Bilim insanları, HIV aşısı geliştirme sürecinde önemli bir adım attı.
Yeni bir çalışmaya göre, HIV aşısı, insanlarda nadir ve yakalanması zor antikorların üretimini tetikledi. Bu gelişme, HIV aşısının gerçeğe bir adım daha yaklaştığını gösteriyor.
Duke İnsan Aşısı Enstitüsü yöneticisi Dr. Barton Haynes, HIV'in, vücudun ürettiği şekerlere benzeyen şekerlerle kendisini kaplayarak bağışıklık sisteminden kaçma konusunda usta olduğunu belirtti. Virüs ayrıca hızla mutasyona uğrayarak bağışıklık sisteminin onu tanımasını zorlaştırıyor.
Northwestern Üniversitesi'nden Prof. Thomas Hope de, bu tür antikorların enfeksiyon sırasında doğal olarak bulunmasının çok nadir olduğunu belirtti.
Genellikle yıllar süren enfeksiyonlar sonucunda oluşan bu antikorların aşı ile haftalar içinde üretilmesi gerektiği bildirildi.
Cell dergisinde yayınlanan çalışmada, bilim insanları bu başarının insanlarda mümkün olduğunu gösterdi. Denemede, HIV'in zarfındaki bir proteini hedef aldılar. Bu protein, membran proksimal dış bölgesi (MPER) olarak bilinen bir kısmı içeriyor. MPER'i hedefleyen antikorlar, proteinin omurgasına ve yağ zarına bağlanarak virüsü etkisiz hale getiriyor.
Haynes, ''Bağışıklık sistemini daha önce yapmadığımız bir şekilde yönlendirmemiz gerekiyor'' dedi.
Denemede, 20 HIV negatif gönüllüye iki ay arayla iki doz aşı verildi. Beş katılımcıya ise dört ay sonra üçüncü doz uygulandı. Testler, iki doz aşının güçlü bir bağışıklık tepkisi oluşturduğunu ve geniş çapta nötralize edici antikorların üretimini başlattığını gösterdi. Üç doz alan grupta bu antikorların varlığı doğrulandı.
Ancak, üç doz alan bir katılımcının polietilen glikol (PEG) adlı bir bileşene karşı alerjik reaksiyon göstermesi üzerine denemeye ara verildi.
''KAYBETTİĞİNİ GÖRMEK İSTERİM''
Araştırmacılar artık PEG içermeyen bir aşıyı test etmeyi planlıyor.
Haynes, bu gelişmenin etkili bir HIV aşısı yapma yolunda sadece bir adım olduğunu vurguladı.
İdeal bir aşının, dört farklı tipte nötralize edici antikorları indüklemesi gerektiğini belirtti.
Prof. Hope, ''Bu iyi bir başlangıç noktası ve diğer çalışmalarla birleştirilebilir. 1980'lerden beri HIV üzerinde çalışma yapıyoruz. Bu virüsün sonunu görmeyi gerçekten çok isterim,. Eninde sonunda kaybedecek ama kaybettiğini görmek isterim'' dedi.
Live Sience