Hatice (69) ve emekli Astsubay Fazlı Yazan (72) çifti, 2018 yılından beri aralıklarla karavanlarıyla seyahat ediyor. Ege, Marmara, Karadeniz’den sonra rotalarını Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya çeviren Yazan çifti, geçtiğimiz hafta perşembe günü Kırıkkale’den yola çıkarak, Kayseri, Sivas, Malatya ve Elazığ'ın ardından dün Diyarbakır’a geldi. Yazan çifti, geceyi tarihi Sur ilçesinde yapılan restorasyon çalışmalarıyla inanç ve kültür turizmine kazandırılan İçkale Müze Kompleksi’nde Hz. Süleyman Camii ve 27 Sahabe Türbesi'nin yanında geçirdi.

Karavan Tur

Hatice Yazan, 2018’den beri senede en az iki kere geziye çıktıklarını, hemen hemen Türkiye’nin her yerini gezdiklerini söyledi. Bir tek Doğu Anadolu'nun kaldığını belirten Yazan, bu sene de doğuyu gezip, doğu ile devam ettirmeyi düşündüklerini ifade etti. Geçen perşembe günü Kırıkkale’den yola çıktıklarını, Kayseri, Malatya, Kayseri’de Pınarbaşı'nı gezdiklerini, Malatya’da Gürün’e gittiklerini anlatan Yazan, Gürün’ün görülecek her yerini gördüklerini söyledi. Hatice Yazan, “Malatya’nın içinde kaldık. Bir gece Elazığ Hazar’da kaldık. Dün de buraya geldik, biraz gezdik. Eğil’e peygamberler kabrine gittik. Gece kalacak yer burayı söylediler. Geldik, burada kaldık. Diyarbakır’da surların içindeyiz, Hz. Süleyman Camii’nde sahabelerin yanındayız. İki oğlumuz var. Biri Almanya’da, biri Kırıkkale’de. Almanya’da 4 torunumuz var. Kırıkkale’de de üçüzlerim var” dedi.

Bugün Mardin’e gitmeyi düşündüklerini aktaran Yazan, “Oradan Midyat, Batman, Siirt, Bitlis, Van Gölü’nü komple gezmeyi düşünüyoruz. Oradan dönmeye başlayacağız. Sivas üzerinden Kırıkkale’ye gideceğiz. Karavan hayatını seven bir insanım. Karavanda yaşamak için bayanın istemesi lazım. Çünkü erkek ancak şoförlüğünü yapar. Kadın karavanın içini düzenler. Karavan hayatı 20 metrelik bir yerde yaşamaktır. Ben sevdiğim için bize güzel geliyor. Seviyoruz, beğendiğimiz yerde kalıyoruz” dedi.

Bu zamana kadar Marmara, Ege, Karadeniz, Güneydoğu Anadolu'yu gezdiklerini dile getiren Yazan, “Diyarbakır, en çok sevdiğim şehirlerden birisidir. Daha önce de iki kere geldim, bu üçüncü gelişim. Diyarbakır şehir merkezi de çok güzel, surlar çok güzel. Özelikle manevi açıdan burası çok güzel” diye konuştu.

Diyarbakır’a daha önceki gelişlerinde iki güzel olay yaşadıklarını anlatan Fazlı Yazan ise, “İlk geldiğimizde karpuz dönemiydi. Yolda karpuzcunun birinde durduk. Karpuz alacağız, kardeşim dedi ki, ‘Ağabey, karpuzlarım biraz bayat.’ Ki, bu adam karpuz satıyor. Bizim için çok değişik oldu. Bayat diye karpuzunu vermedi, 'Git şuradan al' denildi. İkincisi, arabanın o zaman tekeri çizilmişti. Tekeri değiştirmek için lastikçiye gittik. Lastikçinin söylediği şey, ‘Ağabey, bununla çok gidersin. Çünkü hiçbir şeye değmemiş, sadece kenarı çizilmiş.’ Halbuki istese değiştirebilir, parasını alabilir. Bir de öyle bir güzellik yaşadık. Diyarbakır’a ithaf ediyorum; Allah razı olsun, dönüş yok, aldığın nefesin tekrarı yok. Meşru ölçüler içerisinde en güzelini değerlendirsinler. Bu mesajımız bütün insanlara” şeklinde konuştu.