Güneşe tapanlar olarak adlandırılan Şemsiler de bir zamanlar kutsal olarak gördükleri Diyarbakır'da yaşıyorlardı.
Yaşamın 9 bin yıldır kesintiye uğramadığı Diyarbakır'da İslamiyet'ten önce 3 dine mensup insanlar yaşıyordu. Bunlar, Güneşe tapanlar olarak adlandırılan Şemsiler, Yahudiler ve Hıristiyanlardı.
Üç dine mensup olanlardan Şemsiler, Mardinkapı'da yaşıyorlardı. Mardin Kapı'da Şemsiler denen yamacın başlangıcındaki kayanın bitişiğinde bulunan mağaralarda ibadetlerini yerine getiriyorlardı.
Mardin yolunun genişletilmesiyle son zamanlara kadar duran Şemsilere ait enkaz da kalktı.
Gazi Köşkü'ne giderken Mardinkapı mezarlığının altında yer alan 3 mağara Şemsilere ait ibadet yerleriydi. Toprakla kapatılan ve turizme açılmasıyla ilgi görecek olan bu mağaralardan biri yaklaşık 150 metrekare, biri 25 ve biri de 15 metrekare civarındadır.
Mezarlığın bitiminde yağmur duası yapılan yerde yani Şeyh Muhammet (Şeyh Mexeme)düzlüğünün arkasında dereye inilince yüzleri Gazi köşküne bakan ve Cemiloğlu Çesmesi ve aile mezarlığının sağ ve solllarında yer alan küçük mağaralar toprakla dolmuş.
KEÇİ BURCU VE ŞEMSİLER
Diyarbakır Surlarında yer alan 82 burçtan yüzü güneşe dönük en görkemli burç olan Mardinkapı’daki Keçi Burcu bir güneş mabedi üzerine kuruludur. Hevsel Bahçelerine tepeden bakan Keçi Burcu'nun iç kısmında Şemsilerin ibadetlerini yerine getirdiği söylenir.
MERYEMANA VE ULU CAMİ DE ŞEMSİ YAPINAĞI
Çeşitli kaynaklarda yer alan bilgilere göre, Meryem Ana Kilisesi'nin daha önceki mekanının da Şemsilere ait olduğu ifade ediliyor. Yapılış tarihi tam olarak bilinmeyen Meryemana Kilisesi'nde yer alan Şemsilerden kalan bir sütunun da bunun göstergesi olduğu kaydediliyor.
Meryem Ana Kilisesi de güneşe tapanlar tapınağından kiliseye dönüştürülürken, en son Ulu Cami'ye dönüştürülen Mar Toma Katedrali de bir güneş tapınağıydı. Dolayısıyla Şemsilerin tapındığı bir tapınak işlevini görmesinin muhtemel olduğu üzerinde duruluyor.
Yapı, M.S 280 yılında güneş tapınağından kiliseye çevrildi ve M.S. 639 yılında da Ulu Cami'ye dönüştürüldü.
ESERLERİ KALDI, KENDİLERİ YOK OLDU
Şemsiler İslamiyet’ten önce Diyarbakır'ın yanı sıra Mardin, Adıyaman ve Şanlıurfa merkez ve bazı ilçelerinde yaşıyorlardı. İnançları nedeniyle horlanan, dışlanan ve din değiştirmeye zorlanan Şemsiler, zaman içerisinde yok oldu. Şemsiler, yok olup giderken, geriye kilise ya da camiye dönüştürülen güneş tapınakları kaldı.
Bu toprakların en eskilinden olan ancak haklarında yeterli kaynak olmayan Şemsiler, hakkında çok az bilgi mevcut. Bu dini topluluğun dini inanç, düğün, evlilik, bayram gibi gelenek ve görenekleri ile ilgili doyurucu bilgi bulunmuyor.
Bölgeye egemen olan her din ve medeniyet tarafından ''sapkın'' olarak nitelendirilen ve baskı, dışlanma ve katliama maruz kalan Şemsiler hakkında dini mabetleri dışında geriye yazılı eser çok az.
ADLARI MAHALLEDE KALDI
Diyarbakır Mardin Kapı’dan Ongözlü Köprüye giderken Dicle Nehri kıyısına kadar olan bölgenin sağ tarafı yani Hevsel Bahçelerinin tam karşısı halen ‘Şemsiler Tepesi’ olarak adlandırılıyor. Tarih araştırmacıları, bölgenin Şemsiler tarafından uzun yıllar ibadet yeri olarak kullanıldığının belirlendiğini söylüyor.
Bölge halen ''Şemsiler Mahallesi'' olarak kayıtlarda yerini alıyor.
ESMA OCAK DA KİTABINDA DEĞİNDİ
Diyarbakırlı yazar Esma Ocak da yazdığı ''Diyarbekir'' adlı kitabında Şemsilere değindi. Ocak, kitabında Şemsilerle ilgili şu notu düşmüş:
''Mardinkapı’dan çıkıp Ongözlü Köprü’ye doğru yürüdüğünüzde, üstü düz kayalıklı yüksek bir alan çıkar karşınıza. Dicle’yi gözetleyen bu mekana Şemsiler denirdi. Bu tapınma yeri 40-50 yıl öncesine kadar güneşe tapanların geçmişine tanıklık edercesine 4. Murat Han’ın yıktırdığı cephesinden arta kalan bölümüyle dikili dururdu. Yol genişletildikten sonra yerinde yeller esti.''
ŞEMSİLER VE 4. MURAT
Şemsiler, ibadethanelerini cami ve kiliseye çevrilen yerlerde yapamadıkları için Dicle Nehrine bakan mağaralarda yaparlardı. İbadet etmek için gün ışımadan önce Mardinkapı’dan bu tapınağa dualar eşliğinde gelen Şemsiler, güneşin doğuşunu karşılar ve ibadetlerini yaptıktan sonra işlerinin başına dönerlermiş. Şemsilerin son neslinin, Bağdat seferinden Diyarbakır’a dönen 4. Murat tarafından ortadan kaldırıldığı ileri sürülüyor.
DİNİ RİTÜELLERİ
Şemsiler, yapılan çalışmalarda elde edilen verilere göre, güneş ve ay başta olmak üzere yıldızları kutsal olarak görüyorlardı. Şemsilerin tapınaklarda güneş doğarken, gün ortası ve güneş batarken olmak üzere günde 3 vakit güneşe dönüp dua ettikleri belirlendi.
ŞEMSİ KELİMESİNİN ANLAMI
Şemsi kelimesinin Türk Dil Kurumu'na göre amlamı; güneşle ilgili, güneşe özgü.
Arapça şms kökünden gelen şams ''güneş'' sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Aramice/Süryanice aynı anlama gelen şimşā sözcüğü ile eş kökenlidir.
Ayrıca bu sözcük Akatça aynı anlama gelen şamşu, şamaş sözcüğü ile eş kökenlidir.
Haber / Eyüp Kaçar
Fotoğraflar: Kültür Varlıklarını Koruma Derneği