Bu gün kutlanan 24 Kasım Öğretmenler günü nedeniyle bir çok kişi öğretmeniyle ilgili paylaşım yaparken, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Cenap Ekinci, X hesabından ilk öğretmeni ile yaşadıklarını ve öğretmenini 40 yıl sonra nasıl bulduğunu paylaştı.
Ekinci, 1977 yılında Diyarbakır’ın Çınar ilçesinin ücra bir köyünde ilkokula başladığını, yıkık dökük okulun, okula başladığı sene onarıldığını ve yıllar sonra öğretmen atandığını belirtti.

“EVET DIŞINDA BİLDİĞİM TEK KELİME TÜRKÇE YOKTU”

Okula başlarken, “"Evet"demek dışında bildiğim tek Türkçe kelime yoktu" diyen Ekinci, hatıralarını şu sözlerle dile getirdi:
"Mersin'den gelen idealist  bekar bir öğretmen, taş yapılı tek derslikli sınıfta kimlik kaydı olmayan ilkokul birinci sınıfı öğrencilerine diğer 4 sınıf  öğrencileri ile beraber ders veriyordu. Türk kelimesini, Atatürk'ü, Türkiye haritasını, Milli marşı ilk defa orada duydum” 
 

ÖGRETMENİMİZ ‘TÜRKEŞ’Çİ İDİ” AMA NE OLDĞUNU SONRADAN ÖĞRENDİK”

Prof.Dr.Cenap Ekinci, öğretmeninin, “Türkeşçi” olarak bildiklerini ancak bunun ne manaya geldiğini sonradan öğrendiklerini de belirterek, “ Türkçe bilmiyorduk , Kürtçeyi yasakladı bize,  evde dahi konuşmayın diyordu. Öğrenciler birbirlerini Kürtçe konuştu diye ihbar ediyorlardı. Bir siyasi parti için çalınan tüm müzikleri ezbere öğretmişti o yaşta bize. Müfettiş teftişe gelmeden sıkı sıkıya tembihledi bizi. ‘Sakın milliyetçi marşları okumayın onun yanında’ dedi. Korkuyordu o da nedenini bilemezdik tabi ki. Müfettiş geldi duvardaki resmi gösterdi bu kim diye sordu. Atatürk dedik. Üç kez tekrarlattı bize Atatürk ismini. 
Sonra, öğretmene teşekkür edip gitti” dedi.

Matematik, okuma ve yazma ile Türkçe"yi öğrendiklerini de kaydeden Prof.Dr.Ekinci, “2 yıl daha kaldı köyde, bizi ideolojisini ve hükümetin bölgesel eğitim doktirinini  iyice uygulamış başarılı olmuştu. Sonra üstündeki baskı arttı kaçmak zorunda kaldı memleketine. Son iki sınıfı ilçede okudum onlardan daha bilgiliydim demek ki iyi bir eğitim almıştım o şartlara rağmen. Ve sonrası malum” diye konuştu. 

47Ac9377 04Ac 4D19 99D4 5461Fe7728Ac

“ÖĞRETMENİMİN İZİNİ 40 YIL SONRA BULDUM”

Öğretmenini birkaç yıl önce araştırdığını ve izini 40 yıl sonra bulduğunu ifade eden Ekinci, “Çocuklarımı alıp Mersin'e gittim buldum. Yaşlanmıştı hastaydı o dönemden kalma bir de fotoğraf albümü varmış öğrendim. Çocukluğumun resimlerini gördüm aldım. Vefat eden babamın gençlik resimlerini gördüm ağladım uzun uzun. Haklarımızı helal ettik emeği için teşekkür ettim. İdeolojisi ve dünya görüşü üzerine konuştuk uzun uzun” dedi

“KABE’DEN ARADI, HELALLİK İSTEDİ”

Prof.Dr.Ekinci, öğretmeni Adem Erden’i bulduktan bir yıl sonra öğretmeninin kendisini aradığını belirterek, şöyle devam etti:
“Bana, ‘Kabe'deyim tavaftayım çok hastayım yardımla yürüyebiliyorum, hakkınızı helal ettiniz mi? diye tekrar  sormak istedim’ dedi. Tekrar helal ettiğimi söyledim. Hac mevsimi geçince hayırlı olsun diye telefonunu çaldırdım hanımı açtı bu sefer. Hocam nerde diye sordum? Geldiğimiz günün haftasında ruhunu teslim etti dedi.”  

Ekinci, öğretmeni için, “Bizi başkalaştırmaya çalışsa da çok şey öğretti, minettarım ona. Gördüğünüz gibi kimlik bilincimiz ve dilimiz duruyor ailemiz sayesinde. Ama hala Anadilde eğitim hakkı yok ve marş öğrenmeye devam ediyoruz” diye paylaşımını bitirdi.

Images-62