Meral Özdemir
Türkiye'nin en yaşlı eczacılarından 97 yaşındaki Niyaz Dermancı, Ankara'nın Altındağ İlçesi'ndeki Derman adlı eczanesinde, ilerlemiş yaşına rağmen şifa dağıtmaya devam ediyor.
Ankara Kalesi'ne çıkarken, gümüşçüler, bakırcılar ve antikacıların kümelendiği yokuşta dıştan mütevazı görünen eczaneye adım attığınızda sizi onlarca küçük çekmeceli ahşap dolaplar, raflara dizili yeşil renkli ilaç şişeleri ve ilaç kokusu karşılıyor.
Kısa süreli şaşkınlıktan sonra zamanın durduğu hissi uyandıran eczanede, bir kaç adım atınca duvarlarında bolca çerçevelenmiş gazete kupürleri, bir bölümünde ilaç yapımında kullanılan küçük bir laboratuvar ve güncel ilaçlar göze çarpıyor.
İlacın yanı sıra kozmetik ürünlerinin de vitrinleri süslediği günümüz eczanelerinden bir hayli farklı olan Derman Eczanesi'nin hikayesini haliyle merak ettik. Derman Eczanesi, 1946'da Gülhane Tıp Akademisi'nin baş eczacısı Albay Ahmet Nazmi Dermancı tarafından Başkent'in ilk 8. eczanesi olarak açılıyor.
İLAÇ KOKUSU İÇİNDE GEÇEN BİR ÖMÜR
Tarih kokan eczanenin sahibi Niyaz Dermancı, ilerlemiş yaşına rağmen ilk günkü heyacanla mesleğini yapmaya devam ederken, tıptan eczacılığa uzanan 77 yıllık meslek yaşamını da şöyle anlatıyor.
İlk önce tıp eğitimi alan, ardından eczacılık mesleğini babasından devralmak için eczacılık fakültesine giden Dermancı, mezun olduktan sonra 1956'da eczanenin başına geçiyor.
Geçmişte eczacılık mesleğini yapmanın zor olduğunu ve her isteyenin eczane açamadığını ifade eden Dermancı, liseyi bitirdikten sonra çok istediği eczacılık yerine tıp fakültesini kazandığını söyledi.
O dönem eczacılık eğitimini Türkiye genelinde sadece 30 kişinin aldığını ifade eden Dermancı, "Ancak okul notu 'pekiyi' olanlar kazanıyordu. Benim derecem de iyi ve ortaydı. Bu nedenle onun yerine tıbbiyeyi kazandım, tıbbiyeye gittim. Babam eczaneyi açtı, ben hem eczanede çalışıyorum hem de tıbbiyeye gidiyordum. Tıbbiye bittikten sonra 1953'te otomatikman eczacılık 2. sınıfa alındım. Mezun olduktan sonra da eczaneyi babamdan devraldım" dedi.
3 NESİL AYNI ECZANEDE
Dermancı, babasından öğrendiği bilgiler hem de tıbbiye ve eczacılığı bitirmesi nedeniyle her türlü ilaç yapımını öğrendiğini belirterek, ''Eskiden ilaçlar hep havanda yapılırdı. Halen de aynı şekilde eczanemde laboratuvarım çalışır ve ben ilaç yaparım" diye konuştu.
Dermancı, özellikle yüz ve cilt hastalıklarıyla ilgili ilaçlar hazırladığını ve kendi yaptığı "Niya Derme" isimli ruhsatlı bir ilacı olduğunu ifade etti. İlacın ergenlik sivilcelerine, yüzdeki lekelere karşı kullanıldığını kaydederek, ilacı hem seri olarak yaptığını hem de ruhsatlı olduğu için laboratuvarların depolarına verdiğini söyledi.
Ankara'dan ve dışından birçok müşterisi olduğunu ve onlarla ilgilendiğini anlatan Dermancı, " Hastaların ilacını yapmak, onlara nasıl kullanacağını söylemekten mutluluk duyarım. Hastalarımın duası beni dinç tutuyor" dedi.
Niyaz Dermancı, babasından devr aldığı eczanesinde bir ömür tutukuyla çalışırken, oğlu Ali Dermancı da aynı eczanede hizmet veriyor. Tarihi eczane 3 nesildir özgün dokusu bozulmadan, güler yüzlü çalışanlarıyla hastalara şifa dağıtmaya devam ediyor.