Türkiye'nin yerel yönetimlerinde yaşanan değişim, sadece tabelaların değişmesiyle sınırlı değil.
Seçimlerin ardından ortaya çıkan skandallar, adalet ve dürüstlük gibi temel değerlerin nasıl göz ardı edildiğini gözler önüne seriyor.
Bir belediye başkanının seçilmemesi üzerine iftar çadırını kapatması gibi utanç verici olaylar, siyaset sahnesindeki ikiyüzlülüğün bir yansıması. Bu, sadece bir örnek.
Seçimlerin hemen ardından trilyonlarca liralık ihalelerin açılması, yeni seçilenlerin bankamatik memurlarını işten çıkaracağı düşüncesiyle sadece ayda bir bankamatiklere uğrayarak maaşlarını alan kesime tazminatlarını ödemesi gibi uygulamalar da toplumda adalet ve dürüstlük kaygılarını arttırıyor.
Daha da vahimi, bu tür uygulamaları yapanların adalet, eşitlik ve kardeşlik gibi söylemleri dillerinden düşürmemesi. İronik değil mi? Sahip oldukları makam ve güç, açgözlülükleri için kullanılıyor, ardından da halkın gözlerinin içine baka baka "halk için çalışıyoruz" diyorlar.
Bir belediye başkanının bilinen yüzlerce dairesi olduğunu öğrenmek, yıllarca çalışsa da edinemeyeceği mal varlığına sahip olduğunu görmek ve bunun üzerine "Mülk Allahındır" gibi klişe bir yanıt almak, toplumun nezdindeki güveni yerle bir ediyor.
Geçmişteki kayyım belediyelerinin yaşadığı skandallar da unutulmamalı. Diyarbakır'da bir kayyımın makam odasının yanındaki odayı hamam yapması, yapılan harcamalar, trilyonlarca liralık çerez ve tatlı alımları... Bunlar, adalet, ahlak ve vicdanın nasıl çöktüğünün canlı kanıtları.
Peki, ne yapmalı? Yeni seçilen belediye başkanları ilk iş olarak geçmiş harcamaları ve işlemleri kamuoyuyla paylaşmalıdır. Ayrıca, kendi yaptıkları harcamaları da düzenli olarak paylaşarak toplumu bilgilendirmeliler.
Şeffaflık, toplumla siyasetçiler arasındaki güvenin temelidir. Artık gölgelerde kalmış uygulamaların yerini açık ve hesap verebilir bir yönetim anlayışının alması gerekiyor.
Ancak unutulmamalı ki, bu değişim sadece siyasetçilerden beklenen bir şey değil. Toplumun da bu sürecin bir parçası olması ve hesap sorması gerekiyor. Çünkü demokrasinin temeli, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetimdir.