İnsanların çoğu İsrail'in 1948 yılında kurulduğunu biliyor. Ancak İsrail'in devlet olma hedefi 126 yıl önceye kadar gidiyor. 29 Ağustos 1897 yılında İsviçre'nin Basel kentinde Theodor Herzl liderliğinde Birinci Siyonist Kongre toplandı. Bu kongre bir Yahudi devleti kurulmasının ilk adımı oldu.
Yaklaşık 126 yıl önce düzenlenen ve 200 delegenin katıldığı kongrede; sadece bir fikir halinde olan İsrail devletinin kurulmasının artık bir hedef haline getirildiği açıklandı.
Avusturyalı Yahudi bir gazeteci olan Theodor Herzl, 1896'da yazdığı Judenstaat (Yahudi Devleti) isimli bir kitapta Siyonizm'in kuruluşunu anlatmış, 1897'de I. Siyonist Kongre ile Dünya Siyonist Teşkilatı kurulmuştur.
Kurulan Dünya Siyonist Örgütünün Başkanlığı'na Theodor Herzl getirilirken, kongrede hazırlanan Siyonist programı hayata geçirmek için de bir fon kurulması kararlaştırıldı. Bu fonla Filistin'de toprak satın alınması ve bu topraklarda bir devletin altyapısının oluşturulması amaçlanıyordu.
Theodor Herzl o tarihte kongrede; ''Ben Basel'de İsrail Devletini kurdum. En geç 50 yıl içinde bu gerçek olacak'' diye açıklama yaptı. Bu açıklamadan 51 yıl sonra da 14 Mayıs 1948'de İsrail Devleti'nin Kuruluş Deklarasyonu açıklandı.
FİLİSTİN TOPRAKLARIYLA İLGİLİ İDDİALAR
Toplumda hep, İsrail'in Filistinlilerden aldıkları topraklarla devlet kurduğu algısı var. Ancak, bu algı tartışma konusu.
Yahudilerin, 1948'de İngiliz Mandası döneminin sonunda, toprakların sadece 425 bin 450 dönümüne sahipken, Filistinli çiftçilerin ise 5 milyon 484 bin 700 dönüm araziye sahip oldukları belirtildi. Yahudiler, daha çok göçe zorlanan ve yurdunu terk eden Filistinlilerin topraklarını elde ettiler.
Hiç toprak satışının yapılmadığı 1948 yılından sonra İsrail işgal devleti, göçe zorlanan Filistinlilerin arazilerini Yahudi göçmenlere vermek amacıyla “terk edilmiş arazilerle ilgili kanun” başlığı altında bir kanun çıkardı. Bu kanuna dayalı olarak da yüz binlerce dönüm arazi Yahudilerin eline geçti.
Sonuç olarak; 1897 yılında başlanan devlet kurma hazırlıkları bir plan dahilinde yavaş yavaş uygulandı ve kuruluş yılı olan 1948 yılına kadar gelindi.
1897'de 1. Siyonist Kongresi Deklarasyonu ve 1917'de Birleşik Krallık Başbakanı Arthur James Balfour'un; ''Filistin'de bir Yahudi yurdu kurulması'' ile ilgili deklarasyonu Filistin'de günümüze kadar devam eden kaos, şiddet ve savaşın önünü açtı.
İsrail'in kurulmasından bu yana gerilim ve çatışmalar dinmedi. Amerika'nın tam destek verdiği İsrail Devleti, Ortadoğu'ya adeta kök söktürüyor. Etrafında onca İslam devletinin olduğu bir çoğrafyada yer alan İsrail, tüm uyarılara, kınamalara aldırış etmeden bildiğini okuyor.
İsrail amacına ulaşana kadar da, son 75 yıldır yaşanan çatışmalar durmayacağa benziyor.
Sivilleri hedef alması ve uluslarası sözleşmeleri hiçe sayarak onlarca çocuk ve sivili katleden israil'in bu tutumuna karşılık dünyanın seyirci kalması bir insanlık suçu ve utancıdır.
Amerika Başkanı Joe Biden'in israil'e gidip İsrail Başbakanı Benjanmin Natenyahu ile sarmaş dolaş poz vermesi saldırıları desteklediği yönündeki niyeti, açıkça ortaya koymaktadır. Çocukların akan kanı Biden'in da ellerine bulaşmıştır.
Kendi çıkarıyla iglili bir durum karşısında dünyayı ayağa kaldıran ve çeşitli yaptırımlara başvuran Amerika, maalesef İsrail'in bu insanlık dışı saldırılarına seyirci kalıyor. Uzun yıllardır Ortadoğu'yu yeniden dizayn edeceği bilinen Amerika'nn bu duruşu bölgede yeni gelişmelerin yaşanacağı mesajını da içeriyor gibi.
Filistin-İsrail arasındaki çatışmalar, Kosova-Sırbistan gibi, dünyanın diğer bölgelerindeki benzer fay hatlarını da tetikleyebilir. Bu fay hatlarının kırılması da dünyayı istenmeyen ve beklenmedik bir savaşın içine sürükleyebilir.