Doğa harikalarından biri olan İpek böceği, kozasını örmek için 300 bin kez dönüyor ve ilk ağırlığının 10 bin katına çıkıyor.

Doğa sürekli mucizelerle dolu bir yaşam döngüsüne sahip. Çevreye baktığımızda doğa harikası diyebileceğimiz birçok şeyi görürüz. Bunlardan biri de ipek böcekleridir. Yaşam öyküsüne baktığınızda adeta bir mucizeye tanıklık edersiniz.

Minik yumurtalardan başlayan yaşam döngüsü ördüğü kozanın içinde bir kelebeğe dönüşünceye değin pek çok başkalaşımları içeriyor.

YAŞAM DÖNGÜSÜ 

Dünya doğasının zarif mucizelerinden biri olan ipek böceğinin yaşam döngüsü, büyüleyici bir hikayeye sahip. İpek böceği, öncelikle yumurtadan çıkan minik bir tırtıl olarak başlar. Ancak şaşırtıcı bir hızla büyüyerek, beslenme sürecini tamamladıktan sonra kendini muazzam bir dönüşüme hazırlar. İşte bu dönüşümün anahtarı, incecik ipek liflerle ördüğü muhteşem bir koza ile gerçekleşir.

ÖRDÜKLERİ KOZALARI SONLARI OLUYOR

Milyonlarca yıldır yeryüzünün bilinen en sağlam ipliğini üreten ipekböcekleri, tırtıl halindeyken, büyümeyle derisi yırtılır. İlk ağırlığının 10.000 katına ulaşır. Değişim hazırlıklarına başlar ve içine girmek için çok fazla besin tüketir. Daha sonra da tırtıl koza adı verilen yeni oluşturduğu tabakaya kendini hapseder.

Ağırlığı 3 gram olan koza, zamanla yumuşaklığını kaybederek sertleşmeye başlar. 

300 BİN KEZ DÖNEREK KOZAYI OLUŞTURUYOR

Bilimsel adı ''krizalit'' olan koza, İpek böceği tarafından 3 ile 8 gün arasında tamamlanıyor. İpek böceği kozasını oluşturmak için yaklaşık 300 bin kez dönüyor. 

Yaklaşık 15 günlük sürede kanatları oluşan ve kelebek olan ipek böceği, bu değişimi tamamladıktan sonra kozayı delerek doğaya uçuyor. Ancak, ipekböceği tarafından bu delinme işlemi olmadan kozalar toplanarak kazanlardaki 80 derecelik suya atılır. 

Kozaların haşlanma ihtiyacı üzerine yoğunlaşan eleştiriler, doğal yaşamın ve hayvan haklarının korunması adına önemli bir mesele olarak karşımıza çıkarken, üreticiler de bu işlem yapılmadan ipeğin elde edilemeyeceğini savunuyor.

BİR KOZADAN BİN 500 METRELİK İPEK

Kazanlarda haşlanan kozaların bir ucu bulunarak örme aletleriyle sarılmaya başlanıyor. Bazı kozalardan bin 500 metreye kadar ham ipek elde edildiği bildirildi.

DİYARBAKIR'DAN İSTANBUL'A İPEK

İpek böceğinin koza örme yeteneği, sadece doğanın bir armağanı değil, aynı zamanda insanlar için önemli bir kaynak olmuştur. 

Özellikle, tarih boyunca Diyarbakır gibi önemli ipek üretim merkezlerinde bu değerli lifler, dokumacılıktan endüstriyel uygulamalara kadar geniş bir yelpazede kullanılmıştır. Ancak, bu geleneksel sanatın arkasındaki süreçlerin yeniden değerlendirilmesi gerektiği fikri, günümüzde giderek daha fazla önem kazanıyor.

Diyarbakır, ipek üretimindeki uzmanlığıyla tanınmış ve hatta İstanbul'a kadar uzanan tedarik zincirleriyle saraya ipek kumaşlar sağlamıştır. 

M.Ö. 2600'E KADAR UZANAN SÜREÇ

Örme süreci sadece bir sanat değil, aynı zamanda doğanın insanlığa sunduğu bir mucize olan kozadan sağlanan ipek, tarih boyunca pek çok alanda kullanılan önemli bir malzeme olmuştur.

İpekböceği ilk defa M.Ö. 2600 yılında Çin'de beslemeye alınmıştır. Bu böceğin yumurtaları bir yıl uyuyarak canlanmayı bekler, yeni doğanlar ise kısa sürede ilk ağırlığının 10.000 katına çıkarak mucizevi bir gelişim gösterir.

TIRTILLARIN YAPISI

İpek Larva Haberi̇çi̇

Tırtılın vücudu 12 boğumdan ibarettir. Vücutların yanlarında hava delikleri bulunur. Son boğumlarda yürümeyi sağlayan 5 çift ayak, ön boğumlarda ise tutunmaya yarayan 3 çift ayak bulunur. 

Bu böceğin dişisi 200-500 yumurta bıraktıktan sonra ölür. Yumurtalardan çıkan minik tırtıllar dut yaprağıyla beslenir. 

Çok obur olduklarından çabuk gelişirler. Bir ay (25-35 gün) içinde dört defa deri değiştirir ve 8-9 santimetreye ulaşarak koza örecek duruma gelirler. Bu zaman zarfında 100 tırtıl 40 kilogram dut yaprağı tüketir.

Editör: NAZMİ KAHRAMAN