DİYARBAKIR

İstanbul istedi, Diyarbakır üretip gönderdi

Diyarbakır'ın tarihi İçkale'sinde üretilen obüsler, 1842 yılında İstanbul’a gönderildi.

Abone Ol

Diyarbakır'ın tarihi İçkale'sinde üretilen obüsler, 1842 yılında İstanbul’a gönderildi. 

Diyarbakır tarihi boyunca çok sayıda medeniyetin yönetim merkezi olarak kullanıldı. Yönetim merkezi olma özelliğini Cumhuriyet tarihinde de koruyan İçkale'de, valilik binası, Zıraat Bankası, matbaa gibi kurumlar da bulunuyordu.

İlk matbaanın kurulduğu ve ilk bankanın açıldığı yer olma özelliğini taşıyan olan İçkale'de obüs yapımı için bir dökümhanenin de bulunduğu ortaya çıktı.

Diyarbakır ve İstanbul arasında yapılan yazışmalarda, dökümhanenin olduğu gün yüzüne çıkarken, kentin Osmanlı döneminde önemli bir askeri üretim merkezi olduğu belirtiliyor.

İÇKALE'DE ÜRETİLEN 6 OBÜS İSTANBUL'A ULAŞTI

2 Nisan 1842 tarihli resmi yazışmalarda, Diyarbakır'da dökümü yapılan ve Diyarbakır Müşiri Zekeriya Paşa tarafından İstanbul’a sevk edilen 6 obüs topunun, İstanbul’daki Tophane’ye teslim edildiği kaydediliyor.

Bu yazışmalar, İçkale’de o dönemde bir dökümhane bulunduğunu ve askeri üretimin burada yapıldığını doğruluyor.

DİYARBAKIR DÖKÜMHANESİ

Yine aynı döneme ait belgelerde, Diyarbakır’daki dökümhanenin Zekeriya Paşa tarafından 3 Ekim 1843’te açıldığına dair kayıtlar yer alıyor.

O dönemde Osmanlı’nın stratejik üretim merkezlerinden biri olan Diyarbakır, sadece askeri malzeme değil, aynı zamanda önemli sanayi ve ticaret faaliyetlerine de ev sahipliği yapıyordu.

BİR ZAMANLAR CEPHANELİK, BUGÜN MÜZE

İçkale’de bulunan tarihi cephanelik binası, 13 Şubat 1823 tarihli bir envantere göre, 45 sağlam ve 18 tamire muhtaç top, barut ve çeşitli silahların saklandığı bir askeri depo olarak kullanılıyordu. 

Daha sonra Ziraat Bankası olarak hizmet veren bu bina, günümüzde müze olarak halkın ziyaretine açık.

BURÇLARDA SAKLANAN PEKSİMETLER VE MÜHİMMAT

Dökümhanenin kesin konumu belgelerde net olarak belirtilmese de, üretilen malzemelerin İçkale’deki burçlarda depolandığı biliniyor. 16 Nisan 1858 tarihli bir belgede, bu burçlarda 27.9 ton peksimetin muhafaza edildiği kaydedilmiş. Ayrıca, hububat ve askeri malzemelerle dolu olan burçlar, dönemin stratejik noktalarından biri olarak öne çıkıyor.

Diyarbakır, tarihin tozlu sayfalarından günümüze ulaşan bu yazışmalarla, askeri üretim merkezi olarak ne kadar önemli bir rol oynadığını bir kez daha kanıtlıyor.