Hasar danışmanlık şirketlerinden sonra ekspertiz şirketleri de kazazedeleri mağdur etmeye başladı. Kaza yapanlara ulaşarak tazminat süreçlerini üstlenme teklifinde bulunan ekspertiz şirketleri, usulsüzlük ve kandırmaca ile kazazedelerden “kaza vekaleti” almaya çalışıyor.
Hasar danışmanlık şirketleri daha önceki faaliyetlerinde tazminat hakkı bulunan kazazedelerden vekalet alarak işlem yapma yetkisine sahipti. Ancak 22 Temmuz 2020 de çıkan bir karar ile vekalet alarak işlem yapma yetkileri yasal olarak ellerinden alındı.
Trafik kazası mağduru trafik sigortaları ile birebir karşılaşmak yerine hasar danışma firmalarından yardım alabiliyordu. Hasar danışma firmaları kaza mağdurlarından vekalet alarak işlemlerini gerçekleştirebiliyorlardı. Avukatlık Kanununun 63. maddesi gereğince ‘Avukatlık yetkilerinin başkası tarafından kullanılması’ durumundan dolayı vekalet alarak işlem yapma yetkisi hasar danışma firmalarından alındı. Böylece hasar firmalarının yasal olarak hukuki hizmet verebilmesi artık mümkün değil.
Ancak son süreçte Hasar Danışmanlık şirketlerinin yerini ekspertiz şirketleri almış gözüküyor. Kazazedeleri arayan ekspertiz şirketleri kazazedenin kusursuz olduğunu ve değer kaybı, araç mahrumiyet bedeli için kaza vekaleti talep ediyor. Kazazedeleri ikna etmek için de kazazedenin sigorta poliçesindeki sigorta şirketinin ismi ve referansı ile iletişim kurduklarını söylüyorlar.
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ortadayken, ekspertiz şirketlerinin kazazedelerin iletişim ve kaza bilgilerine nasıl ulaştıkları ise ciddi bir sorundur. Zira kazazedelerin e-devletine dahi henüz düşmeyen kaza kusur oranı hakkında söz konusu ekspertiz şirketlerinin nasıl bilgi sahibi olukları, kazazedelerin iletişimlerine hangi kanallardan ne tür usulsüzlüklerle ulaştıkları üzerinde önemle durulması gereken bir konudur.
Kazada kusur oranının bulunmadığını e-devletten önce ekspertiz şirketinden öğrenen kazazedeye sanki bağlı bulunduğu sigorta şirketinden doğru bir hizmet yapılıyormuş gibi sunulan ve bunun üzerinden kandırmaca usulü alınan bir “kaza vekaleti” sürecinde ciddi usulsüzlükler söz konusudur. Zira her şeyden önce 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) hiçe sayılarak iletişim kurulması durumu vardır. İkincisi sigorta şirketinin ve kazazedelerin dahi henüz bilgi sahibi olmadığı kaza kusur oranına ekspertiz şirketleri nasıl ulaşabiliyor?
Üstüne üstlük kazazedeyi arayan ekspertiz şirketi kazazedenin bağlı bulunduğu sigorta şirketinin adını vererek, ona referansla sürece dahil olduklarını ve işlemleri yürütmek için kaza vekaleti vermeleri konusunda kazazedeyi ikna etmeye çalışıyor. Aracının kaskosunu yaptırdığı sigorta şirketi üzerinden yapılmış gibi gösterilen bir hizmet sunumuna itibar eden kazazedenin vekalet vermesi durumunda ise kazada oluşan değer kaybına ilişkin hukuki işlemler söz konusu ekspertiz şirketleri aracılığıyla yürütülmüş oluyor.
Ancak burada sorun şu ki, birincisi söz konusu ekspertiz şirketinin kazaya ilişkin bilgilere erişiminde ciddi bir usulsüzlük vardır. İkincisi sigorta şirketinin referansıyla aradıkları ise koca bir yalandır.
Birincisi kasko ya da sigorta yapan şirketlerin kazazedelerin değer kaybı konusunda herhangi bir hizmeti söz konusu değildir. İkincisi kasko yaptırdığınız sigorta şirketlerinin ekspertiz şirketleri ile herhangi bir anlaşması, bağı, bağlantısı bulunmamaktadır.
Ekspertiz şirketlerinin sigorta şirketlerinin ismini kullanarak müşterileri ikna etmeye çalışmaları bir başka usulsüzlük örneğidir.
Bu tür durumlarda ilk aranması gereken sigorta poliçesinin yaptırıldığı sigorta şirketidir. Çünkü sigorta şirketinin adı kullanılarak yapılan bir usulsüzlük durumudur söz konusu olan. Burada sigorta şirketi de zan altında bırakılmaktadır.
Yakın zamanda bir kazazede bir ekspertiz şirketi tarafından aranıyor ve kazazedenin sigorta şirketi ile anlaşmalı olduklarını ve kazaya ilişkin bilgileri, iletişim bilgilerini vs. söz konusu sigorta şirketinden aldıklarını ifade ediyor. Sigorta şirketi referansı ile gelen aramayı ve sunulan “hukuki” hizmeti kazazede ise herhangi bir şüpheyle karşılamadığı için vekalet konusunda ekspertiz şirketi personeli tarafından notere yönlendiriliyor.
Yalanın ve kandırmacanın tam da başladığı yer burasıdır ve alınan “kaza vekaleti” ise kandırmaca usulü alınmaktadır. Daha sonra kazazede durumu sigorta poliçesini düzenleyen danışmana bildiriyor. Danışman ise durumun usulsüz olduğu, sigorta şirketlerinin bu tarz bir hizmetinin olmadığını ve söz konusu ekspertiz şirketinin kandırmaca ile vekalet aldığını belirtiyor. Mağduriyet yaşayan kazazede sigorta şirketini arayarak bahsi geçen ekspertiz şirketi ile herhangi bir bağlantılarının, anlaşmalarının olup olmadığını öğrenmek istiyor. Sigorta şirketi ise ne söz konusu ekspertiz şirketi ile ne de herhangi bir ekspertiz şirketi ile böyle bir anlaşmalarının söz konusu olmadığını belirtiyor. Dahası, sigorta şirketi yetkilisi, söz konusu yöntemin bir kandırmaca içerdiğini, bu tür usulsüzlüklerle daha önce de karşılaştıklarını, sigorta şirketlerinin ismini kullanarak kazazedeleri kandırdıklarını ve mağdur ettiklerini belirtiyor. Yani ortada olan “hukuk” hizmeti adı altında tas tamam bir dolandırıcılık hikayesidir.
Bunun üzerine mağduriyet yaşayan ve dolandırılma kaygısı taşıyan kazazede noterden kaza vekaletini iptal ederek söz konusu ekspertiz şirketinin avukatını azlediyor. Kazazedeye yaklaşık bin 700 liralık bir mağduriyete yol açan bu durumun kendisi bile ibret alınması gereken bir olayken, söz konusu ekspertiz şirketinin pişkinlikleri bununla da sınırlı kalmıyor.
Ekspertiz şirketini arayan kazazede sigorta şirketini aradığını, kendileriyle herhangi bir anlaşmaları olmadığını öğrendiğini ve ekspertiz şirketine karşı bir güven sorunu yaşadığını belirtmesine rağmen, şirket görevlisi ortada yanlış bir anlaşılmanın olduğunu, sigorta şirketinin müşteri temsilcisinin anlaşmadan haberdar olmadığını, kendisini sigorta şirketinden bir yetkili ile görüştüreceklerini belirtiyor. Kazazede ise zaten yetkili biri ile görüştüğünü ve ekspertiz şirketinin usulsüz işlem yaptığını, kendileriyle de herhangi bir anlaşmaların söz konusu olmadığını aktarmasına rağmen ilgili personelin hala ikna çabalarının yersiz olduğunu belirtiyor.
Yani, yalan ve kandırmacanın bir sınırının olmadığını gösteren böyle bir tabloda kazazedelere düşen tek şey her söylenene inanmamak, sorgulamak ve yetkili sigorta şirketini durumdan haberdar etmektir.
Daha önce hasar danışmanlık şirketlerinin yaptıkları usulsüzlükleri artık ekspertiz şirketleri yapmaktadır.
Kaza yapanlara hızla ulaşarak tazminat süreçlerini üstlenme teklifinde bulunan ekspertiz şirketlerinin kullandığı yönetmeler ise usulsüzlük ve kandırmaca üzerine kurulu. Mağdurların iletişim bilgilerini hukuka aykırı bir şekilde elde eden şirketler hakkında çok sayıda şikayet var.
Kaza tutanakları sayesinde kişisel verilere ulaşan söz konusu şirketlerin "kendilerine vekaletname verilmesi halinde sigorta şirketlerinden değer kaybı tazminatı alacaklarını" söyleyerek kandırdıkları mağdurlar üzerinden tazminatın büyük kısmını kendilerine ayırdıkları biliniyor.
Öte yandan yasaya aykırı şekilde kişisel verileri elde eden şirketlere yönelik açılan davalar ve alınan tazminatlar da söz konusu.
Kişisel verilerinin hukuksuzca elde edildiğini belirterek KVKK'ye başvuran bazı kazazedelerin hukuk mücadelesi sayesinde söz konusu şirketlere idari para cezaları da kesiliyor.
KVKK NEDİR?
Türk Ceza Kanunu 136. maddesine göre 'kişisel verileri hukuka aykırı olarak bir başkasına yayan veya ele geçiren kişi' 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası alır. Ayrıca, veri güvenliği yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere 2024 yılı itibarıyla 141 bin 934 lira ile 9 milyon 463 bin 213 lira arasında değişen idari para cezaları uygulanır.