Amedspor'daki takım ruhu eksikliği ve Play Off yolunda kaybedilen puanları Psikolojik danışman Dr. Mücahit Akkaya, CEGA Medya için yazdı.
Play Off yolunda hem evinde hem deplasmanda beraberlik rekorları kıran Amedspor'da keyifler kaçtı. Cumartesi günü oynayacağı Şanlıurfaspor maçı hazırlıklarına Manisa'da devam eden Amedspor'u, Sporda Psikolojik Performans Danışmanı Dr. Mücahit Akkaya'nın gözüyle paylaşıyoruz. Akkaya'nın değerlendirmeleri şöyle;
Amedspor son beş günde oynadığı iki maçta da sahadan beraberlikle ayrılarak play-off yarışında önemli bir dört puandan oldu. Amedspor’un oynadığı maçlarda rakiplerine zaman zaman oyun olarak üstünlük kurmasına rağmen skor olarak üstünlük kuramaması puan cetvelinde ilk yedi sıra arasına girememesine yol açtı. Amedspor’un oynadığı maçlarda hakemlerin verdiği hatalı kararlar tartışma yaratırken, Amedspor’un ligde lehine en az penaltı verilen kulüp olması, lehine verilebilecek kırmızı kartların ise, verilmemesi dikkat çeken yönlerdir.
Bununla birlikte bu yazının asıl yazılma amacı olan ve yazının bağlamını oluşturan sporda psikolojik performans danışmanlığı açısından ise, saha içinde futbolcuların vücut dilinin nasıl olduğu ve takım olgusuna sahip olup olmadıkları ele alınacaktır. Futbolcuların sahada birliktelik ruhuyla hareket edip etmedikleri, birbirleri için sahada savaşıp savaşmadıkları, saha içindeki davranışlarından kolayca anlaşılabilir. Özellikle hatalı kararlardan sonra futbolcuların o an hatalı kararlara gösterdikleri reaksiyonlar, maçın öneminin ne kadar farkında olduklarını göstermekle birlikte müsabakanın hakeminin de hatalı düdükleri kolayca çalmasını engelleyebilmektedir.
Söz gelimi ligin ikinci yarısında İstanbulspor deplasmanında oynanan ve ev sahibi kulüp lehine 1-0 tamamlanan maçta, Amedspor kaptanı Ömer Bayram’a rakip takım futbolcusu Krstovski tarafından yapılan sert müdahale sonucunda müsabakanın hakemi Krstovski’ye sarı kart bile göstermemiştir. Benzer pozisyonların kırmızı kartla cezalandırıldığı göz önünde bulundurulduğunda ve faulün yapıldığı sırada maçın 0-0 olması ve dakikanın 28’i göstermesi pozisyonun önemini gözler önüne sürerken; Ömer Bayram yerde acı içinde kıvranırken hakemin yanına herhangi bir Amedspor futbolcusu gitmemiştir. Benzer durumdaki birçok Süper Lig ve Trendyol 1. Lig maçında faule maruz kalan oyuncunun takım arkadaşları oyunu durdurup hakemin önünde toplanmakta pozisyonun VAR tarafından izlenmesini ve VAR müdahalesinin gerçekleştirilmesini sağlamıştır.
Hakemlerin de insan olduğu unutulmamalıdır. Tepki görmeyen hatalı kararlar, hakemlerin kendilerini doğrulama eğilimini güçlendirebilir. Amedspor’un bu anlamda sahada yeterince reaksiyon göstermemesi hem hakem kararlarında hem de rakiplerin yaklaşımında dezavantaj yaratıyor. Özellikle fiziksel temasın yoğun olduğu maçlarda, bu pasiflik rakip takımların agresif oyununu cesaretlendirebiliyor. Futbolcuların saha içinde verilen kararlara duyarlı olması, maçı iyi takip etmeleri ve birbirleri için savaştıklarını göstermeleri gerekmektedir. Benzer bir durum Iğdırspor ile oynanan maçta da yaşandı. Amedspor kalecisi Erce oyunu hızlıca başlatmak üzereyken, Iğdırsporlu oyuncu Thuram kale sahası içinde engelleyici bir harekette bulundu. Bu pozisyon net bir şekilde sarı kartı gerektirmesine rağmen, sahadaki hiçbir Amedspor oyuncusu hakeme itiraz ederek pozisyonu hatırlatmadı. Bu, takımın maçın içinde ne derece var olduğunu sorgulatan bir başka örnektir.
Burada her pozisyon sonrası hakemin üzerine yürüyen, gereksiz yere itiraz eden oyuncu tipinden bahsetmiyorum. Kastettiğim; oyunun ruhunu hisseden, takım arkadaşı için savaşan ve bariz hatalara karşı birlikte durabilen bir oyuncu grubudur.
Amedspor’un özellikle iç saha maçlarında, taraftar desteğini de arkasına alarak daha istekli, mücadeleci ve agresif bir oyun kimliği sergilemesi gerekiyor. Takım, hakemin kararlarına karşı ortak bir refleks geliştirebilir ve en azından VAR müdahalesini gerektirecek pozisyonlarda hakemi doğru karar almaya zorlayabilir. Her ne kadar Manisa FK karşısında 2-0 öne geçilen maçın 2-2 sonuçlanmasıyla Play-Off umutları yara almış olsa da, Amedspor’un önünde hâlâ beş maç ve alınabilecek 15 puan var. Sahada birbiri için savaşan, mücadele eden ve rakibi oyunuyla yıldıran bir takım kimliğiyle bu hedef hâlâ ulaşılabilir durumda.
