Bu önemli şehir Ziya Gökalp, Süleyman Nazif, Cahit Sıtkı Tarancı, Ali Emiri gibi meşhur şair ve ilim adamlarını yetiştirdi.
Muslihiddin-i Lari, Bıyıklı Mehmed Paşa ve Özdemir oğlu Osman Paşa gibi tarihçi ve tarih yapanları da yetiştirip bağrına basan Diyarbakır’ın tarihini, folklorunu, anane ve geleneklerini araştırdı ve yazdı.
Tarihinden bahsedilirken, Diyarbakır kadar söze efsanelerin, mitlerin, söylentilerin karışacağı bir şehir daha bulmak zordur.
Çok eski tarihlere dayanan varlığı olduğu kadar, insanlarının sözlü bir kültüre bağlanan yaşantılarından da kaynaklanan bu özelliği, şehre kimi noktalarda belirgin bir güç, bir heybet atfeder.
Sözlü kadim bir kültüre, yazının olanaklarıyla bir karşılık bulma hevesi, Diyarbakır’ı tarihin sisleri arasından, bütün belirsizliklerinden ikna edercesine açığa çıkardı.
Kendisine Diyarbakır’ın yazarı ve araştırmacısı diyebiliriz.
Eserleri Türk edebiyatı araştırmalarının temel kaynakları arasında yer almıştır.
"İkinci Ali Emirî" olarak anılır. Araştırmacı ve halkbilimci kimliğiyle tanınır.
Ne şehir Tükenir Ne De Onu Kelimelere Geçirme Azmi
Diyarbakır’da başlayıp süren, Diyarbakır’la kalmayıp, Ankara’ya yerleştiği senelerde de devam eden, bütün bu özverisini detaylarıyla, samimiyetle anlatan. Diyarbakır ve bölgenin yabancılar için öteden beri “Yasak Bölge” olmasını hiçbir koşulda kabullenmeyen ve bu kaderi tersine çevirme yanlısı büyük bir kültürel ve yaşamsal çaba gösterdi.
Tüm bunları eserleriyle birlikte ilim alemine tanıtan ve “Hatta ki bu can bu tende oldukça seni yazacağım“ diyen, ömrünü Diyarbakır’a adadı diyebileceğimiz bu araştırmacı yazar Dr. Şevket Beysanoğlu'dur.
Bu değerli yazarın, yani Diyarbakır’ın yazarı ve araştırmacısı Şevket Beysanoğlu’nun hayatı, eserleri ve Diyarbakır’a olan katkılarını araştırdım.?
İşte, ömrünü Diyarbakır kültür ve edebiyatına adayan Dr. Şevket Beysanğlu’nun hikayesi..
Devam Edecek (Beysanoğlu Kimdir)