Geçmişten günümüze Diyarbakır’da bakırcılık (3)

Bakır Yapım Teknikleri : 1-Dövme Tekniği: Kalhanede eritilen bakır, kalıba dökülüp çekiçle dövülür ve levha haline getirilir.

Abone Ol

Bakır şekillendirmede 1900’lü yılların başlarına kadar bu yöntem kullanılmış daha sonra şahmerdan adı verilen otomatik aletlerle şekillendirme işlemi gerçekleştirilmiştir. Dövme işi yapan çekiççilerin işi kolaylaşmıştır. Çekiççiler “Şahmerdan gelince biz aç mı kalacağız” diyerek teknolojinin dövme sanatını ortadan kaldırabileceğini düşünerek sitem etmişlerdir (Kazmaz, 1973, s. 10).

Dövme tekniği iki farklı şekilde uygulanır. İlki, hazırlanan bakır levha kenardan içeri girerek kademe kademe tabana doğru çökertilip yapılır. İkinci uygulaması ise yükseltme tekniğidir. Çökertme gibi değil, içten dışa doğru kademe kademe yükseltilir (Karpuz,1996; Kızılaslan, 2013).

2. Döküm Tekniği: Önceden hazırlanan kalıplara kalhanede eritilen maden, dökülerek dondurulur ve çeşitli kap türleri oluşturulur. Çok sayıda ürün, bu teknikle kısa bir zaman diliminde yapılabilmektedir (Karpuz, 1996; Kızılaslan, 2013).
3- Tornada Çekme Tekniği: Daha çok seri üretimde kullanılır.4 Bakır eşyayı şekillendirmede kullanılan, genel itibariyle elektrikle çalıştırılan, sıvama tezgahı da denilen tezgahlardır (Özdemir & Ozan Kaya, 2011). 2 Ustanın tokmakları arasında meşe ağacından yapılmış tokmak da görülmüştür. 3 Dökümhane, kal işi yapılan dükkan. 4 Mustafa Tanrıkulu’nun verdiği bilgiye göre dövme tekniği zaman aldığından, seri üretim için tornada çekme tekniği kullandıklarını söylemiştir. Aynı zaman da tornada yapamadıkları ürünleri, dövme olarak uygulamaktadırlar. | 1444 | Emine KIZILASLAN ERCİYES AKADEMİ )

Tornada iki farklı usulle şekillendirme yapılır. İlkinde tahta bir kalıp torna tezgâhına oturtulur. Şekillendirilecek levha tavlanır, daha sonra levha, tahta kalıbın üzerine ortasından çivi ile sabitlenir. Torna tezgâhı çalıştırılıp kalıp hızla dönerken, yuvarlak çelik bir alet yardımıyla kalıba konulmuş levhaya dışından bastırılır. Şekillendirilecek levha sürekli döndüğünden kalıbın şeklini alır. Diğer usulde ise bir tahta alınır, içine bir çukur oyulur ve yine kalıp oluşturulur. Sonra oyulan bu kalıp, torna tezgâhına oturtulur. Levha halindeki maden tavlanır, oyulan kalıbın üzerine yerleştirilip kenarları çiviyle belirlenir. Torna makinesi çalışınca kalıp döner ucu yuvarlak bir alet ile levhaya bastırılır, bastırılan levha oyuğun şeklini alır . Daha sonra bakır levha pürüzsüz hale getirilir.(Erginsoy, 1978; Kızılaslan, 2013).

 4- Presleme Tekniği: Turistik eşyalardan cezve, fener, kildanlık, fincan zarfları gibi araç gereçler için uygulanır. Fabrikalardan yarı mamul şekilde presli olarak alınan levhalar bakırcı ustaları tarafından istenilen şekle dönüştürülmektedir.5 Preslemede elde edilen ürünler parçalı ise lehim ve kaynakla birleştirilir. Bu yöntemle seri üretim artmış, maliyet düşmüş ve insan gücüne ihtiyaç azalmıştır, bu nedenle son zamanlarda bu teknik fazlaca kullanılmaktadır (Bezirci, 2001).

Bakır Süsleme

 1. Savatlama Tekniği: Süslenecek madenin üzerine yuvalar açılır, bu yuvalara niello (maden ve kükürt karışımı) dökülür ve renk kontrastı oluşturulur (Karpuz, 1996). 2. Kazıma Tekniği: Ucu keskin ve sivri çelik kalemle madene bastırılıp, kesilerek madenin çıkarılması ile oluşturulur. Bu yöntem Tunç Devri’nden günümüze kadar kullanılmaya devam etmiştir. Bazen sadece kazıma tekniği bazen de diğer süsleme teknikleriyle birlikte karşımıza çıkmaktadır (Erginsoy, 1978; Karpuz, 1996; Kızılaslan, 2013). 3. Kabartma Tekniği: İmal edilen bakır madenine çekiç yardımıyla veya ucu yuvarlak aletlerle bastırılarak zemin çökertilip, işlenen motifler yüksekte kalır veya işlenen motiflere ters yönden darbeleme yaparak kabartma oluşturulur (Karpuz, 1996; Kızılaslan, 2013). Kabartma iki şekilde yapılır. Yüksek ve alçak kabartma olarak uygulanır. Kabartma tekniğine rölyef de denilmektedir (Sözen & Tanyeli, 2001). 4. Kakma Tekniği: Kullanılan maden üzerine yuvalar açılır, bu yuvalara farklı tür ve renkte değişik madenlerin kakılmasıyla elde edilen süsleme tekniğidir (Erginsoy, 1978; Karpuz, 1996; Kızılaslan, 2013). 5. Delik İşi (Ajur) Tekniği: Maden üzerinde delikler açılarak süsleme oluşturulmaktadır. Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde delik işi tekniği, telkari olarak da yapılmaktadır. Özellikle yüzük, küpe gibi süs eşyaları ve fincan zarflarında bu teknik fazlaca görülmektedir. Erken örneklerine Tunç Çağı’nın II. Dönemine tarihlenen Alacahöyük ve M.Ö III. binin ikinci yarısına tarihlenen Troia kazılarında rastlanılmıştır. (Başak, 2008). Timurlular Dönemi’nde madeni kafes haline getirme, çelik levhalara ajur işlenmesi şeklinde olmuştur ve özellikle bu teknik Selçuklu Dönemi’nde gelişme göstermiştir (Sözer, 1998). 5 Ustaların verdiği bilgidir. | 1445 | Diyarbakır Bakırcılığı ve Diyarbakır Bakırcılar Çarşısı’ndaki Muhtelif Bakır Örnekleri ERCİYES AKADEMİ 6. Mine Tekniği: Süslenecek madenin üzerine yuvalar açılır bu yuvalara renkli cam, kıymetli taş veya mine yerleştirilir. Mine süsleme için cam tozları ve maden oksidi karıştırılarak oluşturulur (Karpuz, 1996). 7. Kaplama ve Yaldız: Süslenecek maden yüzeyi tamamen yada bir kısmı kimyasal veya mekanik usulle kaplanır. Civa -altın karışımı yada civa -bakır karışımı ile yaldızlanabilir (Karpuz, 1996).

Diyarbakır da  Bakır Mutfak eşyaları

ÖRNEKLER İbrikler: Abdest almak, el yıkamak için kullanılan düz veya yuvarlak gövdeli olan dar boyunlu, kulplu ve emzikli, suyu taşıma ve suyu saklamak için kullanılan kaplardır (Kızılaslan, 2013). İbriklerin yükseklikleri 45-50 cm. arasında yapılmış olup taban çapları 20-25cm. arasında değişmektedir.

Bu ibrikler bazen altlarında leğenleriyle birlikte yapılmıştır. Bu leğenler yıkama işlemi süresince suyun dışarı dökülmesini önler. İbriklerin leğenlerine pis suların görülmemesi için delikler açılmıştır. Leğende biriken su, yıkama işlemi bittikten sonra dışarı dökülür. İbrikler bazı yörelerde kuman, udvan, yamak, yelek gibi farklı adlarla anılmaktadır (Koşay, 1957). İbriklerin her ikisi de dövme tekniğiyle yapılmıştır. Süslemeleri yoktur. Güğümler: Tabanı genellikle düz veya nadiren kaidesi olup yükseltilmiş, geniş gövdeli, dar boyunlu, kulplu, dar ağızlı ve kapaklıdırlar. İçerisine pekmez, süt, su koymaya, pişirmeye ve taşımaya yarayan çok fonksiyonlu kaplardandır (Karpuz, 1996; Kızılaslan, 2013). Banyo için kullanılan güğümlerde bulunmakta olup su ısıtmak amacıyla büyük boyutlarda yapılmışlardır. İncelenen güğümler düz tabanlı, geniş karınlı, uzun dar boyunlu, geniş ağızlı, ve gaga kısımlarından oluşur. Dövme tekniğinde yapılmıştır. Kulpları perçinle birleştirilmiştir. Süslemesi yoktur. Taban çapları 25-30cm., boyun çapı 8-10cm., yüksekliği ise 45-50 cm. arasındadır.

Bardaklar: İçerisine su ve meşrubat konularak içilen küçük kaplardır. İncelenen bardak gövde ile zemin arasında kaideli, gövdeden ağza doğru genişleyen tiptedir, dövme olarak kabartma tekniğindedir. İkinci bardak yine kaideli, bel kısmı dar, ağıza doğru genişleyen, dövme tekniğindedir. Taban çapları 8-10cm., boyları ise 12-15cm. arasında değişmektedirler. Bakraç: Yuvarlak veya düz tabanlı, yarım daire biçimli hareketli kulplu, derin, kapaklı veya kapaksız kaplardır. Yoğurt, süt, bal, yağ, pekmez gibi yiyecekler içine konulabilir ( Karpuz, 1996). İncelediğimiz ürün ise bakraçların kapaksız ve düz dipli grubuna giren Güneydoğu Anadolu bakraçlarını hatırlatır. Boyuna doğru daralır ağız kısmı geniştir. Dövme tekniğinde yapılmıştır, kulp demir malzemeden perçinlenerek birleştirilmiştir. Süslemesi yoktur. Taban çapı 20 cm., yükseklik ise 35 cm’dir. Kazan: Büyük kalabalıklara yiyecek pişirmek veya çamaşıra su ısıtmak için kullanılan kaplara denilmektedir. Günümüzde daha çok düğün yemeklerinin hazırlanmasında geniş topluluklara yemek yapmak amacıyla kullanılır. Köylerde buğday hasadından sonra bulgur yapımında, bağ bozumundan | 1446 | (Emine KIZILASLAN ERCİYES AKADEMİ) sonra pekmez yapmada, aşure kaynatmada, yemek pişirmek ve et kavurmak içinde kullanılmaktadırlar. Genellikle iki kulplu olduklarından kulplu kazan olarak anılmaktadırlar (Kızılaslan, 2013). İncelenen kazan türü evlerde kullanılan büyük boyutlu, silindir karınlı, kulplu formdadır. Dövme tekniğinde ve süslemesizdir. Çapı 65 cm., yüksekliği ise 50 cm.

Devam Edecek