Genel

Şahmeran'ı bir de böyle okuyun

Abone Ol

Anadolu'da binlerce yıldır anlatılan ve lokman hekime tüm hekimlik bilgilerini verdiği söylenen Şahmeran ile ilgili efsanelerin bir de bu şeklini okuyun.

Anadolu zengin bir kültüre sahiptir. Folklorunda önemli yer edinen mitolojik hayvanlar arasında en çok saygı duyulanların başında yılan gelmektedir. Yılanlarla ilgili anlatılanlar, Anadolu’da Şahmeran efsaneleriyle varlık bulmuş ve mitolojik bir simge halinde günümüze kadar gelmiştir.

Hint, İran, Yunan, İbrani ve Arap kaynaklarından izler taşıyan Şahmeran efsaneleri Anadolu insanının günlük yaşantısını etkileyerek hayatın içine girmiş ve halk inanışlarında önemli bir yer edinmiştir.

Mitlerde kimi zaman kadın, kimi zaman erkek olarak karşımıza çıkan yılan, başta yaşam ve ölüm, hastalık ve şifa, iyilik ve kötülük olmak üzere birçok gizli güçlere ve sırlara sahip olmuştur. 

Sümerler’in yaratılış mitlerinde gökyüzü ve yeryüzü tanrılarını yaratan Lakmu ile Lakamu, biri erkek biri dişi yılan olarak geçmektedir.

Kem gözlerden korunmak için Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da genç kızların çeyizlerine Şahmeran işlemelerinin konulması gelenek halini almıştır. Yeni
evlenen çiftler de şahmeran resmini evlerine asarak bereketin evlerine geleceğine inanırlar.

Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi'nde, öğretim görevlileri  Sultan Sökmen ve Zeynep Balkanal tarafından şahmeran ile ilgili yapılan çalışmaya yer verildi. 

ŞAHMARAN İLE İLGİLİ3 AYRI HİKAYE

Odunculukla geçimini sağlayan Camsab bir gün ormanda içi bal dolu bir kuyubulur. Camsab, balı çıkarması için arkadaşları tarafından kuyuya indirilir ve kuyuda bırakılır.

kuyunun içinde bir tahtta oturan üst tarafı insan alt tarafı yılanşekl inde olan ve insan gibi konuşan Şahmeran ile karşılaşan Camsab kendisinin
bırakılmasını ister. Şahmeran, ölümünün bir insan elinden olacağını, eğer kendisini bırakırsa yerinin insanoğlu tarafından hemen bulunabileceğini söyleyerek Camsab’ın gitmesine izin vermek istemez. Ancak ısrarlara dayanamayan Şahmeran, yerini kimseye söylememesi şartıyla Camsab’ı evine gönderir.

Bu sırada hastalanan padişahının iyileşebilmesi için hekimler tarafından Şahmeranın etinin yenilmesi önerilir. Bunun üzerine Şahmeran’ın yerini bulana
büyük vaatlerde bulunulur ancak bulan kimse ortaya çıkmaz. 

Vezir, Şahmeran’ı gören kişinin sırtının yılan derisi gibi pul pul olduğunu padişaha söyleyince, padişah herkesin hamama gelerek yıkanması emrini verir. Camsab Şahmeran’a söz verdiği için hamama gitmek istemese de zorla götürülür. 

Camsab’ın sırtının yılan derisi gibi olduğu görülünce, kendisinden zorla Şahmeran’ın yerini öğrenirler. Şahmeran kaderini bildiği için karşı koymaz ve Camsab’a ölümünden sonra etini kaynatarak ilk suyu vezire, ikincisini padişaha içirmesini, üçüncüsünü de kendisinin içmesini tembihler. 

Şahmeran, hamama götürülerek burada öldürülür ve eti kaynatılır. Vezir ilk suyu Camsab’ın içmesini ister. Camsab, Şahmeran’ın dediklerini yaparak ilk
suyu vezire verir. Vezir, bunu içer içmez ölür. İkinci suyu içen padişah iyileşir, üçüncüsünü içen Camsab ise aklı ve zekâsı daha da güçlenip padişaha baş vezir olur.

LOKMAN HEKİME ÖLÜMSÜZLÜK OTUNU FISILDADI

Resim: Kars Ani'de yapılan kazılarda bulunan Ortaçağ'a ait taşa yontulmuş Şahmeran

Odunculuk yapan Lokman bir gün evine dönerken yolun ormanlık tarafından bir inilti duyar. Sesin geldiği yöne doğru gittiğinde burada üst tarafı insan alt
tarafı yılan olan bir yaratığın yaralı olduğunu görür. Korkup geri döner. Şahmeran, korkmamasını, kendisine yardım etmesini, bu iyiliğinin karşılığını bir
gün mutlaka alacağını söylemesi üzerine yardım eder. Lokman'ın yardımıyla şahmeran kısa sürede iyileşir ve gördüklerini kimseye anlatmaması konusunda söz ister. Şahmeran ilaçların nasıl hazırlandığını Lokman’a tek tek anlatır. Lokman evine döndükten sonra bambaşka bir insan olur, bütün zamanını okuyup yazmaya, yeni şeyler öğrenmeye ayırır.

Aradan uzun bir zaman geçer. Şahmeran, sarayındaki billur suda çevrenin güzelliklerini izlerken Tarsus padişahının kızını görür ve hemen ve aşık olur. 

Günün birinde kızın hamama götürüldüğünü anlayınca onu daha yakından izleyebilmek için kendisi de gizlice hamama gider. Ancak hamamda kızın hizmetkârları tarafından fark edilerek göbek taşı üzerinde öldürülür. 

Şahmeran’ın öldürüldüğünü öğrenen Lokman Hekim, hemen hamama gelir. O sırada Tarsus padişahının hastalandığını, müneccim başının baktığı fallardan padişahın ancak Şahmeranın etinin suyundan içerse iyileşebileceği haberini duyar. Vezir, Şahmeran’ın olağanüstü güçlerini bildiği için padişah için gerekli ilacı kendisi hazırlamak ister, ancak asıl amacı zehirli kısmın suyunu padişaha içirmek, sonra da padişahın kızıyla evlenerek Tarsus’a hükmetmektir.

Lokman da ilacı kendisi hazırlamak ister, sonunda bu görev padişah tarafından Lokman’a verilir. Lokman, Şahmeran’ın daha önceden kendisine anlattığı gibi cansız gövdeyi üçe böler, her parçayı ayrı ayrı kaynatır. Bu parçalar kaynarken her biri hangi hastalığa iyi geleceğini söylemeye başlar. Bu sırada vezir gelerek, insanlara olağanüstü güçler veren parçanın suyunu
ister.

Lokman, vezirin kötü niyetini anlar ve ona kuyruk suyundan verir. Vezir, bunu içer içmez ölür. Gövdenin suyunu kendisi içer, baş kısmının suyunu padişaha içirerek onun iyileşmesini sağlar.

ÖLÜMSÜZLÜK İLACININ YAZILDIĞI DEFTER SUYA DÜŞER

Lokman, saraydan ayrılıp kırlarda dolaşırken birden çiçeklerin, bitkilerin dile geldiğini ve hangi hastalığa iyi geldiklerini söylemeye başladıklarını duyar. Lokman, bütün bunları defterine geçirince dönemin en iyi hekimi olur.

Lokman, gün gelir ''ecele derman'' otunu bulur. Allah, Cebrail'i (A.S.)göndererek bu işe mani olmasını ister. Lokman, otu alıp giderken, bir köprü üzerinde . Cebrail (A.S.) Lokman’a bir soru sorar. Soruya Lokman’ın cevap vermesi üzerine kanadı ile deftere vurarak defteri suya düşürür. Lokman defteri bulamaz. Defterin sadece birkaç sayfasını bir arpa tarlasında bulur. Bu sebeple, arpanın şifalı olduğuna inanılır. 

MARDİN EFSANESİ

Vezirin oğlu arkadaşları tarafından çölde bir kuyuya atılır. Kendi çabasıyla kuyudan çıkmaya çalışır, bir deliği genişletip içine girer ve orada uyuyakalır.
Uyandığında tahttaki Şahmeran’ı görür. Yarı insan yarı yılan olan Şahmeran yanına gelir ve sorar. ''Bizim yerimizi nasıl buldun'' der. O’da ona yapılan ihaneti anlatır.

Şahmeran, ''bu ejderhaları bıraksam seni parçalarlar'' der. Vezirin oğlu Şahmeran’a yalvarmaya başlar. Şahmeran ondan yerini kimseye söylemeyeceğine dair söz alır ve onu serbest bırakır. Ülkesine dönen Vezirin oğlu hükümdarın hasta olduğunu duyar. Hükümdar, kendini kurtarana hem kızını verecek hem de onu vezir yapacaktır. 

Hekimler toplanır ve Şahmeran’ın etinden önerilir. Böylece padişahın şifa bulacağını söylerler. Vezirin oğlu kendi çıkarı için yerini kimseye söylemeyeceğine dair söz verdiği halde padişahın adamlarına Şahmeran’ın yerini söyler. Padişaha Şahmeran’ın etinden yedirilince padişah şifa bulur. 

ETİMOLOJİSİ

Efsaneye göre Anadolu'da yaşadığı düşünülen yılan gövdeli kadın Şahmeran ya da Şahmaranîn anlamı Farsça'da yılanların şahı lolarak geçer. Kürtçe: şahmaran; Tatarca: Şahmara.

Türk-İran-Irak-Kürt ve Anadolu mitolojilerinde Şahmeran'ın, rastlanan akıllı ve iyicil olarak tanımlanan bellerinden aşağısı yılan, üstü ise insan şeklindeki Maran adı verilen doğaüstü yaratıkların başında bulunan ve hiç yaşlanmayan, ölünce ruhunun kızına geçtiğine inanılır.

Şahmeran sözcüğü, Farsça şah ve mârân (yılanlar) kelimelerinin birleşmesiyle meydana gelmiştir. Her ne kadar "şah", erkekler için kullanılan bir unvansa da Şahmeran'a ilişkin tüm efsanevi kayıtlarda ve Şahmeran efsanelerine özgü tüm betimlemelerde varlık dişidir.

Haber / Eyup Kaçar