle beraber olduk. Her kademede danışmaya, diyaloğa önem veriyor, ülkemizin ve partimizin gündemindeki konulara ortak akılla çözüm yolları arıyoruz. Bu anlayışla büyükşehirden il, ilçe ve belde belediyelerine kadar AK Partili tüm belediye başkanı arkadaşlarımızla bir araya gelmek istedik. Böylece hem yerel seçim sonuçlarını sizlerle de masaya yatıralım hem şehirlerimizin ihtiyaçlarını ve projelerinizi detaylıca görüşelim. Hem de ve önümüzdeki döneme dair yol haritamızı sizlerin de önerileriyle beraberce şekillendirelim dedik. Davetimize icabet burada bulunan tüm belediye başkanlarımıza, grup başkan vekillerimize ve il genel meclisi başkanlarımıza teşekkür ediyorum. İnşallah bundan sonra da gerek il ziyaretleri gerekse farklı toplantılarla siz başkanlarımızla sık sık bir araya geleceğiz. Rabbim istişarelerimizi bereketlendirsin. Hayırlara vesile kılsın diyorum” diye konuştu.
AK Parti'nin hikayesi yerelden genele ilerleyen bir başarı hikayesi olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Biz başkaları gibi tepeden inme bir parti değil yerelden bizzat halkın içinde zuhur etmiş ve yükselmiş bir partiyiz. Bundan tam otuz sene önce millete hizmet yolculuğumuza belediyelerden başladık. Mahalli idarelerdeki örnek karnenizle yeni hedeflere yürüdük. Yerel yönetimlerdeki başarılarımız önümüze yeni kapıların ve yepyeni ufukların açılmasına vesile oldu. Politikalarımızı önce belediyelerdeki uygulamalarla ortaya koyduk. Milletimizin sorunlarına önce belediyelerde çözüm ürettik. Kendimizi halkımıza önce belediyelerde ispat ettik. Milletimiz bizi ilk olarak yerel yönetimlerde gördü tanıdı, bize orada inandı ve güvendi. Mahalli idarelerdeki üstün hizmetlerimiz sonrasıyla iki bin iki yılında bu sefer ülkeyi yönetme sorumluluğunun AK Partili kadrolara tebliğ etti. Şunu unutmayınız iki bin ikide bize iktidar kapısını açan da 22 yıl boyunca iktidarda tutarla hiç tartışmasız yerel yönetimlerdeki başarılarımızdır gayretlerimizdir. AK Parti'nin en büyük referans kaynağı son 30 yıldır yerel yönetimlerdir. Bu gerçek 1984 senesinden beri değişmemiştir ve değişmeyecektir. Bakınız burada şunu büyük bir gururla ifade etmek için AK Parti birikimiyle vizyonuyla, referanslarıyla, yerel yönetimlere sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın en yetkin, en donanımlı siyasi hareketidir. AK Parti belediyeciliği bugün küresel ölçekte bir marka haline gelmiştir” ifadelerini kullandı.
Mahalli idareler alanında Türkiye’de 30 yıldır standartları belirlediklerinin altını çizen Erdoğan, “Öyle ki rakiplerimiz bile bizi taklit etmeye bizden kopya çekmeye başladı. Pek çok başlıkta onların da yol haritasını dolaylı olarak biz şekillendiriyor, bir nevi siyasi rakiplerimize koçluk yapıyoruz. Tüm bunları söylerken elbette mükemmel olduğumuz iddiasında değiliz. Dünya değişirken Türkiye muazzam bir dönüşümden geçerken bizim de değişime daha hızlı adapte olmamız gereken kimi başlıklar vardır. Toplumun özellikle gençlerimizin nabzını daha iyi tutmamız beklentilerini daha iyi karşılamamız belediye hizmetlerinde daha yenilikçi uygulamalar geliştirmemiz gereken konular mutlaka olabilir. Ama şehirlerimizin sorunlarını çözme şehirlerimizi geleceğe hazırlama, popülizme bulaşmada politika üretme noktasında hiçbir parti, hiçbir belediye başkanı AK Partili kadrolarla yarışamaz bizimle rekabet edemez” dedi.
31 Mart seçimlerinden bu yaşananlar bu gerçeği çok net biçimde bir kez daha gösterdiğini söyleyen Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Taşlar yerine oturdukça herkes daha sağlıklı ve objektif değerlendirmeler yapabiliyor. Son seçimlerde muhalefet hepimizin bildiği gibi tamamen ucuz popülizme dayanan bir kampanya yürüttü. Ekonomideki sıkıntıları da istismar ederek kim ne veriyorsa benden beş katı anlayışıyla hiçbir temeli olmayan uçuş vaatlerde bulundular. Deprem riski ve kentsel dönüşüm dahil şehirlerimizin kanayan yaralarına dair maalesef ortaya hiçbir somut proje koymadılar. Hayat pahalılığının yükü altında ezilen insanlarımızın popülizm dalgasına katılmasına maalesef engel olamadık Muhalefetle yine ülkemize ve milletimize zarar verecek bir vaat yarışına girmeyi de açıkçası AK Parti'nin siyaset kodlarıyla bağdaştıramadık. İnsanımızla, aramızdaki güven duygusunu zedeleyerek Türk ekonomisine ağır bedeller ödetecek her türlü popülizmden uzak durduk. Dünyanın ve Türkiye'nin gerçekleri temelinde hazırladığımız projelerimizi kamuoyumuzla paylaştık. 31 Mart günü milletimiz sandığa gitti son sözü söyledi iradesini oraya özgürce yansıttı. Biz de bu iradeyi öperek başımızın üstüne koyduk. Yüksek Seçim Kurulunun açıkladığı kesin sonuçlara göre Cumhur İttifakı 31 Mart seçimlerinde yüzde 40,5 oy oyanına ulaşmıştır. Milletimiz 12 büyükşehir, 12 il, 347 ilçe ve 170 belde olmak üzere toplam 541 belediyenin yönetimini AK Parti'ye emanet etmiştir. Cumhur İttifakı'ndaki müttefikimiz MHP ise 8 il, 114 ilçe ve 97 belde belediyesi kazandı. Böylece Cumhur İttifakı 12'si büyükşehir, 20'si il, 461'i ilçe, 267'si belde olmak üzere toplam 760 belediyede ipi göğüslemiş oldu. 31 Mart'ta seçim yapılan 1393 belediyenin yüzde 54,6'sını önümüzdeki 5 yıl boyunca inşallah Cumhur İttifakı yönetecektir.”
Erdoğan, Hatay’ın 10 yıllık fetret devrinin sona ermesinden ayrıca mutluluk duyduklarını bu vesile bir kez daha tercihini Cumhur İttifakı'nın gerçek belediyecilik vizyonundan yana kullanan tüm kardeşlerime şükranlarımı sunduğunu bildirdi.
“Muhalefetin 21 yılda defalarca düştüğü halkı ve sandığı suçlama düşmeden iğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batırıyoruz”
Bir önceki yerel seçimlere kıyasla oy oranları ve belediye sayısından ortaya çıkan negatif sapmayı elbette göz ardı etmediklerini belirten Erdoğan, “Her ne kadar ekonomi değişmiş olursa öne çıkmakla birlikte bunun haricinde sonuçlara etki eden başka faktörlerin de olduğunu görüyoruz. Milletimizin iradesini sorgulamadan, seçmenin verdiği mesajların ışığında çok boyutlu olarak muhasebemizi yaptık ve yapıyoruz. Hata ve kusuru da kendimize arıyoruz. Muhalefetin 21 yılda defalarca düştüğü halkı ve sandığı suçlama düşmeden iğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batırıyoruz. İnşallah hassas süreci kendi takvimimiz çerçevesinde tam manasıyla bir bayrak değişimi havasında birlik ve kardeşliğimizden eden bir kuyumcu titizliğiyle yürüteceğiz. Milletimizin AK Parti'den talepleri gerçekleşene kadar tüm kademelerde gereken adımları atmayı kararlılıkla sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.
“Düne kadar seçim kazanmak için hesapsızca atıp tutanlar, bakıyorsunuz bugün ekmekten suya, ellerinin altındaki her şeye zam yapıyorlar”
Muhalefetin 31 Mart seçimlerinde verdiği sözleri tutmamakla eleştiren Erdoğan, “Gençlere, kadınlara, esnafa, emekliye verilen sözlerin tamamı unutuldu. Düne kadar seçim kazanmak için hesapsızca atıp tutanlar, bakıyorsunuz bugün ekmekten suya, ellerinin altındaki her şeye zam yapıyorlar. Ucuzlatacağız, fiyatını indireceğiz, hatta bedava yapacağız dedikleri hizmetlerin neredeyse tamamında astronomik fiyat artışlarına gittiler. Bu konuda gemi öyle bir azıya aldılar ki kendi partilileri bile isyan etmeye başladı. İş üretmek Verdikleri sözlerin arkasında durmak, hizmet etmek yerine bütün enerjilerini artık bahane bulmaya harcıyorlar. Devraldıkları kimi belediyelerde, eski başkanlarımıza, iftiralar atacak kadar siyasi ahlaktan yoksun davrandılar. Allah var bu süreçte sadece bir kesime verdikleri sözlere sadık kalıyorlar. Şahsi reklam ajansı olarak kullandıkları bazı medya mensuplarına Roma turuyla diyet borçlarını ödemekte hiçbir kusur etmiyorlar. despotizmin Ne demek olduğunu üç ay içinde uygulamalı olarak milletimize gösterdiler. Eş, dost, akraba tanıdık çiftliğine çevirdikleri belediyelerde kayırmacılığın adeta kitabını yazıyorlar. Geride bıraktığımız üç aylık dönemde güya özgürlük adına alkol tüketimini teşvik etmek cinsiyetsizleştirme politikalarına aleni destek verme, Belediye binalarını LGBT paçavralarıyla donatma dışında herhangi bir icraatları olmadı. Makam odalarında vatandaş darp etmek Kadınların serbestçe hayata, katılım alanlarını kısıtlama, Arapça tabelalara karşı savaş açmak. Gençlerimize hizmet eden vakıflara, derneklere, gönüllü kuruluşlara, baskı uygulamaktan başka hiçbir iş yapmadılar. İşçilerin ekmeğiyle oynamayacağız dediler fakat göreve geldikleri birçok il ve ilçede emekçi kardeşlerimizi kapı dışarı ettiler. Buna benzer örnekleri çoğaltmamız mümkün. Görüyoruz ki muhalefet belediyelerinde 31 Mart Kadar devam eden vaat yağmurunun yerini bir Nisan sabahından itibaren zam yağmuru aldı. İşçi kıyımı aldı, baskı, tehdit, yıldırma. Muhalefetin siyaset anlayışıyla köklü bir değişim yaşanmazsa korkarım önümüzdeki 5 sene boyunca benzer hadiselere yine şahitlik edeceğiz. Biz böyle bir siyaset tarzını asla asla kabul etmiyoruz. Yerel yönetimlerde güç zehirlenmesine katılarak vatandaşa hayat biçimi dayatılmasını doğru bulmuyoruz” açıklamalarında bulundu.
“Kimsenin hayat tarzına, inancına, tercihlerine karışmadık”
Türkiye yakın geçmişte ideolojik fanatizmden çok çektiğini milyonlarca sadece inancına uygun hayat sürmek istediği için ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğünü söyleyen Erdoğan, “Ötekileştirildi haksızlığa uğradı. Çağdaşlık bahanesiyle bu ülkede yıllarca milletimize eziyet edildi. Belli bir yaşam tarzına kayıtsız şartsız uyması beklendi. Tepeden inmeci yönetim anlayışının ülkemize ve demokrasimize ağır faturaları olmuştur. Biz bu anlayışa 1994 yılında belediyelerde 2002 yılında da tüm Türkiye genelinde son verdik. Kimsenin hayat tarzına, inancına, tercihlerine karışmadık. Siyasi rovanşimizinden her zaman ve her şartta uzak durduk. Ancak son dönemde özellikle el değiştiren belediyelerde eski hastalıklar tekrar nüksetmeye başladı. Muhalefet içindeki radikal unsurlarında kışkırtmasıyla 28 Şubat hatırlatan uygulamalar yeniden devreye alınmak isteniyor. Buna müsaade edilmemeli. Türkiye'nin fay hatlarıyla oynamaktan herkes uzak durmalı. Muhalefetin aklıselim sayılı aktörlerinden eski Türkiye'nin kötü hatıra tekrar canlandıran sahnelerin önüne geçilmesi noktasında daha çok çaba bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Erdoğan, birilerinin kendi beceriksizliğinin faturasını savaştan ve terör sebebiyle evini, barkını, vatanını terk etmek zorunda kalmış sığınmacılara kesme kurnazlığına da göz yumulması gerektiğini toplumda yabancı düşmanlığını ve sığınmacı nefretini körükleyerek hiçbir yere varılamayacağına dikkat çekti.
Dünkü Kayseri’de yaşanan olaylara ilişkin konuşan Erdoğan, “Bir grubun yol açtığı müessif olayların sebeplerinden biri muhalefetin bu zehirleri söylemleridir. Kim olursa olsun insanların evlerini, akrabalarını yakmak, vandallık yakmak, sokakları ateşe vermek kabul edilemez. Siyasi kazanan uğruna nefret siyasetine tevessül edilmesini acizlik olarak görüyoruz. Biz hiçbir zaman böyle olmadık inşallah bundan sonra da böyle olmayacağız. Ayrımcılık, ötekileştirme, nefret diliyle insanları düşmanlaştırma, AK Parti siyasetinde kendisine yer bulmamıştır asla ve asla yer bulmayacaktır” dedi.
Biz birilerinin yıpratmanın peşinde olmadıklarını söyleyen Erdoğan, “Biz iktidarı ve muhalefetiyle el birliği içinde tüm Türkiye'ye layıkıyla hizmet etmek arzusundayız. Bizim siyasete bakış açımız bellidir. Muhalefetin on yıllardır yaptığı gibi siyaset beyaza siyah, siyaha, beyaz demek değildir. Siyaset yanlışa engel olmak, doğruya güç vermek, hayır Hayırlı, faydalı güzel işleri desteklemektir. Millete hizmet götürenlere, engel çıkartmak, köstek olmak, elini kolunu bağlayacak bir mantıkla hareket etmek bize yakışmaz. Tam tersine vatandaşa hizmet eden, şehirlerimizin sorunlarına çözüm üreten, derdi kendi ilinin, ilçesinin, beldesinin derdi olan herkese yardımcı olmayı görevlidir. İstiyoruz ki milletimiz hizmet görsün. Şehirlerimize hizmet götürülsün. İstiyoruz ki şehirlerimizin kaynakları, o kaynakların asıl sahibi olanların refahı, huzuru, esenliği için kullanılsın. İstiyoruz ki günlük siyasi çıkarlar uğruna milletimizin birliği ve bütünlüğü yara almasın. Sosyal barışımız bozulmasın ağzımızın tadı kaçmasın. Bunun dışında hiçbir gayemiz, beklentimiz ve gizli gündemimiz yoktur” dedi.
“Zannetmeyin ki sadece küçük bir beldeyi yönetiyorsunuz”
31 Mart seçimlerinde, milletin sizlere gerçekten önemli görevler verdiğini aktaran Erdoğan,” Her biriniz aziz milletimizin takdiriyle mesuliyeti çok yüksek ancak aynı zamanda onurlu, şerefli bir emaneti yüklendiriniz. Zannetmeyin ki sadece küçük bir beldeyi yönetiyorsunuz. Zannetmeyin ki sadece bir mahalli birimin başındasın. Bilakis gölgesinde milyonların huzur bulduğu büyük Türkiye çınarını büyük AK Parti çınarını ayakta ve hayatta tutuyorsunuz. Her bir belde başkanımız, her bir ilçe, il, büyükşehir belediye başkanımız tüm kadrolarıyla, tüm personeliyle işte böyle kutlu bir vazife icra ediyor. Çınar'ın tek bir kökünde, tek bir kök ucunda sorun olursa bundan gövde de etkilenir. Aynı şekilde çınarın kökleri ne kadar diri olursa çınarın gövdesi de o kadar diri olur, güçlü olur. Onun için sorumluluğumuz çok büyük. Sadece hemşerilerinize karşı değil Türkiye'nin her bir ferdine, İslam ve Türk coğrafyasının her bireyine karşı vebal taşıyorsunuz. Her bir adımımızda hatta her bir anımızda omuzlarınızdaki bu büyük büyük mesuliyeti dikkate almak zorundasınız” şeklinde konuştu.
“Uhdenizdeki yetkinizdeki para sizin değil milletin parasıdır”
Finansal konularda belediye başkanlarını uyaran Erdoğan, “ Uhdenizdeki yetkinizdeki para sizin değil milletin parasıdır. Milletin size ekibinize emanet edin. Her bir kuruşu kullanırken, harcadığınız paranın milletin parası olduğunu hatırlayacaksınız. Bir de şunu hatırlayacaksınız. ‘Allah var, ölüm var hesap var ve hesap günü var.’ Harcamalarınızı helal ve yasal yollardan yapacak, aynı zamanda isabetli yapacak, israftan mutlaka kaçınacaksınız. Kaynağa gelir kuleleriyle gündeme gelenlerin durumunu sizler de gördünüz, görüyorsunuz. Bizde böyle bir yanlış olmaz, olmayacaktır. En küçük yanlış dahi s unutmayın. size oy verenleri olduğu kadar sadece AK Parti'ye değil, gölgesinde Milyonların huzur bulduğu Türkiye çınarına da zarar verir. En küçük bir yanlış büyük AK Parti çınarının her bir zerresi mahcup eder hayal kırıklığına uğratır. Bilerek veya bilmeden işlenen en küçük bir hata şu an bu salonda bulunan arkadaşlarımızın hepsini yük oluşturur. Bizim kadrolarımız hamdolsun. Büyük mesuliyetin idrakinde bir kadrodur. Milletin emanetini gözetmek konusunda her birinizin azami içerisinde dikkat ve rikkat içerisinde olacağına ben yürekten inanıyorum” ifadelerini kullandı.
“5 yıllık görev süresi dolduğunda sizden sadece size oy verenler değil, o şehrin tüm şairleri memnun olacak, razı olacak”
Seçilmiş olmanın milletin üzerinde bir konuma yükseldiğinin anlamına gelmediğini ifade eden Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“ Seçilmiş olmanız sizi milletin hizmetkarı konumuna getiriyor. Onun için her an milletimizin içinde olacaksınız. Düğünde, cenazede, iyi gününde, kötü gününde, aziz milletimizi sizi yanında görecek, yanında bulacak. Her zaman söylüyorum, yoksul geniş sizi bulmayacak, siz gidip yoksulu, muhtacı, dert değil, garibi, gurebayı bulacaksınız. Ola ki utanıyor, ola ki umutsuzdur. Ola ki istemekten çekiniyor. Siz o daha anlatmadan anlayacaksınız. Göstermeden göreceksiniz. İstemeden gidip bulup vereceksiniz. Bakınız şurası çok çok önemlidir. 5 yıllık görev süresi dolduğunda sizden sadece size oy verenler değil, o şehrin tüm şairleri memnun olacak, razı olacak, Allah razı olsun diyecek. Bizde ayrım olma şunlar oy verdi, bunlar vermedi. Şunlar şöyle, bunlar böyle. Bizde bu tür ayrımcılık asla olmadı, bundan sonra da olmaz. Seçim bitmiştir ve oy versin, vermesin. Tüm şehir sakinleri, artık bizim hemşerimizdir kardeşimizdir. Siz sadece size oy verenlerin değil tüm şehrin belediye başkanı olacaksınız. Siz birilerinin güçlünün, zenginin, elitin, seçkinin değil, halkın belediye başkanı olacaksınız. Siz sesi çok çıkanların, bağıranların, çağıranların değil, sessiz yığınların belediye başkanı olacaksınız. Siz şehrin kenar mahallelerinde hayata tutunma mücadelesi verenlerin, yoksulların, gariplerin belediye başkanı olacaksınız. Bunu başarabildiğiniz ölçüde hem bizim hem de milletimizin gözünde ibra olur, emanetin hakkını vermiş olursunuz. Sizler aynı zamanda tarihi bir misyonla taşıyorsunuz. Unutmayın insanlar şehirleri inşa eder. Sonra o şehirler insanları inşa eder. Şehirlerinizi güzelleştirirseniz 10 yıllar, hatta yüzyıllar boyunca o şehirlerden güzel insanlar yetiştir. Çirkin şehirden güzel insan yetiştirmez. Onun için estetiğe önem vereceksiniz. Şehirlerimizi daha fazla yeşille buluşturacak, daha fazla nefes aldıracaksınız. İhtiyaçları en acık, en hızlı içinde karşılarken gelecek nesillere karşıda sorumlu olduğunuz duygusundan sokmayacaksınız. Uyurken bir gözünüz açık olacak. Başımızı yastığa koyarken muhasebenizi yapacaksınız. Önümüzdeki beş yıl boyunca inşallah bir tek günü bile boş geçirmeyecek boşa harcamayacak, israf etmeyeceksiniz. Elbette makamımızda oturacaksınız. Toplantılar, görüşmeler yapacaksınız. Ama bundan daha sizleri milletimizin arasında kimi zaman bir iş makinesinin üzerinde kimi zaman bir şantiyenin başında çizmelerini giymiş inşaatın ortasında göreceğiz. Halktan uzak durursanız halkta sizden uzaklaşır. Kapınız ve sofranız daima vatandaşa açık olacak. AK Parti'deki belediyecilik tecrübesini başka hiçbir partide göremezsiniz. Buradaki birikimden, tecrübeden istifade edeceksiniz. Bizim Biz AK Parti'nin özellikle yerel yönetimdeki kültürümüzü şehirlerimize her boyutuyla yansıtacaktır. “
Belediye başkanlarına uyarılarda bulunan Erdoğan, “Teşkilatımız büyük Ak Parti çınarının tıpkı sizler gibi kılcal damarlarıdır teşkilatımızla iç içe olacaksınız. iş birliği içinde olacaksınız. Teşkilatımızla aranıza mesafe asla ve asla koymayacaksınız. Belediye başkanıyla, teşkilatın güç birliği, hedef birliği, ufuk birliği şehrimizi yükseklere taşıyacaktır. Belediye başkanı da teşkilatımız da kendi mesuliyet dairelerinde kalacak, birbirini destekler mahiyetinde çalışacaktır” dedi.
‘Bizi yirmi 22 yıldır milletimizin gözdesi, göz bebeği yapan vasfımız mütevazı ve amatör ruhumuzdur.’ sözlerini kullanan Erdoğan, “Biz bu ruhu muhafaza ederek, güçlendirerek bugünlere ulaştık. Ben şöyle arkama bakıyorum. Tevazu samimiyet ve gayret. Bundan sonra da bu ruhla hareket edecek ve inşallah milletimize daha uzun yıllar hizmet üreteceğiz. Az önce de ifade ettim. Biz hükümet olarak genel merkez olarak milletimizin 31 Mart'ta verdiği mesajı okuduk, anladık ve değerlendirmelerimizi buna göre yapıyoruz. Sizler de bizim kadar bu mesajın muhatabısınızdır. Milletimizin nabzını tutacaksınız. Eleştirilerini dinleyeceksiniz hoşnutsuz oldukları alanları tespit edeceksiniz. Ve bütün bunların üzerine gideceksiniz. Biz bütün teşkilatımızla, bütün kadrolarımızla her gün yeni bir gün, her sabahı yeni bir sabah olarak görürüz. Bizim siyasetimizde siyasi kültürümüzde bu yenilenmeye, bu ruh tazeliğine dayanır. Biz her dem yeniden doğarız. İşte bugün de o bu heyecanı en üst seviyede muhafaza ettiğimizi milletimize tekrar göstereceğiz. Her gün sanki yarın yokmuş gibi çalışacaksınız. Her gün sanki yarın seçim varmış gibi çalışacaksınız. Her gün taze bir heyecanla işinize başlayacaksınız. Sizlerden işte böyle bir tevazu, böyle bir gayret ve samimiyet bekliyoruz. Şunu lütfen hafızınızdan bir an olsun çıkarın Belediyeler bizim eser ve hizmet siyasetimizin amiral gemisidir. Yerelde ne kadar başarılı olursak hükümette de o derece başarılı sayılır. Heyecanımızı kaybetmediğimiz, halka hizmeti, hakka hizmet gördüğü gönülden çalışarak gönüller kazandığımız müddetçe Allah'ın izniyle kimse bizim önümüzü kesemez. Ama yerelde bir gevşeme ve rehavet yaşanırsa hükümette başarılı olsak dahi arzu ettiğiniz neticeyi alamayız. Sessiz yığınların çığlıklarına kulak vermek yerine sesi çok çıkanların bizi yönlendirmesine müsaade edersek sadece güç kaybı yaşamayız. Allah korusun milletimiz inandırıcılığımızı da kaybederiz. “
Başı boş köpek sorununa değinen Erdoğan, “Milletimizi bizar eden, başı boş köpek sorunu olmak üzere şu an ülkemizin gündeminde olan meseleleri bu anlayışla kati bir çözüme kavuşturacağız. Son rötuşlarını yaptığımız bu düzenlemenin yasalaşmasıyla birlikte yerel yönetimlere büyük sorumluluklar düşecek. İnşallah biz de hükümet olarak sizlere gereken desteği sağlayacağız. Depreme hazırlık ve kentsel dönüşüm konusunun geri plana düşmesine kesinlikle izin vermeyiz. 6 Şubat'ta yaşadığımız acıların tekrarlanmaması için tüm gücümüzle tüm imkanlarımızdan, şehirlerimizi depreme dayanıklı hale getireceğiz. Şehirlerimizi Türkiye Yüzyılının ruhuna uygun bir yaklaşımla ele almamız gerektiğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum. Küresel bir markaya dönüşen sıfır atık projesine önem vermemiz sadece Allah'ın emaneti olan tabiatın korunması için değil kaynaklarımızın verimli kullanılması açısından da son derece önemlidir. Sıfır Atık projesine her birinizin samimiyetle çıkmasını istiyorum. Tüm belediye başkanlarımızın kendi şehirlerinde, ilçelerinde, beldelerinde bir başarı hikayesi yazmasını bekliyorum” dedi.