HABERSEN Diyarbakır Şubesi, PTT emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi için Kayapınar PKDM önünde açıklama yaptı.
HABERSEN Diyarbakır Şubesi adına yapılan açıklamayı örgütlenme sekreteri Serhat Oktay okudu.
“EMEKÇİLERE AÇLIK VE SEFALET REVA GÖRÜLÜYOR”
HABERSEN Diyarbakır Şubesi açıklaması şöyle:
“Konfederasyonumuz KESK mecliste bütçe görüşmeleri sürerken, Kasım ayında Ankara’da büyük bir miting gerçekleştirerek, “Bütçeden emekçilerin daha çok pay alması gerektiğini”, bütçenin halkçı bir bütçe olmadığını, sermaye sınıfına ve militarizme ayrılan bütçenin emekçilere ayrılması gerektiğini Tandoğan Meydanından haykırmıştı. Bütçe daha netleşmemişken, bizler nasıl bir bütçe planlanacağını tahmin ediyorduk. 3’te 2’si bordrolu çalışanların vergileri ile oluşturulan bütçeden emeğe ayrılan pay %24 bile değildir. Aralık ayında asgari ücrete verilen %30 zam ve Ocak ayında kamu emekçilerine verilen %11 zam oranı, maalesef bizleri haklı çıkarmıştır. Orta Vadeli Ekonomik Plan ile sermayeye her türlü kolaylığı sağlayan iktidar, emekçilere ise açlığı ve sefaleti reva görerek bizleri yanıltmamıştır.
Emekliye, emekçiye, işçiye, dar gelirli kesimlere krizin faturası ödetilmek istenmektedir. İşte bu sebeple Konfederasyonumuz KESK’in çağrısı ile 13 Ocak Pazartesi günü, bir günlük iş bırakıp hizmet üretmeyerek üretimden gelen gücümüzü kullandık. 13 Ocak Pazartesi günü işyerlerinde iş bırakma nedenlerimizi açıklarken gördük ki, üyemiz olmayan emekçiler bile sendikamız kararına uyarak iş bıraktılar. İş bırakma sebebiyle hizmet alamayan vatandaşlar, iş bırakma kararımızı haklı bularak bizleri desteklediklerini söylediler. Peki bizi neden desteklediler? Toplumun büyük bir çoğunluğu geçinemiyor. Yaşadığımız derin ekonomik krizin ağırlığı hepimizin omuzlarında taşınamaz hale gelmiş bir yük olarak duruyor.
İCRA DOSYALARI SÜREKLİ KATLANARAK ARTMAKTA
Bizler PTT, TRT, RTÜK, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı emekçileri olarak geçinemiyoruz. Kiralara, Ulaşım giderlerine, Gıda harcamalarına, Faturalara resmi enflasyonun kat kat üstünde zamlar yapılırken, maaşlarımıza ise çay ve simit almaya yetmeyecek zamlar verilmiştir. Paranın durmadan değer kaybetmesi karşısında alım gücümüz her geçen yıl biraz daha düşmektedir. Emekçiler artık temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz durumdadır. Toplumun büyük çoğunluğu, bankalara borçlanarak yaşamak zorunda bırakılmıştır. Vatandaşın bankalara Ocak 2024'te 2 trilyon 689 milyar 608 milyon lira olan toplam borcu, eylül ayı itibariyle 3 trilyon 441 milyar 351 milyon liraya çıkmıştır. Binlerce çocuk yatağa aç girmekte, okulda gün boyu aç kalmaktadır. İcra dosyaları sürekli katlanarak artmaktadır. Bankalara borçlarını ödeyemez duruma gelenlerin sayısı 2024 Eylül ayında 23 milyonu bulmuştur.
Emekçiler, işçiler, emekliler, dar gelirli milyonlar krizin bedelini ödemeye zorlanırken, şirketlerin vergi borçları silinmektedir. Geçmediğimiz köprülerin, uçmadığımız havaalanlarının, müşteri garantili projelerin parası da bizim cebimizden çıkmaktadır. Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Geçinemiyoruz!
LİYAKATSİZ YÖNETİCİLERİN ELİNDE KAMU KURUMLARI KÖTÜ YÖNETİLİYOR
Tasarruf tedbirleri ile emekçilerin kazanılmış hakları birer birer ellerinden alınmaya devam ediyor. Kamuya personel alımları, kamudan emekli olanların sayısının bile altında. Liyakatsiz yöneticilerin elinde kamu kurumları kötü yönetiliyor. Anayasal hakkımız olan eğitim ve sağlık gibi haklarımız bile her gün biraz daha makaslanıyor. Gerici müfredat ile eğitim sistemi cemaatlerin, ülkü ocaklarının derslere gireceği hale getirilerek laiklik müfredat yerine çağ dışı gerici bir müfredata dönüşüyor. Hastaneler ticarethane, hastalar ise müşteri olarak görülüyor. Seçilmiş belediye başkanları yerine kayyumlar atanarak, seçme hakkımız bile elimizden alınmak isteniyor. Sivil savunma kalemleri ile militarizme, savaşa devasa bütçeler ayrılıyor. Kadın cinayetleri ve çocuk istismarı vakaları endişe verici rakamlara ulaşmış durumda ve katlanarak artıyor.
MOBBİNG İSTEMİYORUZ
2018 yılından bugüne personel alınmayan PTT’de mevcut personele mobbing uygulanıyor. Varlık Fonu’na devredildikten sonra zarar üstüne zarar açıklayan PTT’de, yolsuzluk iddiaları ile ilgili hesap veren bir tek kişi bile bulunmuyor. Kurumda tasarruf tedbirleri sonrası ödenekler durma noktasına geldi. İş Güvenliği kanunu gereği hizmete kapatılması gereken binalarda hala hizmet verilmeye devam ediliyor. Alt yapısını yenilemesi gereken PTT’de alt yapı her geçen gün kötüye gidiyor. “Ödenek yok!” bahanesi ile işyerlerinin temel ihtiyaçları bile karşılanamaz hale gelmiş durumda, emekçilerin çalışma koşulları daha da ağırlaşıyor. Rize de yaşanan silahlı saldırı da 2 arkadaşımız hayatını kaybetti. Biz PTT emekçileri olarak çalışırken ölmek istemiyoruz! Güvenli işyerleri, güvenceli gelecek istiyoruz! PTT’nin güvenceli personel alımı yapmasını istiyoruz! Skala ayarlaması yapılarak maaşların bir nebze iyileştirilmesini istiyoruz! Liyakatsiz atamaların, Vekâleten görevlendirmelerin yerine, İHS’ye geçme dayatması olmayan yükselme sınavları yapılmasını istiyoruz! Yıkılma tehlikesi olan binalarda çalışmak istemiyoruz! Güvenlik önlemleri yeterli olmayan işyerlerinde ya da şubelerde tek çalışmak istemiyoruz! Görev tanımımızda olmayan sayı dayatmaları ile mobbing uygulanmasını istemiyoruz! Taşeron, 399 KHK, İHS gibi parçalı istihdam yerine güvenceli iş istiyoruz! İş barışı istiyoruz! Aynı işi yaparak farklı ücretler almak istemiyoruz! Taşeron emekçilere kazanılmış mahkeme kararına rağmen, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’na rağmen usulsüz tebligat dağıtımı yaptırılmaya devam edilmektedir. Bu hukuksuzluğa son verilmesini istiyoruz!”