Gazeteciler de hata yapar

Her işi mükemmel yaptığını zannedenler yanılıyor "Hiç bir şekilde ben hata yapmam, suçu bana atma, ben bu işin uzmanıyım" diyen kişilerin kesinlikle unutmaması gereken bir cümleyi başta belirtelim. Her insan hata yapabilir. Bugün sizlere Dünyaca ünlü gazetecilerin yaptığı basın hatalarından bahsetmek istiyorum.

Abone Ol

Amerika Birleşik Devletleri’nin 37. başkanı Richard Nixon’ı istifaya zorlayan Watergate skandalı hikâyesi, araştırmacı gazeteciliğin en dikkat çekici örneklerinden biridir. Kırk yıldan fazla bir süre sonra hala cesur, hesap verebilirlik için başarılı bir gazetecilk örneği olarak konuşuluyor.

Duayen gazeteciler hata yapılmaması için çarpıcı olan şey takım çalışmasına önem verilmesi gerektiğini söylüyorlar. Bu hataların çoğunun iş birliği içinde olunmaması sonucunda olması ve çıkarımların çoğu onlarla etkileşime geçmeden önce ekstra hazırlığın değerini vurguluyor.

“Başka gazetecilerin ders çıkarabileceği hangi araştırma hatasını yaptınız?” sorusuna ünlü gazetecilerin yanıtlarını araştırdım. Gazetecilerin asla unutmadığı bir ders türü varsa, o da stratejik bir habercilik hatasının ardından gelecek vaat eden bir araştırmanın önünü kesen türden bir ders olacağı açıktır.

İSVEÇ GORDH HUMLESJÖ

İsveçli ödüllü gazeteci ve sunucu Gordh Humlesjö büyük bir şirketin rüşvet olayını araştırma görevini üstlenmişti.  Hatasını şöyle anlatıyor; Haberimiz hem bir başarı hem de bir başarısızlıktı. Araştırma yaklaşık 400.000 çalışanı olan dünyanın en büyük güvenlik şirketi hakkında bir rüşvet araştırmasıydı. Londra’da düzenlenen gezi hakkında bir ipucu bulduk. bu yüzden otel faturasını istedik ve otel bize vermedi. Ben de devlet kurumunda çalışan bir kişi adına, arkasında bazı numaralar olan bir gmail hesabı oluşturdum ve oteli aradım ve şöyle dedim: “Faturalarımı düzenliyorum, otelinizde ki son kalışım için bana faturamı gönderebilir misiniz?” e-posta adresini verdim hemen göndereceklerini söylediler. Araştırdığım gerçek adamın e-postasına gidiyor. Tekrar aradım ve veritabanlarında kayıtlı e-postaya gönderdiklerini söylediler. “Hayır, bu eski bir e-mailim’ demeye çalıştım ve sonra faturayı yeni adrese göndermelerini rica ettim. Sonunda başardım ama ne yazık ki yetkili şimdi onu takip ettiğimiz konusunda uyandı

İTALYA TORİNO PİTİGRİLLİ

İtalya Torino’lu Dino Segre'nin takma adı Pitigrilli (1893 -1975) olan araştırmacı gazeteci ve birçok kitabı olan ünlü İtalyan bir yazar. gazeteci veİki dünya savaşı arasındaki dönemde İtalya'da büyük başarı elde etti. Pitigrilli 'Espri pesinde koşanlar genellikle budalalığı yakalar' der. Pitigrilli 'Espri peşinde koşanlar genellikle budalalığı yakalar' der. Sizin yerinizde olsam her topa girmem!“ diye tavsiyede bulunuyor.

 Gazeteciliğe yeni başladığı yıllarda genel yayın yönetmeni ilk defa yurtdışı bir görev verir. 1949 da kurulan kısa adı NATO  olan Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütünün toplantısına gönderir. Paris’de yapılacak olan 20 ülkenin katıldığı uluslararası askerî ittifak toplantısına önemli devlet adamları katılacaktır. İlk defe gittiği Paris’in Şanzelize ve Eyfel kulesini ve şehrin her tarafını gezer. Hep methini işittiği Cafe De Flora’da kahve içerek günü noktalar. Pitigrilli geçmiş haberlerden seçme uyduruk bir haber yazar. gazete merkezine haberi geçer. Ertesi gün tüm Dünya basını sis nedeniyle toplantının ertelendiği, Pitigrilli’nin gazetesi Nato toplantısının ayrıntılarını yazar. Otelde Pitigrilli anons edilir. Gazeteci herhalde kovuldum der gelen telefona umutsuzca cevap verir. Gazete genel yayın yönetmeni “Nato toplantılarında hep aynı şeyler konuşulur diyerek. “Böyle bir haberi yazmakta bir yetenek “ diye tebrik eder, Seni yazı işleri müdürü yaptım” der telefonu kapatır.

MİA MALAN GÜNEY AFRİKA

Mia Malan Güney Afrika Bhekisisa Sağlık Haberciliği Merkezi‘nde Genel Yayın Yönetmeni diyor ki; “İstatistikler için ikinci el bir kaynağa asla güvenmemeyi öğrendim. Bu kulağa basit gelebilir ancak birçok gazeteci Alıntı yaptıkları orijinal kaynağa bakmadıkça, istatistiklere inanmayın ve alıntı yapmayın. Aynı şey bir dergi çalışması için de geçerlidir, dergi ne kadar prestijli olursa olsun başka bir çalışmanın sonuçlarından alıntı yapar. Git ve orijinal çalışmayı kontrol et ve doğru yorumlanıp yorumlanmadığını görünüz.  Çalışma yazarlarının bulguları argümanlarına uyacak şekilde ne sıklıkla “büktüğünü” görünce şaşıracaksınız.”

MARTHA MENDOZA ABD.

Pulitzer ödüllü araştırmacı gazeteci Martha Mendoza, Associated Press ajansı. “İnsanlara her zaman araştırdığım şeyi söylerim Harika bir deniz ürünleri fuarına gittim ve sabah ilk iş fuarın direktörüyle görüştüm. Şöyle düşündüm: Bir düzeyde ABD’ye deniz ürünleri ithalatından sorumlu olduğu için bu adamı kameraya almalıyım. Ancak daha sonra oradaki tüm şirketlere benim fotoğrafımla birlikte bir blog yazısı yayınladı ve “AP’den Martha Mendoza burada, işçi istismarı hakkında yazıyor, onunla konuşmayın.” D.ey yazmışlar. Konuşmak için toplantının sonuna kadar beklemem gerekti .”

VUYİSİLE HLATWAYO GÜNEY AFRİKA

Güney Afrika’daki Eswatini gazetesinden Vuyisile Hlatshwayo diyor ki;  “Gazetecilik meslegimde tekrarlamak istemediğim bir araştırma hatası varsa, o da bir devlet yetkilisi olan halkla ilişkiler görevlisine çok fazla bilgi vermekti. Bunu bir okul üniforması fiyatlandırma karteli hakkındaki haberi yerel bir kurumdan öğrendim. Tüm araştırmada kenara itildim. Böylece öldürmeye meyilli oldukları için hesap verebilirlik kaynaklarınıza çok fazla bilgi vermek zorunda olmadığınızı zor yoldan öğrendim.”

DAVİD MC SWANE ABD.

ABD. ProPublica araştırmacı gazeteci David McSwane diyor ki; “Biriyle konuşurken bir hata yaptım. Gazeteci kurallarıyla kaynak yeterliliğini üstlenemeyeceğimizi öğrendim ve bunu çok açık bir şekilde ortaya koymak daha iyi: ‘Bu konuşma, kayıtta. Kayıt dışı konuşmak istersen, bunu başka bir zaman yapabiliriz ya da şimdi kayıt dışı konuşabiliriz ve daha sonra kayıtta olabiliriz.” Kimsenin kandırılmış hissetmesini istemezsin.

ROSA FURNEAUX İNGİLTERE

İngiltere Araştırmacı sağlık muhabiri Rosa Furneaux diyor ki; “Kötü bir aktör olduğundan şüphelendiğim biriyle hesap verebilirlik görüşmesinde olması gerekenden daha samimi olmakla yanıldım ve bu röportajı çok erken yaptım.  Bir kaynağa biraz erken gittiğimde kanıt eksikliğinden, ikinci bir röportaj için bana geri dönmeyeceklerini bildiğim için onları zor sorularla vurmaktan korktum. ‘Pekâlâ, seninle zaten bir kez konuşmuştum’ derler. Oysa birkaç hafta daha bekleseydim, onlara sorulacak zor soruları bilirdim ve bir fırsat bulduğumda ihtiyacım olan cevapları alabilirdin ve ikinci bir görüşme için endişelenmeme gerek kalmazdı.”

JULİANA DAL PİVA BREZİLYA

Brezilya UOL Notícias‘ta köşe yazarı Juliana dal Piva diyorki; “Brezilya’nın askeri diktatörlüğü döneminde siyasi kayıplarla ilgili verileri kontrol ederken çok şey öğrendiğim bir hata oldu. Birkaç yıl önce bu veriler çok dağınıktı. Bir gün gazetem Rio de Janerio’ya özgü siyasi kayıplarla ilgili 24 saat içinde bir rapor hazırlamamı istedi. Bu, kaybolanların ve idam edilenlerin toplam sayısı arasını kapsıyordu ancak aileleri cesetleri gömmeyi başaran toplam 500 kurbandan yaklaşık 30 vakanın derlenmesi anlamına geliyordu. Ne yazık ki, farklı anketlere yayılmış verilere bakarken bir ismi unuttum. Yaklaşık 40 yıl sonra hükümetin bir ölümü  kabul eden ilk belgeyi buldum. Bu büyük isim listesinde onun adını fark ettim yani o hatayı yapmıştım ve Mário Alves’in adını ve tarihini asla unutmadım. Hatalar size öğretir.”

Böyle bir ciddi bir yazıdan sonra sıkılmış olabilirsiniz. Size annemle ilgili komik bir olayı anlatayım da gülün. Annem okumuş olsaydı, birde eski adı basın yayın yüksek okulu olarak bilinen şimdiki iletişim fakültesini bitirmiş olsaydı çok iyi bir gazeteci olacağından emindim. Tüm akrabalarımın bildiği bir olayı anlatayım. 1992 yılları lütfen empati yapınız. 50 yıllık Diyarbakır yaşamından sonra İstanbul’da yaşıyorsunuz. Nereleri gezersiniz. Sirkeciden bilet alıp, her rıhtıma uğrayan boğaz turu yapan vapur da boğaz havasımı alırsınız. Emirgan’da çay mı içersiniz, Kanlıca da  bir ritüel olan şekerli yoğurt mu yersiniz. Sarayburnu’nda çay içip Boğazdan geçen gemilerimi seyredersiniz. Annem sıra dışı bir kadındı. İki yıl süreyle haftada birkaç gün mesai yapar gibi ilk otobüsle Yenibosna’ya oradan aktarma yapıp cadde tramvayı ile Sultan Ahmet adliyesine giderdi. Birinci nedeni O sıralarda ”Saygılar Bizden” adlı  televizyon dizisi çekiliyordu. Kemal Sunal, Jülide Kural, Zafer Algöz, Yaman Okay, ve Güler Ökten gibi oyuncuların çekimleri orada yapılıyordu. Onları görmek için gitmişti. İkincisi o zamanlar Sultanahmet adliyesi çok kalabalıktı. Yanında karpuz çekirdeği götürür saatlerce gelen gideni izlerdi. Annem her akşam Halkalı toplu konutlarda parkında yaşıtı kadınları toplar, günlük basın toplantısını! yapardı. Kim kimden niye boşanmış, gazetelerin ikinci sayfasına düşmüş cinayetin gerçek nedenini,  Bazı ünlü kişilerin hakaret davalarını en ince ayrıntısına kadar anlatırdı. Biz çocukları onu bu huyundan vazgeçiremedik. İki yıl sonra sağlık sorunları olunca mecburen bıraktı. Onun her akşam yaptığı basın toplantınsın özetlerini bile yazsam sayfalar tutar. Bir haberinin uydurma olduğunu düşünüp yanılmışım. Bir bina görevlisinin eşinin aldatma haberi Hürriyet Gazetesinde kanıtlarıyla yayınlanınca annemin kaynak olmadan asla yazmayacağını okusaydı ünlü bir gazeteci olacağını anlamıştım.

Gerçi o günlerde tüm gazeteler yayınlamıştı. Küpürü hala arşivimde duruyor. İsim vermeden yazalım da tekrar dava konusu olmasın. Annemin günlerce orada kalıp tanışıp samimi olduğu gazeteci Savaş Ay’dan bilgi alarak, Diyarbekir şivesiyle verdiği haberi özetleyerek bitirelim;

“Adam bir sitede güvenlik görevlisi işe gidi, karısı onu aldati, Kadının ruhunda gösteklik var. İkiz çocukları oli, kocası bu çocuklar bana benze mi diye boşanma davası açi. Hükmat doktoru rapor versin diye ebukata gidi. (Genetikte DNA testi) Yalan söliyemse iki gözüm ögüme aksın. Sonuç geli bir Avrupa’da birde Türkiye’de olan ilk olan acaip ikinci olaymiş. Ele ki kadın doğum doktorları bile ağzı açıkta kalmiş. İkizlerden biri babanın diğeri öbür adamın çocuğuymuş. Bir yumurtaya biri helalinden diğeri heramdan olan iki damla! yapışmış. Dünya pozılmiş, namus olmuş bagdenus (Namus maydanoz kadar ucuzlamış) evet bu olay başta tüp bebek ile ilgilenen kadın doğum uzmanlarının o yıllarda başlıca tartışma konusuydu.

Kaynakça: Brezilya UOL Notícias, İsveçli gazeteci Gordh Humlesjö Güney Afrika’daki Eswatini gazetesi, Washington Post, Associated Press ajansı.