Diyarbakır Baro Başkanı Abdulkadir Güleç ve çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi de açıklamaya katıldı.
Dernek Başkan Yardımcısı Dilek Akyapı, “Dünya, özelde Ortadoğu ve Türkiye, tarihin en çalkantılı dönemlerinden birini yaşıyor. Kapitalizmin derinleştirdiği gelir eşitsizlikleri, iklim krizinin tetiklediği çevresel felaketler ve savaşların yarattığı kitlesel göçler, toplumları temel haklarından mahrum bırakıyor. Her gün milyonlarca insan, savaş ve yoksulluğun getirdiği adaletsizliklerle mücadele ediyor ve insanca bir yaşamın en temel gerekliliklerinden bile uzaklaştırılıyor” dedi.
Yaşanan çatışmaların halklar arasındaki güveni, barışı ve sosyal dokuyu tahrip ettiğine dikkati çeken Akyapı, "Yaşanılan çoklu krizler, toplumları sessizliğe mahkûm ederek hak arama mücadelesini bastırmaya çalışıyor. Bu zorlu sürecin üstesinden gelmenin yolu, yalnızca bireysel çabalardan değil, toplumların ortak mücadelesinden geçiyor. İşte tam bu noktada, sivil toplum örgütleri, adalet ve eşitlik arayışının en güçlü savunucuları ve toplumsal değişimin temel aktörleri olarak devreye giriyor. Sivil toplum örgütlerinin yerelde yarattığı etki, küresel bir güç doğuruyor ve adil, sürdürülebilir bir dünya kurma çabasında vazgeçilmez bir rol oynuyor" diye konuştu.
'HUKUKİ BİLİNÇLENDİRME ÇALIŞMASI YAPILACAK'
Akyapı, şunları söyledi: "Bu bağlamda, Toplumsal Barış ve Diyalog Derneği olarak bizler, toplumsal çatışmaların ve krizlerin üstesinden gelmek için barış, diyalog ve dayanışma mekanizmalarını geliştirmeye kararlıyız. Amacımız, toplumun her kesiminin politik ve demokratik süreçlere eşit katılımını sağlamak, farklı kimlik ve grupların birbirini anlaması için bir iletişim köprüsü kurmaktır. Toplumda ayrımcılığa maruz kalanlarla yan yana durarak onların sesi olmaya, sorunlara birlikte çözüm üretmeye ve yalnız olmadığımızı hissettirme çabasında olacağız. Sivil toplumun gücünü barış mücadelesine taşıyarak, toplumun farklı kesimlerini bir araya getirmeyi ve özgürce örgütlenme, sesini duyurma ve hak mücadelesi verme hakkını savunmayı, demokrasiye olan inancımızın bir gereği olarak görüyoruz. Bu doğrultuda, toplumsal hakikatin bilinmesi ve bu bilincin yayılması için hak ihlallerine karşı hukuki destek sunacak, insan hakları ihlallerini belgeleyip doğrulayarak kamuoyuna sunacağız. Hukuki bilinçlendirme çalışmalarımız, bireysel adalet arayışının ötesinde, toplumsal adalet ve hesap verebilirlik mücadelesinin bir parçası olacaktır.”
‘YAŞAM EŞİT BİR BİÇİMDE YER ALMALI’
Kadınların yaşadıkları sorunlara da dikkati çeken Akyapı, "Kadınların toplumsal yaşamda eşit bir biçimde yer alması, özgür ve bağımsız bireyler olarak varlık göstermesi, demokratik ve sürdürülebilir bir toplum için vazgeçilmezdir. Topluma ve doğaya duyduğumuz saygı, insanlık mirasını sürdürülebilir bir yaklaşımla koruma sorumluluğunu da beraberinde getirir. Sermayenin sınırsız büyüme hırsıyla oluşan ekolojik tahribat, iklim krizini derinleştirerek tüm canlıların yaşamını tehdit etmektedir. Bu nedenle, doğayı ve ekosistemleri korumak adına çevresel adaleti sağlama hedefiyle dayanışma ve iş birliği zeminleri oluşturacağız. Bu motivasyon ile, tüm çalışmalarımızda toplumsal cinsiyet eşitliği ve iklim adaleti temelli bir yaklaşımı esas alacağız” ifadelerini kullandı.
‘AYRIMCILIĞA KARŞI MÜCADELE EDECEĞİZ’
Dernek olarak ayrımcılığa uğrayan grupların yanında olduklarını ifade eden Akyapı, “Tüm toplum kesimleriyle birlikte, eşit, adil ve demokratik bir yaşam için her türlü haksızlığa, ayrımcılığa ve baskıya karşı mücadelemizi büyütmeye kararlıyız. Bugün burada başlattığımız bu yolculuk, sömürünün, adaletsizliğin ve eşitsizliğin olmadığı bir toplum hayali içindir. Dayanışma ile barışa, barışla eşitliğe ve eşitlikle özgürlüğe" ifadelerini kullandı.