İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi'nin raporuna göre Ekim 2024'te 2'si Diyarbakır'da 164 işçi, para kazanmak, ailesini geçindirmek, hayallerinin peşinden koşmak isterken hayatını kaybetti.
En çok iş kazalarının yaşandığı sektör yine inşaat. Yüksekten düşmeler, ezilmeler, göçükler...Adeta ölüme davetiye çıkarıyor bu sektör! Peki neden? Cevap basit: Güvencesiz çalışma! Uzun mesailer, eksik iş güvenliği önlemleri, sendikasızlaştırma...İşçiler, karın tokluğuna, güvencesiz koşullarda çalıştırılıyor ve hayatları hiçe sayılıyor.
ÇOCUK İŞÇİLER DE KABUSUN BİR PARÇASI
Ekim ayında ölen 164 kişiden 4'ü çocuk işçi. Çocuklar okula gitmek, oyun oynamak yerine inşaatlarda, fabrikalarda çalışmaya zorlanıyor. Yılın ilk on ayında ölen çocuk işçi sayısı 61'e ulaştı.
Göçmen işçiler de ne yazık ki bu acı tablonun bir parçası. Ekim ayında 18 göçmen işçi hayatını kaybetti. Dilini bilmedikleri, haklarını savunamadıkları için daha da zor şartlarda çalıştırılıyorlar.
Maaşları açlık sınırının altında kalan emeklilerimiz de çalışmak zorunda kalıyor ve iş kazalarına kurban gidiyor. Ekim ayında ölen her üç işçiden biri emekliydi. Emeklilik hayalleri, güvencesiz çalışma koşullarında can veriyor.
Ne Yapmalı?
Peki bu duruma nasıl ''dur'' diyeceğiz? İSİG Meclisi'nin de belirttiği gibi; insanca yaşanabilir ücretler, güvenceli çalışma koşulları, sendikal örgütlenme hakkı, iş kazalarının sorumlularının cezalandırılması şart!
Her iş kazasında yaşanan ölümler bir insanlık suçudur!